Ekonomi

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur'dan reform paketine ağır eleştiriler: FETÖ'den el konulan holdinglerdeki kayyımlar düşer

13 Ocak 2021 14:02

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, yeni ekonomi yönetimi ile Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan reform paketi taslağındaki üç maddeye sert eleştiriler yöneltti. Hürriyet gazetesinden Nuray Babacan, Ocak ayı sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacağını belirttiği paketin detaylarını yazmıştı.

Uğur, “Terör veya kara paranın aklanması gibi suçlar kapsamında şirketin tüm yönetimine değil, sadece ilgili şahısların hisselerine kayyum atanması” yönündeki değişiklik hazırlığını eleştirerek, “Şirketin PKK ile organik bağlantısı olduğu düşünülen ortaklarının hisselerine kayyum atanacak ama diğerlerinin hissesi olduğu gibi kalacak. Bu durumda PKK ile organik değilse bile objektif olarak gönül ilişkisi içinde bulunan diğer ortaklar ne yaparlar sizce? Bu tür şirketlerde PKK’ya yakın olmayanlar yer alabilir mi? Şimdi PKK’nın yerine FETÖ’yü koyun. Ne olacağını söyleyeyim. Söz gelimi Boydak Holding kayyumu düşer” dedi.

Uğur bunun sebebini şöyle açıkladı: “Reform Paketi’ndeki ezkaza uygulamaya girerse YALNIZCA 2016 yılında yürütülen FETÖ soruşturma çerçevesinde tutuklanan ve 10-18 yıl arasında hapse mahkûm edilen Hacı Boydak Memduh Boydak, Şükrü Boydak ile 7,5’ar yıl hapse mahkûm edilen Mustafa, Bekir, Erol ve İlyas Boydak ile Murat Bozdağ’ın TMSF’ye devredilen Boydak Holding’deki hisselerine el konulur. Şirketin diğer ortaklarına hisseleri iade edilir.”

Uğur, aynı durumun İpek Koza Holding’te de yaşanacağını savundu.

Uğur, reform paketindeki uzun tutukluluk sürelerini kısaltmayı amaçlayan maddeyi de eleştirdi. “Ceza yargılamaları ve tutukluluk sürelerinin yeniden değerlendirilmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ceza yargılamalarında savcıların ‘iddianame’  hazırlaması için kesin bir süre belirlenmesi, tutukluluk sürelerinde de buna göre düzenlenme yapılması” şeklindeki madde için Uğur şunları söyledi:

“Görünüşe bakılırsa Gezi olayları sanığı Osman Kavala ve PKK’nın hapisteki siyasi kanat lideri Selahattin Demirtaş gibi Batı’da çok ilgilenilen isimlerin iddianamelerinin geç hazırlanması üzerine getirilen eleştiriler dikkate alınmış. Buradan da TÜSİAD kokusunu alıyorum ben. Tamam, ben de Kavala iddianamesinin uzun süre hazırlanamamış olmasını yazılarımda sık sık eleştirdim ve çıktığım televizyon programlarında söyledim. Ama bu durum pratikte aynı sonuçları doğurmuyor. Bu maddeye göre Selahattin Demirtaş tarafından kışkırtılan ve 37 vatandaşımızın öldürülmesine neden olan Kobani kalkışmasındaki çetrefilli durumun ya da 100 sanıklı herhangi bir FETÖ davası iddianamesinin hazırlanması öyle hop diye yapılacak iş değil.”