“Örneğin Türk Telekom’un Hatay’dan çıkan 3 veya 4 fiberi varsa bunlar tabii ki özellikle kriz anında yeterli olmadı, kesilenler var, hatları kopan var. Düşünün beş tane operatörün kendi alternatif şebeke altyapılarının kurulmasına izin verilseydi böyle bir sorun yaşanmazdı.”
Uzmanlara göre, diğer bir sorun da GSM şirketlerinden zorunlu olarak, kârlı görmeyecekleri yerlere altyapı yapılması için toplanan fonların ne şekilde kullanıldığı konusunda şeffaflık olmaması
“Biz bugün Türkiye’de 1 liralık konuştuğumuzda 3 lira ödüyoruz. Bunun 2 lirası vergi. Özel iletişim vergisi ki bu eskiden deprem vergisiydi ve hazine payı gibi. Yani telekom firmaları, şu anda birer vergi tahsildarı olarak çalıştırılıyor. Bu yüzden yatırım yapacak paraları kalmıyor.”
Nebil’in, küresel mobil iletişim ağlarını takip eden GSM Birliği'nin (GSMA) kapsama haritalarından yaptığı araştırmalara göre Türkiye’ye 2016’da gelmesine rağmen 4G ülkenin yalnızca yüzde 15’inde var. Ülkenin büyük bir kısmında ise halen 3G ve bazı yerlerde 2G bile kullanılıyor.
Nebil, “Türkiye’de çok büyük bir telekom sektörü potansiyeli var, Sektör boşta ve hükümet, BTK’yı kullanarak tıkaç oluşturuyor. Altyapı ve üst yapıda çok fazla şey var yapılacak” diyor.
Afet acil durum planları yeterli miydi?
Uzmanların dile getirdiği altyapısal sorunları göz önünde bulundurarak GSM operatörlerinin afet acil durum planlarını incelemek ve bunların ne ölçüde uygulanabildiğini ortaya çıkarmak önemli.
BBC Türkçe’nin iletişim kurduğu m-TOD ve Turkcell, bu konuda bilgi paylaşmak istemediğini belirtti.
Vodafone ve Türk Telekom ise haberin yayımlanma tarihine kadar geri dönüş yapmadı.
BBC Türkçe’ye konuşan avukat ve MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, başlatılan hukuki süreç kapsamında şirketlerin acil durum planlarının soruşturulmasını talep ediyor.
10 Şubat’ta konuştuğumuz Ok, “GSM şirketlerinin çalışmaması, afet durumunda AFAD’ın bölgeye gitmemesiyle aynı aslında. Biz depremin etki ettiği alanın farkındayız. Aksaklıkların olma ihtimalini göz önünde bulunduruyoruz. Ama depremin beşinci günündeyiz ve hâlâ sorunlar varsa bu depremin büyüklüğünden öte afet durumlarında bu tür şirketlerin planı olmadığını bize gösteriyor” diyor.
BBC Türkçe’nin görüştüğü uzmanlar GSM şirketlerinin afet planları kapsamında hasar gören hatların ve yıkılan baz istasyonlarının nasıl yedekleneceği ve onarılacağı konusunda daha sıkı uygulamalarının olması gerektiğini, böylesine büyük şirketlerin çok sayıda uydu bağlantılı mobil istasyonları bölgeye yönlendirmesi durumunda bu sorunların yaşanmayacağını söylüyor.
Görüşlerini aktaran telekomünikasyon uzmanı, “Böyle büyük çaplı afetler için gerçek, makul ve kabul edilebilir afet kurtarma planları olması gerekiyordu. Bu planlar kağıt üzerinde olabilir ama sadece kağıt üzerinde olmaları bir işe yaramıyor. Bunların tatbikatının düzgün şekilde yapılıyor olması gerekirdi. Bunun dışında operatörlerin yine bu tür durumlarda, felaketlerde kullanmak üzere özellikle uydu temelli mobil iletişim baz istasyonları taşıyan araçlar çok kritik. O araçların bir bacağı uydulara bakar, uydudan aldığı interneti oradaki GSM şebekesi ya da Wi-Fi üzerinden yürütebilir, bu en pratik, en ucuz ve en sürdürülebilir çözümdür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunu yaptı, 11 tane uydu bacağı olan mobil iletişim aracını bölgeye yolladı ama 11 tane yeterli değil, 1000, 2000 olması gerekiyordu. Operatörlerin, işlerinin büyüklüğü gereği bunlara sahip olması gerekirdi ama bunu göremedik sahada.
“Şu anda İstanbul’da ve batı illerinde deprem olsa bu Türkiye için ciddi milli güvenlik sorunu çünkü bütün ekonomimiz çökecek, bankacılık sistemimiz, sosyal bağlantılarımız çökecek. İstanbul için ne durumda olduğumuzu bilmiyorum” diyor.
Dronecell neden kullanılmadı, Starlink neden kabul edilmedi?
Çok sayıda kişi, Turkcell'in 2018’de uçan ilk baz istasyon olarak tanıttığı Dronecell’in neden deprem bölgesinde kullanılmadığını soruyor.
10 Şubat’ta Cüneyt Özdemir’in bu yöndeki sorusunu yanıtlayan Turkcell CEO’su Murat Erkan, 100 bin kilometrelik alanda iletişim sorununun drone ile çözülemeyeceğini, “bu teknolojiyi bilen bir insanın bunu düşünmeyeceğini ve böyle bir beklentisi olmayacağını” söyledi.
Bugün baktığımızda Dronecell’i Turkcell’in web sayfasında bulmak mümkün değil.
Öte yandan deprem sonrası SpaceX uzay şirketinin kurucusu ve CEO’su, aynı zamanda Twitter’ın sahibi olan Elon Musk’ın Türkiye’ye yardım amaçlı Starlink uydusu gönderme teklifi, ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle kabul edilmedi.
Starlink, büyük bir uydu ağı üzerinden internet hizmeti sağlıyor. Yüksek hızda internete erişemeyen, ücra bölgelerde yaşayan insanlara yönelik.
Bloomberg'in haberine göre, üst düzey bir yetkili, Musk'ın teklifi için, "Starlink önerisi için teşekkür ederiz. Türksat'ın yeterli uydu kapasitesi var" dedi.
Ancak uzmanların Türksat ile Starlink’in birbirinden çok farklı olduğunu ve Starlink kullanımı için henüz çok pahalı ve erişimimizin olmadığı ekipmanların gerekli olduğunu aktarıyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Füsun Sarp Nebil, “Türksat ile Starlink elmayla armut gibi. Starlink alçak yörünge kullanıyor, Türksat ise yüksek yörünge” diyor.
Uzmanlara göre, GSM operatörlerinin afetler için “gerçek, makul ve kabul edilebilir afet kurtarma planları” var mıydı, ne ölçüde uygulandı sorularına cevapları, Türkiye’nin afetlere hazırlıklı olması açısından önem taşımakta.