T24 - TÖDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan İbrahim Taşel, "Ülkemizde öğrencilerin sadece yüzde 8’i dershanelere devam ediyor. Başka ülkelerde bu oran yüzde 70’lerde" dedi.
Avrupa Dershaneciler Birliği yeni adıyla ENES dördüncü toplantısını bu yıl Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER)’nin ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi.
Görüşmeler ‘Dünyadaki Dershanecilik Gerçeği’ konulu konferansla başladı. Dershanelerin eğitim sistemindeki yerinin konuşulduğu konferansa ABD, Güney Kore, Yunanistan ve Almanya’dan gelen eğitimcilerin yanı sıra MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Küçük, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen dershaneciler katıldı. Kendi ülkelerindeki eğitim sistemi ve dershanelerin bu sistem içindeki yeri hakkında bilgi veren katılımcılar, dünyanın her yerinde çeşitli sınavların uygulandığını ve bu sınavlara hazırlanan öğrencilerin çeşitli dershanelerden destek aldığını dile getirdi. Bu alanda çalışmalar yapan eğitimcilerin yaşadığı sorunlara değindi.
Toplantıda Türkiye’deki dershaneciler adına Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda da TÖDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan İbrahim Taşel konuşma yaptı.
Türkiye’deki dershanelerin dünyadaki dershaneler gerçeğinin bir parçası olduğunu belirten Taşel, "Fazla söze gerek yok, tablo gösteriyor. Dünyanın her yerinde okul dışı eğitime destek veren kuruluşlar var. Dershaneler bazı ülkelerde benimseniyor, doğru çalışmalar yaptığı ve eğitime ciddi katkılar sağladığı kabul ediliyor bazı ülkelerde ise tartışma konusu oluyor. Eğitimle ilgili bir sorun yaşandığında ilk suçlanan oluyor" dedi.
Dershaneciliğin artık ülke sınırlarını aştığını vurgulayan Taşel, Amerika’da kurulan bir dershanenin bugün Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde şube açtığını belirterek şöyle konuştu: ‘Dershaneler kırk yılı aşkın bir süredir anadoluda okuma yazmayı zor sökmüş çocuklara matematik, fizik öğretiyor. Bu ülkenin çocuklarına eğitim veriyor ancak eğitim alanında bir aksaklık yaşandığında ilk olarak dershaneler suçlanıyor. Bize yöneltilen eleştirilere kısaca değinmek istiyorum:
İddia 1: Dershaneler sadece Türkiye’de var.
İşte görüyorsunuz dünyada var. Türkiye’deki kadar yaygın değil diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Özel öğretim kurumları genel müdürü Mehmet Küçük’ün de dediği gibi ülkemizde öğrencilerin sadece yüzde 8’i dershanelere devam ediyor. Başka ülkelerde bu oran yüzde 70’lerde.
İddia 2: Dershaneler eğitimde fırsat eşitliğini bozuyor.
Eğitim imkanlarının en ileri düzeyde olduğu illerde de dershane var Şırnak’ta, Cizre’de Doğubeyazıt’ta da. Hem de sadece bir değil 5 – 6 dershanenin şubesi var. Dershaneler vasıtasıyla bu ülkenin her köşesine hizmet gidiyor. Tüm öğrenciler sınavlara hazırlanırken aynı imkalardan yararlanabiliyor. Sadece seçkinlerin, sadece büyük kentlerde yaşayanların ya da sadece ekonomik durumu iyi olanların çocukları gitmiyor dershanelere. Üniversitedeki gençlere baktığınızda bunu rahatlıkla görebilirsiniz.
İddia 3: Dershanelerde sadece test çözülüyor, eğitim verilmiyor.
Böyle düşünenlerin sadece birkaç saatlerini ayırarak dershanedeki derslere katılmalarını tavsiye ediyorum. Biz dershanelerde matematikte toplama çıkarma işlemlerinden başlayarak imla – yazım kurallarını, dil yanlışlarını, yazı yazmayı, proje hazırlamayı, labaratuvarda deney yapmayı öğretiyoruz. Dershanelerde test de öğretiliyor eğitimin temelleri de.
İddia 4: Dershaneye sadece ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocukları gidebiliyor.
Ekonomik durumu çok iyi olan ailelerin çocukları artık dershanelere de gelmiyor. Öğretmenler onların evine gidiyor. Çocukları ya özel ders alıyor ya da küçücük gruplar halinde bir takım çalışmalara katılıyor. Dershanelere işcinin memurun çocukları gidiyor. Bir yıl boyunca bir öğrenciyi 500 – 600 TL’ye okutan dershaneler var bu ülkede.
İddia 5: Dershaneler çocukları çok erken yaşlarda alıyor ve çok yoruyor.
Ülkemizde de dünyada da seçkin okullar alacağı öğrencileri seçerek alıyor ve bu okullara girmek isteyen öğrenciler de okul dışında ek çalışmalar yapıyor. Dolayısıyla hedeflerine ulaşmak isteyen çocuk dershaneye devam etmeyi tercih ediyor.
İddia 6: Dershaneleri var eden okulların yetersizliği ve sınavlar.
Bugün ülkemizde en başarılı okullar olarak belirtebileceğimiz Galatasaray Lisesi, İzmir Fen Lisesi, Robert Kolej öğrencileri yüzde 98 oranında dershaneye devam ediyor. Yurt dışına gitmeyi düşünen öğrenciler de aynı şekilde o alanda öğretim yapan başka dershanelere gidiyor. Tüm bunlar son derece yanlış ve haksız ithamlar.’
'Dershanecilik ortadan kaldırılamaz'
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Küçük toplantıda yaptığı konuşmada, dershanelerin ortadan kaldırılmasının söz konusu olamayacağına dikkat çekerek, "Bu kurumlar ihtiyaçtan doğmuştur ve ülkemiz eğitimine büyük katkılar sağlamaktadır. Dershaneler ayrıca çok sayıda öğrenciye burs imkanı sağlayarak eğitimde fırsat eşitliği konusunda önemli adımlar atmışlardır" dedi.
‘Özel – Devlet ayrımını bırakalım’
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız da , Türkiye’de dershaneler söz konusu olunca hemen bir tartışma başladığını hatırlatarak, "Ülkemizde dershaneler resmi okulların rakibi gibi algılanıyor. Ancak bu söz konusu olamaz. Devlet – özel ayrımı gözetmeden hep birlikte hareket etmeli, çözümler üretmeliyiz" diye konuştu.