Küresel piyasalar, 17-18 Eylül'de yapılacak ABD Merkez Bankası Fed'in toplantısından çıkabilecek aylık 85 milyar dolarlık tahvil alım programının azaltılacağına dair karara odaklandı. Uzmanlara göre ABD Merkez Bankası Fed'in alacağı kararlardan en olumsuz etkilenecek ülkelerin başında Türkiye gelebilir.
Wall Street Journal'dan Fercan Yalınkılıç ve Kerim Karakaya'nın haberine göre, yaptığı ankete katılan 45 ekonomistin yarısı tahvil alım programında Eylül'de azaltılmaya gidileceğini tahmin ediyor. Ankete göre Fed tahvil alımını ilk etapta 65 milyar dolara indireceği öngörülüyor.
Fed'in tahvil alım programını açıkladığı Eylül 2012'de yüzde 1,6 seviyesinde işlem gören ABD 10 yıllık tahvilleri, programın azaltılacağı beklentisiyle Mart'tan sonra hızlı bir yükseliş yaşayarak yüzde 2,9 seviyesine yaklaştı.
Tahvil alım programının 20 milyar dolar azaltılması ABD piyasaları için orta vadede ciddi bir tehlike yaratma ihtimali düşük. Şirket karları ve ekonomi Fed'den sağlanan likidite bolluğu olmadan da ayakta durabileceğinin ilk sinyallerini verdi. Büyüme verisi ikinci çeyrekte beklentinin 0,7 puan üzerinde yüzde 1,7 olarak gerçekleşti. Robert Shiller'in verilerine göre S&P 500 şirketlerinin reel karları da kriz öncesi seviyelerine ulaştı. WSJ'nin anketine katılan ekonomistler ABD'de büyüme oranının da yıl ortasından sonra yüzde 2'nin üstüne çıkacağını tahmin etti.
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan Eylül'de tahvil alımının azaltılacağına dair beklentilere katıldığını ancak Fed'in piyasayı çok korkutmamak için programı sadece 10 milyar dolar azaltarak 75 milyar dolara indirebileceğini de ekledi. Manukyan, piyasanın asıl ilgileneceği noktanın Fed'in faizleri artırmak için belirleyeceği ekonomik verilere dair eşiklere bağladı. "Fed'in açıklamalarında konulan eşik değerleri 2015-2016 beklentilerini gösterecek. Konacak sert eşik veriler piyasayı tedirgin edebilir" dedi.
Fed'in piyasaya sağladığı likiditenin azaltılmasının somut etkisinden daha çok psikolojik etkisi ABD piyasalarında satışı tetikleyebilir. Tahvil alımlarının azaltılması hisse, tahvil ve değerli metal fiyatlarında düzeltmeye neden olurken, doların değer kazanması bekleniyor.
Dolarda, gelişen ülke dövizlerine karşı yaşanacak değer kazancı borsalarında satışı beraberinde getirebilir. Uzmanlara göre ABD Merkez Bankası Fed'in alacağı kararlardan en olumsuz etkilenecek ülkelerin başında Türkiye gelebilir.
Piyasaları zor günlerin beklediğini söyleyen Global Source Ekonomisti Atilla Yeşilada, 2014 Mart tarihine kadar bütün piyasaların "ayı piyasasına" girmesini beklediğini söyledi. Yeşilada, "Fed'in Eylül ayında alacağı karar sonrası gelişmekte olan ülkelerdeki şokun atlatılacağı görüşleri var. Bunlara katılmıyorum. Fed, 2 yıl içinde parasal normalleşmeye geçecek. Bu gelişmekte olan ülkeler için partinin bittiği anlamına geliyor. Bütün piyasalar bu gelişmelerden olumsuz etkilenecek" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'deki iç siyasi gelişmelerin de kaygı verici olduğunu vurgulayan Yeşilada, "Hükümet, Gezi ve Mısır gibi hayaletlerle uğraşıyor. Erdoğan ekonomi ile ilgilenmiyor. Bu durumda darboğazdan zor kurtuluruz" dedi.
Bosphorus Capital Genel Müdürü Murat Salar da kısa vadede piyasalarda önemli satış beklediğini kaydetti. "Önemli olan Fed'in ne zaman parasal genişlemeyi azaltacağından artık Fed'in genişlemeci politika uygulamayacak olmasıdır" diyen Salar, "Daha önce global parasal bolluktan en çok faydalanan ülkelerden olan Türkiye, şimdi en olumsuz etkilenecek ülkeler arasında yer alacak. Bütün piyasalarda kısa vadede önemli satışlar olacak. Ardından fiyatların cazip bir noktaya gelmesi ile Türkiye için pozitif bir süreç yaşanacak. Yıl sonuna doğru piyasalar daha cazip olacak" dedi. Salar'a göre enflasyonu yükselen, büyümekte zorlanan, yüksek cari açığı ve görece çok cazip olmayan fiyatları ile Türkiye'nin pozitif bir hikayesi henüz yok.
