((Türkiye ile AB arasında çıkan geri kabul anlaşmasıyla ilgili pürüzler ve Yunanistan'daki ekonomik kriz, Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorumların konularını oluşturuyor.))
Türkiye'nin Avrupa Birliği ile imzaladığı ‘geri kabul' anlaşmasının kriterleri arasında yer alan terörle mücadele yasasının değiştirilmesi taraflar arasında tartışmaya yol açtı. ‘Kölner Stadt-Anzeiger' gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yasanın değiştirilmesini ret etmesini şöyle yorumluyor:
“Cumhurbaşkanı yasanın değiştirilmeyeceğini söyledi. Erdoğan kendisini eleştirenlere karşı çok amaçlı silah olarak kullanabilmek için yasanın kapsamının daha da genişletilmesini istiyor. Yasa değişikliği Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma uyarınca vize muafiyetinin kaldırılabilmesi için konulan 72 şart arasında yer alıyor. Türkiye vizenin kaldırılmasını geri kabul anlaşmasının en önemli unsuru sayıyor. Bu durumda anlaşmanın hükümsüz kalması söz konusu olabilir. Mülteci krizinin çözümünün Türkiye'nin de çıkarına olacağı anlaşmanın temelini oluşturmaktaydı. AB bu nedenle tam üyelik görüşmelerinin hızlandırılmasını önermişti. Anlaşılan, AB ile Türkiye'nin krizde aynı çıkarları paylaştıkları varsayımı geçerliğini kaybetmiş bulunuyor.”
Straubinger Tagblatt gazetesinin AB ile Türkiye arasındaki geri kabul anlaşmasına ayırdığı yorum ise şöyle:
“Angela Merkel, krize Türkiye'nin katkısıyla çözüm aramakla büyük risk almış oldu. Gerçi Yunan adalarına kaçanların sayısında şimdilik azalma var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyük önem verdiği vize muafiyetine karşı ise Fransa, Avusturya ve diğer Avrupa ülkelerinde yoğun direniş gösteriliyor. Bütün şartları yerine getirmek istemeyen cumhurbaşkanı haziran sonuna kadar vize muafiyetine kavuşamazsa, Yunanistan'a geçen mültecilerin geri kabul edilmesiyle ilgili anlaşmanın hükümsüz kalma tehlikesi artar. Böyle bir durumda mahcup olup dağ gibi problemlerle karşılaşacak olan ise Almanya Başbakanı Merkel'dir.”
Euro Bölgesi'ndeki Yunanistan'a ‘borç kolaylığı' gösterme tartışmalarını yorumlayan ‘Neue Osnabrücker Zeitung' gazetesi tabularla el sürmeden Yunanistan'a yardımcı olunamayacağını yazıyor:
“Yunanistan'ın tasarruf üstüne tasarruf yapmakla durumunu düzeltebileceğine inanan acaba kaldı mı? Yedi yıldır süren kriz ve yedi yıldır uygulanan bütçe giderlerini azaltma programı bunun tam aksini gösteriyor. Yunanistan iflasın eşiğinde. 300 milyar Euro'luk yardımlara rağmen Yunanistan krizin patlak verdiği günlerden çok daha vahim bir durumda bulunuyor. Bunu akıl almaz. Yunanistan'ın tasarruf politikası, ekonomik çözülme ve dağ gibi biriken borç döngüsünü kırabilmesi için tabulara veda edilmelidir. Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde'nin de söylediği gibi Yunanistan'ın borçları gerçek anlamda tıraşlanmalıdır. Almanya hükümetinin bu talebe karşı çıkması, realitelere ne kadar yabancı kaldığının kanıtıdır.”
‘Bild' gazetesinin yorumunda ise Euro Bölgesi ülkelerinin ihmallerine dikkat çekiliyor:
“Türkiye ile AB arasındaki mülteci anlaşması tehlikeli bir şekilde sallanıyor. Bu durumda Yunanistan yine öne çıkıyor. Altı yıldır iflasla boğuşan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sınırları açtığı takdirde mültecilerin büyük bölümüne bakmak zorunda kalacak olan Yunanistan. Euro Bölgesi'nin 2010 yılından beri Yunanistan'ı astronomik yardımlarla Euro Bölgesi'nde tutmaya çalışmasının acısı şimdi çıkıyor. Tehlike, mülteciler düşünüldüğü için iki krizin karıştırılmasında yatıyor. Atina yönetiminin aylardır reformları geciktirmesine rağmen, mülteci krizindeki katkısı karşılığında borç yükünün hafifletilmesi isteniyor. Hatalı reform politikaları ve Euro yüzünden rekabet gücünü kaybetmesi Yunan ekonomisinin sırtını yere getirdi. Bu nedenle Almanya, ‘reform karşılığında yardımı' öngören ağır ama doğru tutumunu muhafaza etmelidir.”