Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, Gezi Parkı soruşturması kapsamında 17 Kasım 2018'den beri tutuklu bulunan Bernard van Leer Vakfı'nın Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu hakkında bir yazı kaleme aldı. Aksakoğlu ile ilgili ileri sürülen suçlamalar ve suç için gösterilen deliller arasında bir “İlliyet rabıtası” bulunmadığını ifade eden Uğur, "iddianameye bakıldığında ciddi soru işaretleriyle karşılaşmak mümkün" dedi.
TIKLAYIN - Nagehan Alçı: Lütfen bu fotoğrafı görün!
Fuat Uğur'un, "Gezi’nin 6. yılında bir mağdur; Yiğit Aksakoğlu" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
Şu aşamada yalnızca Osman Kavala ile Yiğit Aksakoğlu tutuklu.
İlginç olan şu ki Yiğit Aksakoğlu’nun Osman Kavala’yla hiçbir bağlantısı ve tanışıklığı yok. Yaklaşık 7 aydır tutuklu olan Yiğit Aksakoğlu “Gezi’yi organize etmek" le suçlanıyor ve ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor.
İddianame epey sorunlu
İddianameye bakıldığında ciddi soru işaretleriyle karşılaşmak mümkün.
1-Yiğit Aksakoğlu ile ilgili ileri sürülen suçlamalar ve suç için gösterilen deliller arasında bir “İlliyet rabıtası” bulunmuyor. Daha doğrusu suçlamanın “delil” i suç olamayacak nitelikte. Misal, diğer sanıklardan H.G. ile “Diyalog ve Uzlaşma Merkezi Derneği”kurmaları “suç delili” olarak gösterilmiş. Peki dernek kurmak ne zamandır suç ve derneğin kendisi suç delili oldu?
2-Yiğit Aksakoğlu’nun Sırbistan’da sokak hareketlerinin organizatörü OTPOR’un lideri İvan Maroviç’i Türkiye’ye davet ettiği iddiası. Aksakoğlu’ndan, bu dernekte “çözüm ve şiddet” konulu bir ders vermesi için isim önerisi isteniyor, Aksakoğlu da tam tersine“Maroviç var ama onun için CIA filan diyorlar” diyerek şerh düşüyor. Zaten ne Maroviç geliyor ne de ders oluyor.
3-Aksakoğlu’nun STK çalışmaları bir suçmuş gibi sunuluyor iddianamede. Bunun yanısıra siddetsizeylem.org adlı web sitesinin sahibi olması da iddianamede “delil” olarak değerlendiriliyor. Üstelik bu sitede hiçbir yayın yapılmamış olmasına rağmen.
4-Yiğit Aksakoğlu’nun görüştüğü kişiler arasında Alevi ve gayrimüslimlerin olduğu ifadesi ise iddianameyi hazırlayanlar açısından bir ayıp teşkil ediyor.
5-Acı olan şu ki iddianamede yer alan tüm delil ve bilgiler, firari savcı Akkaş’ın emriyle dinlenen telefon kayıtlarından, ayrıca o dönemde emniyetin hazırladığı raporlardan oluşuyor.
Evet, tüm bu bilgiler iki küçük kız çocuğundan ayrı olarak tutukluluğu devam eden Yiğit Aksakoğlu hakkındaki adaletsizliğin ipuçlarını veriyor insana. Bu genç adamın özgeçmişine baktığımızda hakikaten eğitimli, entelektüel, sivil toplum sorumluluklarına sahip, temiz ve dürüst bir profille karşılaşıyoruz. Ben ne savcı ne de hâkimim ama bir gazeteci olarak ortadaki haksızlığı görüyorum.
Yargı mekanizması o süreçte birkaç kez yazdığım Büyükada davası benzeri bir mağduriyetin sorumlusu olmamalıdır derim.