TÜSİAD tarafından hazırlanan su raporlarında, ’Türkiye su zengini’ savının yanlışlığına dikkat çekilerek, TÜİK verilerine göre bin 700 metreküp kişi başına su ile Türkiye’nin ’su stresi çeken’ ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekildi.
"Su petrolden değerli olacak" uyarısı yapan TÜSİAD, bu doğal kaynağa sahip çıkılarak iyi yönetilmesini istedi.
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) dün kamuoyu ile iki rapor birden paylaşarak, ’su’ konusunu gündeme taşıdı. "Sürdürülebilir Su Yönetimi" konulu konferansta "Türkiye’de Su Yönetiminin Durumu: Sorunlar ve Öneriler" ve "Şebeke Suyu Hizmetlerinde Özel Sektör Katılım: Dünya Uygulamaları Işığında Türkiye için Model Tartışması" başlıklı raporlarını tanıtan TÜSİAD, Türkiye’nin ’su zengini’ değil, ’su stresi’ içinde olduğunu, elindeki kaynakları kullanamazsa 2030’da ’su fakiri’ olacağı uyarıları yapıldı.
TÜSİAD, raporlarında, gelecek dönemlerde petrolden bile önemli bir doğal kaynak olacağı düşünülen suya, ’sahip çıkılmasını’ isteyerek, suyun ülke ihtiyaçları ve menfaatleri gözetilerek kullanılması ve yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Raporlarda şu noktalara dikkat çekildi:
Su stresi çekiyoruz
Türkiye’de kişi başına düşen teknik ve ekonomik olarak kullanılabilir yıllık su miktarı 1500-1735 metreküp civarında. TÜİK verilerine göre de 1700 metreküp. Bu büyüklükle Türkiye su kısıtı yaşayan bir ülke konumuna giriyor. Yılda kişi başı 1000 metreküpün altında su kullanan ülkeler su fakiri. 1000-3000 metreküp arasında su kullananlar su kısıtı su stresi çeken ülke. 10 bin metreküpün üzerinde su tüketenler ise su zengini ülkeler olarak nitelendiriliyor.
Türkiye için 2030 yılı ve 100 milyon nüfus öngörüsüyle, bu değerin 1000 metreküp/kişi yılın altına düşebileceği ileri sürülüyor. Bunun sonucu olarak Türkiye’nin su fakiri ülke konumuna gerileyeceği öngörülüyor.
Potansiyelin yüzde 30’u
Kıtalar ölçeğinde bakıldığında da Türkiye’nin sanılanın aksine su zengini olmadığı görülüyor. BM verilerine göre, kişi başına kullanılabilir su potansiyeli bakımından Türkiye 182 ülke arasında 103’üncü. Mevcut durumda su potansiyelimizin ancak yüzde 30’u kullanıma sunuluyor. Su potansiyelinin tümünün kullanılması için çok ciddi miktarda yatırıma gereksinim duyuluyor.
Türkiye’de geniş kapsamlı bir su yasasına ihtiyaç var. Ancak bu veya benzeri yasalar çıkartılırken, merkezi hükümet ile yerel yönetimlere ait dengeler gözetilmeli, yetki ve sorumluklar iyi analiz edilerek "su" bir siyasal güç-baskı enstrümanına dönüştürülmemeli.
Silahtan daha çok suya yatırım gerekiyor
Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon, 5’inci Dünya Su Forumu’nun mart 2009’da İstanbul’da düzenleneceğini hatırlatırken, "Hükümetlerin bugün suyun arıtılması ve kaliteli su kullanılması için silahlara olduğundan daha fazla yatırım yapılması konusunda ikna edilmesi gerekiyor" dedi.
2050’de her 4 kişiden biri içme suyu bulamayacak
Rahatsızlığı nedeniyle konferansa katılamayan, ancak konuşması Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Karamercan tarafından okunan TÜSİAD Arzuhan Doğan Yalçındağ da, şu noktalara dikkat çekti: "Dünyadaki ve ülkemizdeki su kısıtı giderek daha vahim bir hal alıyor. Dünyada 40 ülkede 2 milyardan fazla insanın su sıkıntısı çektiği ve 1.1 milyar insanın da yeterli su kaynaklarına ulaşamadığını belirtiliyor. İyimser bir tahminle 2050’de her 4 kişiden birisinin yeterli içme suyuna ulaşamayacağı öngörülüyor. Maalesef, ülkemizde su kaynaklarımızı etkin kullandığımız ve yönettiğimiz söylenemez. Dünyada artık şebeke suyu hizmetlerindeki, şebeke suyu hizmetlerine özel sektörün katılımı seçeneği gündemde. Türkiye’de de uygun düzenleme, politika yapıcı kurumlar eşgüdümünde, bu hizmet özel sektörün kullanımına açılmalı."
Eroğlu: Şehir sularını özel sektöre açabiliriz
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, "Türkiye’de su sıkıntısı yoktur. Sıkıntı, yatırımların zamanında yapılmamasıdır" derken, özel sektörden destek istedi. TÜSİAD tarafından düzenlenen konferansa katılan Eroğlu, "Hidroelektrik santrallarının yanı sıra şehirlerin içme ve kullanma suyu dağıtma, faturalama ve işletmesinin özelleştirilmesi mümkün. Bu konuda da iş adamlarından destek bekliyoruz" diye konuştu.
Eroğlu, "Yap-işlet-devret kanununda çeşitli kolaylıklar getirdik. İş adamlarından beklentim, sulama projeleri yapmaları. Devlet garantisi altında sulama tesislerini ihale ediyoruz" derken, kendi yaptıkları çalışmalar hakkında da şu bilgileri verdi: "İçme ve Kullanma Suyu Eylem Planı hazırladık. 81 ilin nüfus, ihtiyaç ve kaynaklarını inceledik. Bu 2040’a kadar devam edecek bir süreç. İlk kademede, 2023 yılına kadar hiçbir şehrin ve köyün susuz kalmaması hedefleniyor."