ABD liderliğindeki koalisyon, Türkiye, Körfez ülkeleri ve Rusya bugünlerde bütün bölgeyi etkileyecek büyük bir kararın eşiğinde.
Bu karar Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün bundan üç yıl önce kontrolünü ele geçirdiği ve başkenti ilan ettiği Rakka'nın geri alınmasında kimin nasıl bir rol oynayacağı ile ilgili.
Türkiye de Rakka operasyonunda etkin rol oynamak istediğini açıkça dile getiren aktörlerden.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ziyareti sonrasında Türkiye'ye dönerken yaptığı açıklamalarda operasyonu ABD ile birlikte yapma niyetini bir kez daha dile getirdi ve "Sizinle birlikte hareket ederiz. Yeter ki DEAŞ'ı Rakka'dan da temizleyelim" dedi.
Ancak Erdoğan'ın tek bir şartı vardı:
Çatısını Suriyeli Kürt silahlı gücü YPG'nin oluşturduğu ve ABD'nin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri'nin Rakka harekâtına dahil edilmemesi.
ABD'den gelen son mesajlar ise Erdoğan'ın bu şartının yerine getirilebileceği yönünde sinyal vermekten çok uzak.
ABD Ordusu'nun Irak'taki en üst düzey komutanı General Stephen Townsend, dün düzenlediği basın toplantısında Kürt güçlerinin bir şekilde operasyona katılacağını söyledi.
General Townsend, Türkiye'nin Rakka operasyonuna katılımı konusunu da ayrıca Ankara'yla görüşmeye devam ettiklerini ifade etti.
BBC Türkçe'ye konuşan analistler ABD'nin birkaç açıdan Türkiye'ye ihtiyacı olduğuna da dikkat çekiyor.
Bunlardan bir tanesi, Rakka operasyonu için gerekli zırhlı birlikler. Bir diğeri karadaki güçlerin desteklenmesi için kullanımına devam edilmesi gereken İncirlik Üssü.
Bir başka unsur ise Rakka'nın demografik yapısı.
Güvenlik analisti Metin Gürcan, 35-40 bin civarında YPG militanının Kobani ve Cezire'den de ayrılarak Rakka'ya gideceğini ve bu durumda ABD'nin Türkiye'den "tek taraflı operasyon düzenlememesi" için taahhüt alması gerektiğini söylüyor ve ekliyor:
"Türkiye, Rakka operasyonuna katılmasa bile, işin doğası gereği mutlaka önemli aktörlerden birisi haline geliyor. ABD bu taahhüttü alamazsa Rakka'ya yönelemez, mümkün değil."
Peki Türkiye'nin Rakka operasyonuna katılımı nasıl olacak? ABD, NATO müttefiki bir devlet olan Türkiye ve uzun zamandır eğittiği Kürt militanlar arasında bir tercih mi yapacak?
Gürcan ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) bu haftanın başında Twitter'dan paylaştığı kadın militan fotoğraflarına atıfta bulunarak şöyle diyor: "Centcom'un bu son YPG güzellemelerine baktığınızda ben ABD'nin bu tercihi yaptığını ve kolay kolay da Rakka için YPG'den vazgeçemeyeceğini değerlendiriyorum. Ama Türkiye'yi de düşük profille de olsa Rakka'ya eklemeye çalışacaktır. ABD'nin Türkiye'yi gözden çıkaracağını, tamamen dışlayacağını veya Türkiye'yi idare etmeye çalıştığı yorumlarına katılmıyorum. Türkiye'nin, 'YPG'yi bırak, Türkiye'yi seç' dediğinde de ABD'nin önüne ikna edici bir yol haritası bir operasyon planı koyamadığını düşünüyorum" diyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'ndan (SETA) analist Murat Yeşiltaş Murat Yeşiltaş da Rakka operasyonun zorluklarına dikkat çekerek benzer bir tespitte bulunuyor: "Evet, prensip olarak belki Trump yönetimi devlet dışı bir aktörle çalışarak bir müttefikini kaybetmek istemeyecektir. Ama sahadaki gerçekliğe baktıklarında çok farklı şeyler görüyorlar" diyor ve kritik noktanın Türkiye'nin çizdiği plana odaklandığını söylüyor:
"Türkiye'nin ABD'ye sunacağı planın çalışıyor olması lazım. Birinci soru, Türkiye Rakka'ya nereden müdahale edecek? İkincisi kimlerle müdahale edecek? ABD'liler birinci sorunun cevabını almakta zorlanmıyor olabilirler ama ikinci sorunun yanıtını almakta kesinlikle zorlanıyorlardır. Bu ABD'nin Rakka'da kiminle çalışacağını da belirleyecektir."
