Bu nedenle, Türkiye'nin sert tepkisine karşın, ana omurgasını Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile askeri iş birliğinin devamından yanalar.
Ankara, Esad yönetiminin devrilmesiyle başlayan yeni dönemin bu konuda bir adım atılması için fırsat oluşturduğunu düşünüyor.
Üst düzey yetkililer IŞİD ile mücadelenin sekteye uğramaması ve Batılı ülkelerin kaygılarının giderilmesi için süreci yönetme konusunda istekli olduklarını vurguluyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Ocak'ta verdiği bir röportajda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın IŞİD ile ilgili konularda Türkiye'nin neler yapabileceğinin araştırılması için kendisine ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e talimat verdiğini kaydetti.
Ankara rol üstlenmeye hazır
Savunma Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlarla gerekli çalışmaların yapıldığını kaydeden Fidan, hem IŞİD ile mücadele hem de mevcut cezaevleri ve kampların gözetimi konusunda Ankara'nın rol üstlenmeye hazır olduğunu söyledi.
Bu kapsamda, Şam'daki yeni yönetimin de devreye girebileceğini kaydeden Bakan Fidan, Esad'ı devirerek iktidara gelen Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün geçmişte IŞİD ile mücadele ettiğini de anımsattı.
Savunma Bakanı Güler de Aralık ayında yaptığı bir açıklamada iş birliği konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hazır olduğunu kaydetti ve şu ifadeleri kullandı:
"ABD'ye 'Terör örgütü PKK/YPG ile hareket etmeyi bırakın. Görevlendireceğimiz üç komando tugayı ile DEAŞ'a [IŞİD] karşı birlikte mücadele edelim' dedik. Hatta onlara binlerce DEAŞ'lı teröristin ve ailelerinin tutulduğu El-Hol kampının kontrolünü sağlayabileceğimizi ilettik."
Ancak Bakan Güler, Ankara'nın bu önerisine ABD'nin sessiz kaldığını ve YPG ile çalışmaya devam etmeyi tercih ettiğini kaydetti.
ABD sıcak bakmıyor
ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler, Türkiye'nin önerisine sıcak bakmıyor.
Diplomatik kaynaklara göre bunun üç nedeni bulunuyor:
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 6 Ocak'ta yaptığı bir konuşmada Suriyeli Kürtlerden "özgürlük savaşçıları" olarak bahsetmesi ve Fransa'nın onları yalnız bırakmayacağı garantisini vermesi de bu kapsamda değerlendiriliyor.
Aynı şekilde ABD'de senatörler Chris Van Hollen ve Lindsey Graham, Türkiye'nin YPG'ye karşı askeri harekat düzenlemesi durumunda yaptırım uygulanması için son haftalarda girişimlerde bulunuyorlar.
Ankara Trump'ı bekliyor
Biden yönetimi ile bu konuda ortak bir uzlaşı geliştiremeyen Ankara'nın beklentisi, 20 Ocak'ta görevi devralacak olan Donald Trump ile bu konuda yeni bir diyalog başlatmak ve önerilerinin kabul edilmesini sağlamak.
Ankara'da yapılan değerlendirmelerde, Trump'ın ilk dönem başkanlığı sırasında Suriye'den asker çekme konusundaki yaşama geçiremediği iradesini bu sefer tam olarak uygulama beklentisi öne çıkıyor.
Ancak Trump, 7 Ocak'taki basın toplantısında, Suriye'den asker çekme konusundaki bir soruya yanıt vermedi ve ilk dönem başkanlığı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Kürtlere dönük operasyon yapmamasını istediğini, Erdoğan'ın da buna uyduğunu" söyledi.
Diplomatik kaynaklar, İsrail ile Hamas arasındaki gerilimin sürdüğü bir dönemde ABD'nin bölgeden asker çekme kararını almasının güç olduğunu; özellikle Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) bu fikre sıcak bakmadığını kaydediyorlar.
Son dönemde Suriye'deki asker sayısının 900'den 2000'e çıkartıldığına ilişkin haberlerin bu düşünceyi güçlendirdiği yapılan yorumlar arasında.