Fundanur Öztürk
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının psikolojik açıdan tükenmekte olduğu ve bu durumun doğrudan halk sağlığı sorununa dönüşeceği uyarısında bulundu.
TTB ve TPD bugün Ankara'da yaptıkları ortak basın açıklamasında, iş verimleri azalan sağlık çalışanları toplu olarak tükendiğinde bu sorunla baş edecek başka bir meslek grubu olmadığına dikkat çekti.
Birlik ve dernek, sağlık çalışanlarının ruh sağlığının korunması ve tükenmelerinin önlenmesi için gerekli sistemsel tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti.
"Önlemler yetersiz kalmıştır"
Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi Koordinatörlerinden Dr. Kerem Laçiner, tüm dünyada sağlık çalışanlarının COVID-19 hastalığına genel toplumdan 14 kat daha sık yakalandığını hatırlatarak, sağlık çalışanlarının tükenmesinin koronavirüs kadar önemli bir sorun olduğunu söyledi:
"Yükleri günden güne arttığı halde çalışma koşulları ve ücretlerinde bir iyileşme yerine hak ettikleri saygıyı bile göremeyip, idareciler tarafından "kendilerini hastalandırmakla" suçlanıyorlar. Ne yazık ki küresel salgın döneminde ülkemizde sağlık çalışanlarının tükenmişliğini önlemeye yönelik alınan önlemler yetersiz kalmıştır."
"Bununla birlikte sağlık çalışanları küresel salgın döneminde aile bireylerinden ayrı yaşama ya da aynı evin içinde uzakta durma gibi nedenlerle ruhsal yönden yakınlarının desteğine en çok gereksinim duydukları dönemde onlardan uzak kalmak zorunda kalmışlardır."
Laçiner bulaş riski yüksek olan sağlık çalışanlarına gerekli tarama testlerinin yapılmadığı belirtilirken, pandemiyle mücadelede tüm yükün sağlık çalışanlarına yüklendiği belirtti:
"Hastane ortamında şiddetli virüs yüklenmesiyle karşılaşan sağlıkçılar, bulaştırıcı olup olmadıkları hakkındaki bilgisizliğin verdiği kaygı içinde kaldılar. Hastalanan sağlık çalışanlarının göreve dönmelerinin hemen ardından ani ölümleriyle karşılaşılması, tıbbi yönden "göreve başlama" ölçütlerinin uygulanmasında duyarlık gösterilmediğinin göstergelerindendir."
Türkiye'de ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı ve asistanı hekimler pandemi servislerinde pratisyen hekim olarak görevlendirildiğini söyleyen Laçiner, bu uygulamanın pek çok sorunu beraberinde getirdiğini kaydetti:
"Bu çok sayıda uzman adayının eksik eğitimine yol açmakta, ruh sağlığı sorunu olan bireylerin tedavilerinde aksamalara neden olmaktadır. Üstelik bu uygulama ruh hekimlerinin; sağlık çalışanlarının hastane içinde ruh sağlığını yükseltme, tükenmeyi önleme için program hazırlama ve uygulama olanağını da ortadan kaldırmaktadır.
Oysa ruh hekimlerinin hastane pandemi kurulu üyesi olmaları ve hastalarının tedavi hizmetleri yanında, sağlık çalışanlarının ruh sağlığının desteklenmesi amacıyla da asıl işlerini yapmaları gerekmektedir. Sağlık çalışanlarının tükenmelerini önlemek amacıyla ruh sağlığı yönünden tarama çizelgeleri ve psikiyatrik muayenelerle izlenmeleri gereklidir."
TTB: 900 sağlık çalışanı istifa etti
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. R. Şebnem Korur ise kesin veriler olmamakla birlikte geçen ay itibariyle toplam 900 sağlık çalışanının pandemi sürecinde görevinden istifa ettiğini söyledi.
TPD Başkanı Dr. Ömer Böke ise artan intiharlara dair net bir veri olmadığını ancak sahadaki gözlemlerine dayanarak intihar oranının arttığını söyledi:
"Pek çok ilde istifaların açılması ile birlikte toplu istifalar olmuş, pek çok çalışan da emekliye ayrılmıştır ve bu dönemde intihar oranlarında artış olmuştur. Küresel salgın, sağlık çalışanları için bir salgından çok daha olumsuz sonuçlara yol açmıştır."
"Pek çok hekim ancak bıçak kemiğe dayandığında yardım istiyor"
Peki, sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı tükenmişlik sendromu ne ifade ediyor?
TPD Başkanı Dr. Ömer Böke, tükenme sendromunun iş yüküne bağlı olarak üç farklı boyutta ortaya çıktığını ve bunlardan ilkinin "duyarsızlık" olduğunu söyledi. Böke'ye göre duygusal yorulma hali yaşayan kişinin çalışırken performansı düşüyor ve kendine güveninde azalma gerçekleşiyor:
"Kişi bunu kendisi hissedebilir ama kendisi farkında değilse bile çeşitli taramalarla bunu anlayabiliriz. En önemli risk faktörü iş yükünün fazla olması. Sürekli yoğun bakıma ihtiyacı olan hasta ile ilgilenmek, hastaların birden kötüleşmesi ve tüm bunlara şahit olmak sağlık çalışanlarını yoruyor. Bu durumda kazalar meydana gelebilir, uyku sorunları ve fiziksel yorgunluk hisleri ortaya çıkabilir."
Böke, sağlık çalışanlarında çok sık görüldüğünü söylediği tükenmişlik halini depresyon rahatsızlığının bir adım öncesi gibi değerlendirmek gerektiğini aktardı:
"Sağlıkta şiddetle sistemli ve uygun mücadele verememek hepimizi çok örseliyor. Sahiplenilmeme duygusu da eklenince tükenmişlik hissediliyor. Hangi serviste çalışacağını bilmemek veya adaletsiz görevlendirmeler en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor."
Tükenmişliğin düzeltilebilmesi için "ciddi bir zamana ve istirahate ihtiyaç" olduğunu söyleyen Böke, sağlık çalışanları bunları yaşamadan önlem almak gerektiğini vurguladı:
"Alınacak kurumsal önlemler arasında en önemlisi sağlık çalışanlarının hem maddi olarak hem de duygusal olarak takdir edilmesidir. Ayrıca kurumsal iletişim ve bilgilendirmenin devamlı, güvenilir ve çelişkisiz bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir."
Laçiner ise tükenmiş hisseden hekimlerin "bıçak kemiğe dayandığında" yardım almak için başvurduğunu ve geç kalındığını söyledi:
"Hekimler bize çoğunlukla ağır bir depresyondayken ve tedavisi çok daha zor durumdayken geliyor. O zaman anlıyorsunuz ki hekimlerin bir süredir iş verimleri düşmüş. Ciddi ikilemler yaşıyorlar. Ağır bir depresyonda gelen hekim bile "Acaba şimdi ben birkaç gün izin alırsam arkadaşlarımı yalnız bırakmış olur muyum?" gibi kaygılar taşıyor."