Fed'in tahvil programını azlatabileceğine dair verdiği sinyaller Türkiye'de bir süredir olumsuz fiyatlanıyor. Mayıs ayından bu yana BIST 100 endeksi yüzde 20, lira ise dolar karşısında yüzde 10'a yakın değer kaybetti.
Morgan Stanley'nin müşterilerine yolladığı raporda ABD'nin niceliksel genişlemesi Brezilya, Hindistan, Türkiye gibi ülkeleri olumsuz etkileyecek. Rapora göre Türkiye yerli kredi büyüme hızının kesilmesinin baskılayıcı etkilerini yaşayacak.
"Her halükarda gelişen piyasalar aşağı yönlü olacak" diyen Manukyan gelişen piyasaların toparlanması için ABD'de ekonomik toparlanma yaşanması gerektiğini belirtti.
Fed, ABD'de işsizliğin yüksek ve enflasyonun düşük seyretmesi ardından ekonomiyi canlandırmak için 12 Eylül 2012'de 40 milyar dolarlık mortgage ve 45 milyar dolarlık uzun vadeli tahvil alımı programına devam edeceğini açıklamıştı. Fed o tarihten bu yana yaklaşık 11 ayda toplam 800 milyar dolarlık tahvil alımı daha yaparak işsizlik oranın yüzde 8 seviyelerinden yüzde 7,4'e inmesine yardım ederken, enflasyonun da yüzde 1,7 seviyesinden 2 civarına çekilmesini sağladı.
ABD Merkez Bankası Fed'in genişlemeci para politikasında sıkılaştırmaya gitmesi için işsizlik oranın yüzde 6,5'a, enflasyon oranının yüzde 2 seviyesinde seyretmesi ve enflasyona dair uzun vadeli beklentinin istikrarlı olması gerektiğini açıklamıştı. Fed üyeleri 2015 ortalarına kadar yüzde 0 – 0,25 arası düşük faiz oranına devam edileceğini tahmin ediyor.
Tarihsel olarak bakıldığında Sonbahar ayları kriz ayları olarak hatırlanıyor. 24 Eylül 1869'ta Jay Gould ve James Fisk'in altın piyasasını köşeye sıkıştırmaya çalışmasından sonra hisse fiyatları çakıldı. O güne "Kara Cuma " adı verildi.
1907 yılında yaşanan bankacılık kriziyle Ekim'de ABD borsa endeksi yüzde 50 değer kaybetti. Büyük Buhran'ın da başlamasını tetikleyecek olan ve "Kara Salı" olarak hatırlanan 24 Ekim 1929'da ABD borsası yüzde 11 değer kaybetti.
ABD'de oran bakımından en büyük düşüş gene sonbaharda yaşandı. 19 Ekim 1987'de ABD borsası bir günde yüzde 22 düşerek dünya piyasalarına şok dalgası yaydı. O gün Hong Kong borsası bir seansta yüzde 45,5 değer kaybetti. O gün piyasa tarihine "Kara Pazartesi" olarak geçti.
Ünlü yatırımcı George Soros, "Kara Çarşamba" olarak anılacak 16 Eylül 1992 gününde İngiltere Merkez Bankası'nın belini kırmış ve poundun devalüe edilmesine neden olmuştu.
Asya krizi de Sonbahar'da patlak verdi ve 27 Ekim 1997'de Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 4,54 düştü. ABD mortgage kriziyle patlak verecek olan ayı piyasasına 11 Ekim 2007'de girdi.
Son 60 yıllık tarihsel ortalamalara bakıldığında Eylül ayı yüzde 0,52 kayıpla en kötü borsa performansının yaşandığı ay olarak da dikkat çekiyor.
Borsa İstanbul tarihsel olarak en iyi performansı yılın son aylarında gösteriyor. Son 10 yılda Eylül aylarında borsa ortalama yüzde 2,8 kazandırdı. Hisse senetleri ortalama olarak Ekim'de yüzde 5,8, Kasım'da ise yüzde 4 oranında getiri sağladı. Aylık bazda en yüksek getiri yüzde 9,5 ile Aralık aylarında sağlandı. Buna karşın borsanın en kötü performans gösterdiği ayların ilk sırasında Mayıs yer aldı. Mayıs'ta hisse senetleri ortalama yüzde 3,9 kaybettirdi.