12. Ergenekon operasyonu kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın İstanbul Arnavutköy’deki evinde ve Türkiye genelindeki dernek şubelerinde arama yapıldı.
Tedavi gördüğü evinde kan verirken baskına uğrayan Saylan, evinde silah da arandığını söyledi. Ergenekon sürecinde "lezbiyen olduğunun" bile öne sürüldüğünü belirten Saylan, "Türkiye'yi çıldırtacaklar" dedi.
Saylan'ın evinde arama yapılması üzerine bir açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, "Türkan Saylan kutsalımızdır" dedi.
Saylan'ın açıklaması - VİDEOErgenekon'da 12. dalgaÇağdaş doktor Türkan SaylanGandhi ödüllü, insanlığa adanmış bir hayatNecla Arat: Kan verirken gelmişlerİzmir mitinginde konuşturulmamıştıTTB: Türkan Saylan kutsalımızdır
12. Ergenekon operasyonu kapsamında, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ın İstanbul Arnavutköy'deki evinde de arama yapıldı.
Arama yapılırken saat 08.00 sıralarında CNN Türk'ün yayınına telefonla katılan Saylan “Evimde silah da arıyorlar” dedi. "Gözaltına alınacak mısınız" sorusuna "Hayır, halim yok ki benim" yanıtını veren Saylan, daha sonra polislerin uyarısı üzerine CNN Türk'ün yayınından ayrıldı.
Saylan'ın Arnavutköy'deki evinde sabah saatlerinde başlayan arama yaklaşık 7 saat sürdü. Polis ekipleri evden bir çuvalla çıktı. Bu sırada bazı vatandaşlar polise tepki gösterdi.
'Ne şeriat ne darbe'Aramanın ardından evinin penceresinden bina önünde toplanan sevenlerine seslenen Saylan'ı, bu arada ayakta durabilmesi için yakınları destekledi.
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Saylan, cumhuriyet mitinglerine katıldıklarını belirterek, "ÇYDD varsa, ne şeriat ne darbe, deriz biz. Darbeden yana bir şey demeyiz. Biz onlardan değiliz. Böyle dediğim halde bazı basın mensupları yazı yazdılar; 'Bu kadın ne zaman tutuklanacak?' diye. Böyle şeyler nasıl oluyorsa Türkiye'de..." dedi.
Saylan, "Sömürüye, hırsızlığa, üçkâğıda muhalifiz. Muhalif olmayıp da ne yapacağız. Onurumuzla yaşıyoruz biz" diye konuştu.
'36 bin kız çocuğuna burs veriyoruz, kayıtları aldılar'Saylan ayrıca, ÇYDD şubelerindeki bilgisayarlara kopyalanmadan el konulduğunu, burs verilen çocukların kayıtlarına da el konulmuş olduğunu belirterek "Şubelerimizin başkanlarıyla yönetim kurulu üyelerimizi tutukladılar. Buna çok kızdım. Bana yapılana değil, ama onlara yapılana kızarım. 36 bin kız çocuğuna burs veriyoruz. Bilgisayarları kopya almadan alıp gittiler. Aramanın da kuralları var. Aldıkları bilgisayarlarda burs gören öğrenci kayıtları var. Öğrenciler burslarını alamayacaklar. Bu beni rahatsız ediyor. Burslarla ilgili savcılığa gideceğiz" dedi.
Hükümetin, Irak'a giden ABD askerlerinin Türkiye'den geçmesini öngören ve TBMM'de reddedilen 1 Mart tezkeresi yüzünden kendilerine hıncı olduğunu öne süren Saylan, "Türkiye'yi bu kadar küçük düşürücü davranışlarda bulunmamalıyız" dedi.
'Lezbiyen olduğum bile söylendi! Türkiye'yi çıldırtacaklar'Saylan kimsenin zarar görmesini istemediğini belirterek: "Biz bir aileyiz. Demokratik haklarını kullananlar cezalandırılırlarsa… Eğer bize oluyorsa kim bilir başka kimlere olacak. O 'kim'leri de korumamız gerekiyor. Ben kimsenin zarar görmesini istemiyorum. Devletimize hizmet etmek istiyorum. Karamsar değilim. Beğenmediğimiz şeylere karşı demokratik haklarımızla mücadele ediyoruz. Ama kimse muhalefet istemiyor. Kimse, 'bunu neden yaptın denmesini' istemiyor" dedi.
Ergenekon soruşturması sırasında cinsel hayatı ile ilgili olarak bile iftiraya uğradığını belirten Türkan Saylan "Lezbiyen olduğum bile söylendi" dedi.
