Gündem

Türk şoför: IŞİD'in içinde Türkler de vardı

Türk şoför Serdar Bayrak: Hava sıcaklığı 50 dereceye kadar çıkıyordu. İki günde bir bize domates, salatalık, ekmek ve su veriyorlardı

04 Temmuz 2014 18:33

Irak'ta İŞİD tarafından 23 gün boyunca rehin tutulan tır şoförü Serdar Bayrak, ''İŞİD'in içinde Türkler de vardı. Bizi rehin tutan bir İŞİD üyesi bizi telefonla Türk olan bir İŞİD üyesi ile görüştürdü'' dedi.

IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) üyeleri Musul’u işgal ettikten sonra Musul’daki Geyara Termik santraline girmiş ve 32 Türk vatandaşı şoförü rehin almıştı. İŞİD’in 23 gün boyunca rehin tuttuğu tır şoförü Serhat Bayrak Radikal’den İdris Emen’e konuştu.

 

‘Umudumuz kalmamıştı’

 

İŞİ üyelerinin sık sık namaz kılmaları yönünde kendilerine telkinde bulunduğunu söyleyen Bayrak Sözlerine şu şekilde devam etti: ‘’Termik santrale gidip yükümüzü boşalttık. Tam santralden çıkarken bir grup İŞİD üyesi yanımıza gelip santrale el koyduklarını ve bir yere gidemeyeceğimizi söyledi. Bizim de direnme gibi bir durumumuz söz konusu değildi. İlk gün 11 arkadaşımızı kelepçeleyip başka bir yere götürdüler. Bizi bir odaya koydular. Götürdükleri şoförleri de üç gün sonra yanımıza getirdiler. Daha sonra hepimizi bir havaalanın garajına götürdüler. 23 Gün boyunca orda kaldık. Hava sıcaklığı 50 dereceye kadar çıkıyordu. İki günde bir bize domates, salatalık, ekmek ve su veriyorlardı. Ama çok az yemek geldiği için aç kalıyorduk. Neden orada tutulduğumuzu bilmiyorduk. Çok umutsuz bir durumdaydık. Herkesin morali çok bozuktu. Kaldığımız yerin çevresi ara sıra bombalanıyordu. İŞİD bizi öldürmeseydi bile bombardımanlardan dolayı ölebilirdik.

 

‘Fidye bir oyalama taktiğiydi’

 

‘’Üç günde bir telefonlarımızı bize teslim edip ailemizle görüşmemize izin veriyorlardı. Ortada bir fidye pazarlığı vardı. Önce 5 milyon dolar karşılığında bizi serbest bırakacaklarını söylediler. Bu rakam daha sonra 12 milyon dolara yükseldi. Sonradan anladık ki ortada bir fidye pazarlığı yok. Bizi para için tutmuyorlardı. Fidye tamamen bizi oyalama taktiğiydi. İŞİD üyeleri bizimle pek muhatap olmuyordu. Bizimle konuştuklarında da ‘biz buraya cihat için geldik. Allah için savaşıyoruz. Müslümanlara zarar vermeyiz, namazınızı kılın, namaz kılmayan bizden değildir’ diyorlardı.

 

‘İŞİD’e katılan bir Türk ile görüştük’

 

Bizi rehin tutan İŞİD üyelerinin bir kısmı yurt dışından gelmişti. Pakistan’dan gelip İŞİD’e katılan bir İŞİD üyesiyle tanıştım. Bizi rehin tutan bir başka İŞİD üyesi, Afyon’dan gelip İŞİD’e katılan bir Türk arkadaşının olduğunu söyledi. Daha sonra da Türk olan arkadaşını telefonla aradı ve bizi onunla görüştürdü. Afyonlu İŞİD üyesine, ‘siz madem Müslümansınız, madem cihat için buraya geldiniz, biz de Müslümanız bizi neden burada tutuyorsunuz?’ diye sorduk. O da bizim rehin tutulduğumuzdan haberi olmadığını söyledi. Bizi serbest bıraktıkları sırada bir İŞİD üyesi elinde kamerayla yanımıza geldi. Sonra da bizi videoya çekti. Araçlarımıza el koyduklarını söyledikten sonra bizi Mahmur üzerinde bir yola bıraktılar. Bir kamyona binip Kürdistan bölgesine geldik.’’