Dünya
Deutsche Welle

Türk toplumu temsilcileri Erdoğan'a yasağı nasıl görüyor?

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Almanya'da etkinlik düzenleme izni verilmemesi üzerine Ankara-Berlin hattı bir kez daha gerildi. Almanya'daki Türk toplumunun temsilcileri kararı DW Türkçe'ye değerlendirdi.

02 Temmuz 2017 21:44

G20 Zirvesi'ne katılmak üzere 7 Temmuz'da Almanya'nın Hamburg kentine gidecek olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etkinlik düzenlemesine getirilen yasak, Almanya'daki Türk toplumunun gündeminde. Türkler, iki ülke arasında yeni bir krizin yaşanmasından endişe duyuyor.

Almanya Türk Toplumu Eş Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu, Türk siyasetçilerin Almanya'da siyasi içerikli toplantılar düzenlemesini desteklemiyor. DW Türkçe'ye konuşan Sofuoğlu, "Erdoğan veya Türkiye'den gelen siyasetçilerin artık Almanya'daki Türklerin gündemini belirlememesi gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

Sofuoğlu'na göre Türk tarafının yasak kararına sert tepki vermemesi olumlu. Referandum zamanı yaşananların olmadığına dikkat çeken Sofuoğlu, "Ankara sanki beklenen bir durummuş gibi karşıladı. Türkiye'nin buna tepkisinin neredeyse üçüncü dereceden olması, çok fazla büyük tepki göstermemesi olumlu. Türkiye'nin artık bu konuda bir gerginlik taraftarı olmadığını gösteriyor" dedi.

UETD: Ne hukuki ne de insani bir karar

AKP'nin yurtdışı örgütlenmesi Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) Genel Sekreteri Bülent Bilgi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yasaklama kararını, "Ne hukuki, ne insani bir karar" diyerek eleştirdi.

Bilgi, "Terör örgütlerinin liderleri bile video konferansla bağlanabiliyor. Demokratik yollarla seçilmiş bir Cumhurbaşkanına yasak getiriliyor. Bu doğru değil. Kararın hukuki olmadığını Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth da ifade etti. Bu karar tamamen sonbahardaki federal seçimlere yönelik alınmıştır" dedi.

Erdoğan'ın Almanya'daki konuşmalarında kutuplaştırıcı üslup takınmadığını savunan Bilgi, "Bugüne kadar Avrupa'daki tüm konuşmalarında 'bu ülkeye katkı sağlayın, bu ülkenin dilini konuşun, bu ülkeye entegre olun, vatandaşlığını alın, bu ülkeye artı değer katın, ama asimile olmayın' demiştir. Çünkü asimilasyon yok olmak demektir. Bunu deyince sanki bir suç işlemiş gibi üzerine gidilmeye çalışıldı" dedi.

DW Türkçe'ye konuşan Sosyal Demokrat Parti (SPD) Kuzey Ren Vestfalya Milletvekili Volkan Baran ise kutuplaşma uyarısında bulundu.

Erdoğan'ın Almanya'daki Türklere seslenmesine karşı olduğunu dile getiren Baran, "Sayın Erdoğan'ın Türkiye'de izlediği politikaların sonucunda Almanya'daki Türkiyeliler arasında da bir uçurum oluştu. Biz bunun farkındayız. 20-25 yıllık Türk komşuların artık selamlaşmadıklarına tanık oluyoruz. Yoksa özünde konuşması elbette mümkün olmalı. Ama daha önce de gelmişti ve bazı mesajlar vermişti. Verdiği bu mesajlar açısından yine bir konuşma yapmasının çok yararlı olacağını düşünmüyorum" dedi.

Türk Üniversiteli ve Akademisyenler Derneği Başkanı Levent Taşkıran ise kararın tamamen siyasi olduğu görüşünde. Taşkıran, "Erdoğan'ın konuşmasının yasaklanması kesinlikle yanlış bir karar. Bunun bir seçim yatırımı olduğu açık" diye konuştu.

CHP'den yasağa tepki

Cumhuriyet Halk Partisi Kuzey Ren Vestfalya Birliği Başkanı İbrahim Vural ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşma yapmasının engellenmemesi gerektiğini dile getirdi.

İç ve dış siyasetin farklı konular olduğunu kaydeden Vural, "Sonuçta kendisi buraya benim, ülkemin cumhurbaşkanı olarak geliyor. Benim Cumhurbaşkanım elbette burada vatandaşlarla buluşabilir. Türkiye büyük bir devlet. Almanya'nın da bir devlet geleneği var. O geleneği benim ülkeme her koşulda uygulaması gerekir. Türkiye'de sıkıntılarımız var. Hem de çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. En büyük adalet yürüyüşümüz sürüyor. Ama bunları ayırmak lazım" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

"Hakkı var, ama konuşmasın"

NRW Uyum Meclisleri Birliği Başkanı Tayfun Keltek, Erdoğan'ın diğer yabancı devlet adamlarına tanınan tüm haklardan yararlanması gerektiğini ifade etti. Ancak Cumhurbaşkanının dikkatli ve hassas davranması gerektiğini vurgulayan Keltek,

"Eğer sayın Cumhurbaşkanının bu girişimi toplumsal barışa hizmet etmiyorsa durum farklı. Şu anda iki ülke arasında sıkıntılı bir ortam var. İlişkiler çok gergin. Bu gerginliği tırmandırmanın kimseye yararı olmayacaktır. O yüzden Erdoğan'ın hakkı olmasına rağmen, toplumsal uzlaşının sağlanması noktasında bu düşüncesinden vazgeçmesi daha isabetli olacaktır" diye konuştu.

G20 Zirvesi kapsamında Hamburg'a gidecek olan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşma yapmayı planladığı etkinliğe yasak getirilmesi, iki ülke arasında bir kez daha gerginliğe neden olmuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Almanya gibi bir ülkenin PKK terör örgütü başta olmak üzere farklı terör örgütlerinin gösteri yapmasına izin verirken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın vatandaşlarımızla buluşmasına dönük negatif bir tavır sergilemesini biz anlamakta zorlanıyoruz" sözleri ile kararı eleştirmişti.

© Deutsche Welle Türkçe

Tuncay Yıldırım

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle