Dünya

'Türkiye bütün üyelerimizden daha etkili'

AB Dışişleri Bakanları bir araya gelerek Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili anlaşmazlıklarını bir kenara bırakmaya ve dış politika işbirliğinin nasıl olması gerekti

11 Eylül 2010 03:00

T24 - Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Cumartesi günü bir araya gelerek Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili anlaşmazlıklarını bir kenara bırakmaya ve dış politika işbirliğinin nasıl olması gerektiğini belirlemeye çalıştı. Toplantı sonrası konuşan Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb, 'Türkiye bugün uluslararası kamuoyunda bütün üyelerimizin toplamından daha etkili' dedi.

   
AB ülkeleri Türkiye’nin üyeliği konusunda tam anlamıyla ikiye bölünmüş durumda.  

 
Kuzey ülkeleri ve İngiltere Ankara’nın birliğin bir parçası olmasını şiddetle desteklerken, Fransa ve Almanya bu fikre karşı çıkıyor.

 
Türkiye’nin uluslararası bir güç olarak yükselişinin ardından AB, Ankara’yla daha yakın işbirliği geliştirmek için yollar aramaya başladı.

 
AB Dışişleri Bakanı Catherine Ashton, gayrı resmi toplantı için geldiği Brüksel’de “Bugünkü toplantının amacı Türkiye’nin sadece bir aday ülke değil aynı zamanda dünya genelindeki birçok konuda ortağımız olduğunu göstermektir” dedi.

 
Belçika Dışişleri Bakanı Steven Vanackere de Türkiye’nin en önemli rol oynadığı üç alanın İran, Ortadoğu barış süreci ve Bosna olduğunu ifade etti.


 
"Türkiye bütün üyelerimizden daha etkili"


Türkiye AB’yle üyelik müzakerelerine 2005 yılında başladı. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye’nin üye olmasına asla izin verilmemesi gerektiğine inandıklarını açıkladı. İki ülke de Türkiye için “imtiyazlı ortaklık” seçeneğinin gündeme gelmesi gerektiğine inanıyor.

 
Bu durum AB içinde bölünmeye neden oldu. İngiltere, Finlandiya ve İtalya gibi ülkeler Türkiye’nin diğer adaylarla eşit muameleye tabi tutulması gerektiğini ifade ediyor.

 
Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb, “Türkiye’nin bugün uluslararası arenada bütün üyelerimizden tek tek ya da kolektif olarak daha etkili olduğu söylenebilir. İmtiyazlı ortaklıktan bahsetmiyoruz, derin bir bütünleşme ve işbirliğinden bahsediyoruz” dedi.