T24 Haber Merkezi
Eski milli futbolcu ve MHP Milletvekili Saffet Sancaklı, Türkiye Futbol Federasyonu'na da kayyım atanması gerektiğini söyledi.
"Türk spor tarihinin en kötü günlerini yaşıyoruz" diyen Sancaklı dünkü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda sporda yaşananlara ilişkin olarak açıklamada bulundu.
Sancaklı komisyonda söyledikleri tutanaklara şöyle yansıdı:
"Ali Koç kulübe müdahale edemiyor"
Ya 30’dan hesaplasan 3,6 milyar lira yapar ki bunu hiçbir kulübün gelirinin karşılaması mümkün değil. Şöyle düşünün: Geçen gün Mecliste de örnek verdim. Türkiye'nin en zengin ailesinin Yönetim Kurulu Başkanı Fenerbahçe Kulübü Başkanı oldu Sayın Ali Koç, müdahale edemiyor kulübe. Neden edemiyor? Çünkü artık birkaç yıldır FIFA, UEFA müdahale ediyor Türk kulüplerine. Diyor ki: “Siz yönetemiyorsunuz. Size bu kadar bütçe veriyorum. Bu kadar transfer yapabilirsiniz. Onun dışında bir şey yapamazsınız.”
"Türk spor tarihinin en kötü günlerini yaşıyoruz"
Ve şu anda gelinen nokta maalesef uçurumun ötesine atlamış vaziyette. Sayın Bakanım, federasyon seçimleri inanılmaz kötü. Yani tabii ki iktidara olan yakın insanlar olur, 20 küsur milyon oy alan bir partiden bahsediyoruz, tabii ki olacak ama ehil insanları koysaydınız keşke de Türk sporu bu hâle gelmeseydi. Mümkün olduğu kadar yandaşlar, akrabalar ve onlardan kurulu olduğu için de Türk spor tarihinin en kötü günlerini yaşıyoruz.
"Ülke 7'ye bölündü"
Şimdi -biraz eleştirdim- ne yapacağız mesela? Siz düşünebiliyor musunuz, bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı oynandı bu hafta, hepimiz seyrettik maçı, maçla ilgili kimse konuşmuyor, maçtan sonraki olaylarla ilgili konuşuyor. Belki 50-60 defa, 70 defa millî olmuş Hasan Şaş kulübeden koşup Fenerbahçeli bir oyuncunun gırtlağına sarılıyor. Hasan’ı eleştirebiliriz, yaptığı çok büyük hata ama gelinen nokta bu, gelinen gerginlik bu. Hasan Şaş yapmasaydı, Masan Şaş yapacaktı, başka birisi yapacaktı, nitekim de sahadaki futbolcular zaten kavgayı gürültüyü başlattı, sonra devamı geldi. Peki, Allah korusun bu olaylar tribünlere yansımaya başladığı zaman, tribünlerde olaylar başladığı zaman nasıl durduracağız? Burada çok kişi hatırlar, Yugoslavya’da savaş Partizan - Mostar maçından sonra başladı. Tribünlerde başlayan olaylarla tetiklendi, tetiklendi, tribünlerde olaylar bir başladı, ondan sonra da ülke 7’ye bölündü.
"FETÖ futbol terörü üzerinde çalışıyor"
Şimdi, bu FETÖ ve diğer terör örgütlerinin boş durduğunu mu zannediyoruz biz, öyle bir şey mi zannediyoruz? Hayır. Futbol terörü üzerinde çalışıyorlar ve eğer biz bazı şeylere Meclis olarak, ülke olarak, Bakanlık olarak, milletvekili olarak, Başbakan olarak -gerçi başbakan şu anda yokCumhurbaşkanı olarak müdahale etmezsek arkadaşlar bu işin sonu kötü. Biraz evvel beyefendi diyor ki: “İki yıldır maç seyretmiyorum.” Ya, ben seyretmiyorum ya. Ben doğduğumdan beri bu filmde oynuyorum. Ben bile seyretmek istemiyorum, artık zevk almıyorum çünkü. O zaman ne yapmamız lazım. Eleştiriler güzel. Türk spor tarihinin en çok tesislerinin yapıldığı, en çok imkânlarının olduğu yerde bu spor niye böyle ve ne yapacağız? Futboldan devam edeyim biraz. Biraz evvel aşağıda Sayın Bakan yemek yiyordu, ben de uğradım, diyor ki: “Bu yabancı konusu…” Mesela fikrimi öğrenmek istiyor, fikrimi söyleyeyim. Şimdi, bu 14 yabancıyı kim getirdiyse acil bir şekilde futboldan el çektirin hepsini. Neden? Kimse, isterse babamın oğlu olsun. Neden? Diyorlar ki: “Türk futbolcularının fiyatlarını düşürmek için 14 yabancıyı serbest bıraktık. Bir