ABD'nin Türkiye ve Kürtler arasında her koşulda riskler barındıran ilişkilerini ise Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nin Türkiye ve Ortadoğu uzmanı Aaron Stein şöyle özetliyor: "Rakka için askeri planlama oldukça basit. Siyaset değil. Türk-Kürt gerilimi olmasaydı bu operasyon aylar önce başlardı."
Rakka konusunda verilecek karar hangi ülkenin Suriye'nin geleceğinde nasıl söz hakkına sahip olacağını da belirleyecek.
Analistler Türkiye'nin Rakka operasyonuna katılmak konusunda sıkça dile getirdiği isteğini ve bununla ilgili aralıksız olarak sürdürülen diplomatik çabayı da buna bağlıyor: Suriye savaşının sonraki aşamalarında ve barış görüşmelerinde daha fazla söz hakkı sahibi olmak.
Murat Yeşiltaş, "Birinci hedef IŞİD'in toprak kontrolünün bitirilmesi… Türkiye'nin bunu sağlayan aktör olması elini bölgesel ölçekte güçlendirecektir" diyor.
Güvenlik analisti Metin Gürcan da "Türkiye'yi bu operasyon (Fırat Kalkanı) sayesinde muhatap almaya başladılar. Türkiye, 'Fırat'ın batısında bu yaptığım şey işe yaradıysa, Fırat'ın doğusunda da bir şekilde sahada olmalıyım derdinde. Bunu yapabilmek için de Rakka operasyonu gerekli" yorumunu yapıyor.
Rakka operasyonu, jeopolitik açmazların bir şekilde çözülmesiyle harekete geçse dahi, Türkiye içindeki IŞİD hücrelerinin bombalı saldırılara kalkışma riski de sıkça dile getiriliyor.
Yeşiltaş bu riskin ABD için de geçerli olduğunu hatırlatıyor ve Türkiye'nin özellikle son bir-iki yıldır IŞİD'e karşı yaptığı terör operasyonlarını bu tür saldırıların önünü kesebilecek nitelikte olduğunu vurguluyor.
Şubat ayında Erdoğan'ın Körfez ülkelerine yaptığı ziyaretten, ABD'nin yeni CIA direktörü Mike Pompeo'nun yurt dışına yaptığı ilk ziyareti Ankara'ya gerçekleştirmesine kadar bütün kapılar Rakka'ya ve bu olası senaryolara çıkıyor.
Bu trafik bazen öyle yoğunlaştı ve o kadar karmaşık bir hal aldı ki, ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı John McCain Suudi Arabistan ziyaretinden sonra bir de Suriye'nin kuzeyinde Kürt kantonlarını gizlice ziyaret etti. Ertesi gün 20 Şubat'ta Türkiye'ye gelerek Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile görüştü.
Muhtemelen Türkiye'nin hassasiyetleri gözetilerek, bir ABD'li senatörün Suriye'nin kuzeyine yaptığı bu ziyaret basına uzun bir süre yansımadı.
Bütün bu gelişmelerin bağlanacağı noktayı bulmak için sahada özellikle yaz aylarında olanlara bakmak yeterli olacak. ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, IŞİD'e karşı mücadele ve Suriye konusunda uzun uzadıya beklemeyeceğinin sinyalini, acil bir mücadele planı isteyerek verdi.
Güvenlik kurmaylarının bu hafta başında sunduğu bu planın detayları ise Türkiye'nin yakın zamanda yapmak istediklerini yakından ilgilendirir nitelikte.