Dünya

'Türkiye, yeni süper güç olmaya doğru...'

Los Angeles Times: 'Türkiye referandumla beraber Ortadoğu'nun yeni süper gücü olma pozisyonunu güçlendirdi.'

17 Eylül 2010 03:00

T24- Los Angeles Times'ta, "Anayasa reformunun referandumda kabul edilmesiyle, Türkiye'nin, Ortadoğu'nun yeni süper gücü olma pozisyonunu pekiştirme yolunda bir adım daha attığı, bunun ülkeyi ileriye götürdüğü" belirtildi.


ABD'deki Los Angeles Times gazetesinde Türkiye'deki anayasa referandumuyla ilgili bir yazı yayımlandı.


Yazıda, AK Parti'nin, ülkeyi "gerçek demokrasiye" hiç olmadığı kadar yakınlaştırdığı da kaydedildi.


İran asıllı Amerikalı yazar Reza Aslan imzasıyla yayımlanan, "Türkiye'nin Demokratik Çabası" başlıklı yazıda, "AK Parti tarafından getirilen anayasal reformların kabulü, ülkeyi ileriye götürüyor. 'İslami ahlaki değerler' olarak adlandırdığı taahhüdü benimseyen bir siyasi parti, Türkiye'yi 'gerçek bir demokrasiye' hiç olmadığı kadar yakınlaştırdı" ifadesi kullanıldı.


Yazıda, "reformların kadın, çocuk ve engellilerin haklarını güçlendirdiği, Hristiyan ve Kürt azınlıklara daha fazla özgürlük tanıdığı, kısıtlayıcı iş yasalarını rahatlattığı, ordunun siyasetteki rolünü azalttığı ve ülke genelinde daha demokratik kurumların yaratılmasına olanak tanıdığı, daha da önemlisi, sıradan vatandaşlara daha fazla yasal koruma sağlayarak ve ordunun sivil mahkemeler önündeki dokunulmazlığını kaldırarak, mahkemelerin yapısını yeniden düzenlediği" belirtildi.


Muhalefetin, özellikle yargıç atamaları konusunda cumhurbaşkanı ve parlamentoya çok fazla güç tanındığına dair eleştirilerine atıfta bulunulan yazıda, ancak bu tür tezlerin seçmenleri ikna etmeyi başaramadığı kaydedildi.


Yazıda, "Avrupa'daki muhafazakar Hristiyan Demokrat partilerini model alan AK Parti'nin, 2002 yılında iktidara gelişinden bu yana, ordunun Türk demokrasisinin koruyucusu rolünü sürekli azalttığı ve Türklere, anayasal demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlılığı yansıtan yönetim modeli sunduğu" belirtildi.


'Türkiye, artık ABD'nin emrinde olmak istemiyor'

"Türkiye'nin, AK Parti iktidarı altında sadece daha özgür, liberal, kapsayıcı ve demokratik ülke olmakla kalmadığı, aynı zamanda daha hakim küresel güç haline geldiği ve tarihinde hiç görmediği ekonomik büyüme deneyimi yaşadığı" ifade edilen yazıda, Türkiye'nin Batı ile stratejik ittifakına sırtını döndüğü ve bunun yerine ABD'nin bölgedeki çıkarlarına karşı "İslami eksen" inşa etmekte olduğu iddiaları "saçma" olarak nitelendirildi.


Yazıda, "AK Parti'nin iç ve dış politikasını yönlendiren unsurun İslam değil, ekonomik ve ulusal güvenlik çıkarları olduğu" kaydedilerek, "Eğer Türkiye, diplomatik çabalarını Ortadoğu, Orta Asya ve Basra Körfezi üzerinde odaklıyorsa, bu, ekonomik büyümesinin Avrupa ya da ABD'den değil, oradan gelmesi nedeniyle" ifadesi kullanıldı.


"Türkiye'nin daha sağlam dış politikası ve kendisini bölgedeki sorunlarda arabulucu olarak yerleştirme gayretlerinin, ulusal güveninin yeniden canlanması hissinin sonucu olduğu" belirtilen yazıda, şöyle devam edildi:


"Türkiye, artık ABD'nin emrinde olmak istemiyor, bölge sorunlarının çözümüne dair kendi önerilerine ve siyasetleriyle, eşit bir müttefik olarak muamele görmesi için ısrarcı oluyor. Bu iyi bir şey, çünkü Türkiye'nin bölgedeki çıkarları, İsrail-Filisin sorununda iki devletli çözümün sağlanması, Irak ve Afganistan'da istikrarın inşa edilmesi ya da İran'ın nükleer silah geliştirmesinin engellenmesi konularında olsun, ABD'ninkilerle örtüşüyor. Aslında, Türkiye'nin, şimdi ABD'nin Ortadoğu'daki en stratejik müttefiki olduğu söylemek abartı olmaz".


Yazıda ayrıca, "Türkiye'nin, Ortadoğu halkına, Mısır, Ürdün ve Suriye'deki laik diktatörlüklerden ya da İran ve Suudi Arabistan'daki dini otoriter rejimlerden daha özgün İslami yönetim örneği sunduğu, AK Parti'nin, İslam ile demokrasi arasında çelişki olmadığını, İslami değerlere kendini adayan bir partinin de insan hakları, anayasallık, çoğulculuk ve hukukun üstünlüğüne de aynı oranda bağlı kalabileceğini kanıtladığı" belirtildi.


Gazetedeki yazıda, "anayasal reformların kabulüyle, Türkiye, Ortadoğu'nun yeni süper gücü, modern, Müslüman çoğunluklu demokrasinin, fırsat verildiği takdirde neleri başarabildiğinin parlayan modeli olma pozisyonunu pekiştirme yolunda bir adım daha attı" ifadesine yer verildi.