Gündem

Türk Tabipleri Birliği üyesi Dr. Tanık'tan Koronavirüs uyarısı: Hiçbir zaman 11 Mart öncesine dönmeyeceğiz

07 Mayıs 2020 21:22

Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu Başkanı Dr. Feride Aksu Tanık, Türkiye'nin Koronavirüs salgın kontrol sürecini değerlendirdi. Dr. Tanık “Bir virüs bulaştı hayatımız değişti. Krizi kapitalistler için değil de halk için fırsata dönüştürebiliriz. Kentimize kuşlar geri döndü, havamız daha temiz, boğaza yunuslar geldi ve atık üretmeden çevreyi kirletmeden de yaşam mümkün. Salgına belki böyle bir fırsat olarak bakabiliriz” dedi. Her salgının sonrasında yeni bir ekolojik dengeye yol açtığını belirten Tanık, “Hiçbir zaman 11 Mart öncesine dönmeyeceğiz” dedi.

Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu Başkanı Dr. Feride Aksu Tanık, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası programında salgın sürecini değerlendirdi. Koronavirüs verileri konusunda TTB'nin soruları olduğunu belirten Tanık şunları söyledi:

"AVM'lerin açılması bana göre erken"

“Dünya çok salgınlar deneyimledi. Bilgi, ideoloji ve politika arasında geçen bir öyküdür ve bu öykünün nasıl seyredeceği, toplumları nasıl etkileyeceği konusunda hûkümetler çok ciddi bir rol üstlenirler. Hükûmetler bilimin ve kanıtın politika ve planlarını nasıl belirleyeceğine karar veriler ama aynı zamanda politika ve planları da onlar uygularlar. Her salgın, sonrasın yeni bir ekolojik dengeye yol açar. Hiçbir zaman 11 Mart’ın öncesine dönmeyeceğiz. Salgın eğrisinin yönünün ne olacağına ilişkin kararları doğal olarak ülkeyi yönetenler veriyorlar. Biz TTB olarak şunu söylüyoruz. Bu kararı verirken Epidemiyolojik verilere dayanmalıyız. Hastalıkla ilgili rakamları bilmeliyiz. Hastalık belirtileri çıktıktan sonra 48 saat içinde kuşkulu vakaların ne kadarına test yapabiliyoruz? Vakaların ne kadarı 24 saat içinde izole edilebiliyor? Temaslıların ne kadarına karantina uygulanabiliyor?“

Sağlık Bakanının açıkladığı sayılar dışında verilere ulaşamıyoruz. Dolayısıyla böyle olması gerektiği konusunda uyarma görevimizi yerine getiriyoruz. AVM’lerin açılması bana biraz erken görünüyor. Salgının nasıl seyredeceği halkın önlemleri ne kadar benimsediğiyle çok bağlantılı. Bir virüs bulaştı ve hayatımız değişti.

"Otoriter eğilimler ağır basıyor"

Dünyadaki örneklere baktığımız zaman süreç yönetiminde otoriter eğilimlerin ağır bastığını görüyoruz. Çin örneğine bakacak olursak termal kameralarla insanların kimliklerini ayırt ederek gözetlendiği çok mucizevi hastalık takip sistemi olarak görülebilir. Ama aynı zamanda insanların özel yaşamlarının mahremiyetini de ortadan kaldıran ve sadece gözetlendiğimiz bir ortamda yaşadığımız bir sosyal coğrafyaya bizi zorunlu kılmakta. Dijital teknolojilerin geliştiği çağda bunların özgürlükleri kısıtlayıcı şekilde kullanılma olasılığı var. Türkiye’de bu eğilim çok rahatlıkla sirayet edebilir ama özgürlüklerden ödün vermeden demokrasinin, hak ve özgürlüklerin, kişi mahrumiyetinin korunması çok önemlidir. Otoriterleşmeye yol açmaması gerekir salgın mücadelesinin. Krizi kapitalistler için değil de halk için fırsata dönüştürebiliriz. Kentimize kuşlar geri döndü, havamız daha temiz, boğaza yunuslar geldi ve atık üretmeden çevreyi kirletmeden de yaşam mümkün. Salgına belki böyle bir fırsat olarak bakabiliriz. ’’