de Avrupa kupaları, işte Avrupa şampiyonaları, falan başarı lazım.” Ya, arkadaşlar, Türkiye Millî Takımı hayatında 3 defa dünya kupasına gitmiş cumhuriyet tarihinde. İki tanesini hakkıyla kazanmış, bir tanesini kurayla. Yani elli senede bir Dünya Kupası’na gidiyor bu ülke. Avrupa Şampiyonası’na –yanılmıyorsam- dört kere gitmişiz, yüz senede demek ki yirmi beş senede bir gidiyoruz Avrupa Şampiyonası’na. Şampiyonlar Ligi’nde, hayatımızda, final mi oynuyoruz her sene? 2000’de Galatasaray UEFA’yı ve Süper Kupa’yı aldıktan sonra bir daha bir başarımız mı var bizim ki bu kadar yabancı geldi de şu anda bizim takımlarımız Şampiyonlar Ligi’nde final mi oynuyor? Fenerbahçe geçen sene Vardar’a elendi? Bizim 2’nci Lig ayarında bir takım. Galatasaray bir takıma elendi, vallahi ismini bilmiyorum. Şimdi, peki, hani bu yabancılar alınıyordu, böyle 5’er milyon euro, 3’er milyon euro veriliyordu da biz final niye oynamıyoruz Avrupa kupalarında? O zaman demek ki yanlış şeyleri tartışıyoruz biz. Sayın Bakanım ve değerli milletvekili arkadaşlarım, bizim yapmamız gerekeni söylüyorum: Biz bu konuşmalarla ve böyle bakanlar geliyor geçiyor, başka bakan geliyor, çok fazla da bir şey yapamıyorsunuz çünkü bu siyaset enteresan bir şey. “Seçim geliyor ellemeyelim, o geliyor aman tepki olmasın, o oluyor şu olmasın.” Yok öyle bir şey arkadaşlar, artık se çim falan da yok. Yerel seçimler de etkilenmez herhâlde bu futbolla ilgili yapacağımız hamlelerden. Şimdi biz bir şeye karar vereceğiz. Burada bir bataklık var, burada da sivrisinekler var, uçuşuyor etrafta. Biz Raid’le o sivrisinekleri mi kovalayacağız, yoksa bu bataklığı mı kurutacağız kökünden? Bu işin içinde hakikaten uzun yıllar olan birisi olarak benim fikrim ve benim tavsiyem: Bu bataklığı alalım, bu bataklığın içinde kim varsa ismi kim olursa olsun alalım, kenara çekelim. Futboldan devam edeyim, çok vaktimiz de yok. UEFA, FIFA kurallarını getireceğiz, koyacağız, belki yüzde 10, yüzde 20 Türkiye uyarlayacağız ve Anayasa kitabını yazacağız. Adam gelip diyecek ki: “Ben Futbol Federasyonu Başkanı olmak istiyorum veya kulüp başkanı olmak istiyorum. Tabii, beyefendi, açalım 63’üncü sayfada yazıyor kriterler.” Bakacağız kriterler tutmuyor. “Olamazsın beyefendi sen kulüp başkanı veya Federasyon Başkanı.” Ama beyefendi diyor ki: Benim milyar dolarım var.” “E, fark etmez kardeş, milyar doların da olabilir, sen bakacaksın işine. Git o milyar doları nerede harcıyorsan harca, buraya gelmeyeceksin.” gibi kuralları yazacağız, ondan sonra bu kurallara göre yönetilecek.
"Stada gidemiyorlar"
Fatih Terim Milan’ın teknik direktörü olduğunda anlaşma imzalıyor. Diyorlar ki: “Hocam 3 yardımcı hocaya ihtiyaç var. Lütfen, var mı yardımcı hocaların?” “Tabii ki.” diyor. 3 Türk ismi veriyor. Milan kulübü ertesi gün çağırıyor Fatih Hoca’yı. “Hocam teşekkür ederiz ama bunlar Milan’ın kriterlerine uymadığı için lütfen bize başka isim ver.” Fatih Hoca diyor ki: “Bende başka isim yok.” “O zaman biz veriyoruz sana 3 tane.” Yardımcısı İtalyan’dı Fatih Hoca’nın. Kulübün çaycısının bile kriteri var. Şimdi, biz “Futbol Federasyonu” dediğimiz federasyonda… Futbol Federasyonu Başkanı hiçbir stada gidemiyor, hiçbir kulüp başkanı rakip takımın deplasmanına gidemiyor, her yerde tepki var, her yerde olaylar var. Neymiş? Seçilmiş. Yok, arkadaşlar, seçildiyse seçildi, bıraksın gitsin. Burası Meclis. Nasıl ki belediyelere kayyum atayabiliyorsak, yapamayanlara el çektirebiliyorsak bu Futbol Federasyonu ve sporla ilgili -genel konuşuyorum- el çektirelim. Yeniden federasyon…