İsimsiz ihbar mektuplarıyla insanların taciz edildiğini belirten Saylan, "Türkiye'yi çıldırtacaklar" dedi.
'Irkçı militan olmamız istendi, olmadık' Prof. Türkan Saylan bu açıklamalarının ardından NTV’nin akşam haberlerine (13 Nisan 2009 Pazartesi) evinden yapılan canlı yayınla konuk oldu. Saylan, Banu Güven’in sorularına şu yanıtları verdi?
- Şaşırdınız mı acaba? Gözaltına alınan ve tutuklanan isimlerle çalışmalarınız oldu, ama tavır farklılığınız da vardı?
Saylan: Biliyorsunuz biz ÇYDD olarak en doğal hakkımız olan mitinglere katıldık. Ben İstanbul komitesinin de içindeydim. Şart koştum arkadaşlara “Ne şeriat ve ne darbe” denirse ben varım diye. O yüzden de İzmir’deki Cumhuriyet mitinginde konuşturulmadım. İddanamede geçen isimlerin birçoğuyla tanışmışlığım yok. Sayın Haberal’ı bile tanımıyorum. Anladığıma göre bir de bana gardırop Atatürkçüsü demişler sağ olsunlar. Bizim yaptıklarımız yapan varsa ben şapkamı çıkartırım.
- Neler diyeceksiniz bu operasyon hakkında? Saylan: Bugün yapılanlar beni çok üzdü. Bana yapılanlara değil, bana gelen şeyler hep geri gider. Ama şube yöneticilerini gözaltına aldılar. 36 bin kız çocuğuna burs vereceğiz, kopyalar yok. Savcılara başvurduk. Bu bakımdan çok kızgınım. Hukuksal tarafını ele alacağız ve Türkiye bir hukuk devleti olduğunu anlayacak. Kimse beğenmediği kişilere yargısız infaz yapamaz. Bu bir yargısız infazdır.
'12 Eylül'ü yaşamış insanlarız'
- ÇYDD'deki bütün arkadaşlarınıza kefil misiniz? Saylan: Biz çok iyi bir örgütüz. Belki bir-iki tane yanlış yapan olabilir. Ama onun dışında herkes bilir ki, ÇYDD’de olmak darbeye karşı olmak, şeriata karşı olmaktır. 12 Eylül’ü yaşamış insanlar olarak böyle şeylere destek vermeyiz. Darbelerden Türkiye Cumhuriyeti çok bıkmıştır, darbeler yüzünden Türkiye onlarca yıl geriye gitmiştir.
- Şener Eruygur ile aranızda hiç tartışma oldu mu?
Saylan: Hepimiz Atatürkçüyüz. Bizim daha militan olmamız isteniyordu. Irkçılığa kaçan, aşırı milliyetçiliğe kaçan militanlar olamayız. Biz Çağdaş Yaşam Derneği’yiz. İleriye bakıyoruz, geçmişe değil. Atatürk’ün dediği gibi çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için dünyaya açılmamız lazım. Birçok arkadaşlarımızla, yurdumuzu aynı şekilde sevsek bile, ufak tefek ayrılıklar oluyor.
- Şener Eruygur’la anlaşmazlığınız, tartışmanız oldu mu? Saylan: Ben kimseyle tartışmam ki. Ne ağız dalaşına girerim, ne kavgaya girerim. Kimseyi küçümsemem, herkese saygım büyüktür. Bir otelde buluşmamız, bir parti kurmaya kalkmamız… Böyle bir şey ben yaşamadım. Mitinglerimizin hepsi de izinliydi. Ben buna da şaşırıyorum, mitingleri bu işin içine çekmeleri… Vatandaşın en doğal tepkileriydi bunlar. Savunmaya devam edeceğiz… Nisan bursu gitmemiş çocuklar ve mayıs bursları var. Burslarını bekliyorlar. Eğer bunlar alındı ve elimizde hiçbir belge kalmadıysa çok zor durumda kaldık. Bir nevi biz ve bu gençler cezalandırılmış oldu. Savcılara başvurduk. Umarım burs belgelerimiz serbest kalır.
Vehbi Koç Ödülü ona verildiKız çocuklarının okutulması yönündeki eğitim çalışmalarıyla tanınan Saylan, Şubat 2009’da Vehbi Koç Vakfı’nın verdiği 8. Vehbi Koç Ödülü'nü 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in elinden almıştı.
Türkan Saylan, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un Ergenekon operasyonunda gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada, "Hepimiz demek ki bir gece vakti gözaltına alınabiliriz. Bu çok yanlış bir şey" demişti.
Kanser tedavisi gören Türkan Saylan, kemoterapi tedavisi almak için haftanın üç günü Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gidiyor.