Dövizle yapılan anlaşmalarda TL ile ödeme zorunluluğu getirilmesi iş dünyasında tepkilere neden oldu. Karar piyasada kontrollü ekonomi şeklinde algılanırken, serbest piyasaya bu şekilde bir müdahalenin uygulanabilir olmadığına işaret ediliyor. Uygulamanın dövize endeksli hammadde ve ara mamul kullanan sektörlerde tedarik ayağında bürokratik zaman kayıplarına, kur risklerine ve fazladan ödenecek banka komisyonlarına sebebiyet vereceğine dikkat çekiliyor. Alıcı-satıcı arasındaki hukuki itilafların artacak olması ve ticaretin yavaşlama riski piyasa aktörlerini tedirgin ediyor.
Piyasada çalkantılara neden olan uygulama, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile 19 Nisan’da yürürlüğe girmişti. Tebliğde menkul satış sözleşmelerine konu ödeme yükümlülüklerinin, Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğu getirilmişti.
Düzenlemenin ilk halinde, tebliğin yayım tarihinden önceki anlaşmalar veya kesilmiş çek/senetlerin de düzenlemenin kapsamına girecek olması büyük tepki çekerken, Hazine ve Maliye Bakanlığı gelen şikayetler üzerine dün bir açıklama yaparak konuya açıklık getirdi ve tebliğin yayım tarihinden önce imzalanmış döviz çeklerinin yine döviz ile ödenebileceğini duyurdu. Ancak karar bu haliyle de piyasadan, özellikle ithal hammadde ve girdisi yüzde 50’nin üzerinde olan sektörlerde endişelere neden oldu.
"Suni bir uygulama"
Dünya gazetesinden Merve Yiğitcan'a konuşan TOBB Demir ve Demir Dışı Metaller Meclisi Başkanı Veysel Yayan, dövizle alışverişi yasaklayan her türlü kararın suni bir uygulama olduğunu ve serbest ticareti olumsuz etkilediğini söylerken, “Ama bunu Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlardan dolayı alınmış geçici bir uygulama olarak görmek istiyoruz. Şartlar oluştuğunda yeniden kaldırılacağı kanaatindeyiz. Geçmişte de bu tür uygulamaların getirilip sonra kaldırıldığını gördük. Aksi takdirde alıcı satıcı arasında bu tür getirilen engeller piyasaya müdahale anlamı taşır. Girdiyi dövizle alan satıcının aradaki marjı fiyatlara yansıtması söz konusu olabilir” diye konuştu.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik de uygulamanın ilave bir operasyon ve bürokrasi getireceğini söylerken, “Alsat yaparken kur riski olacak" dedi.
"Karar firmaları yoracak, TCMB rezervi etkilenmeyecek"
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Başkanı Yaman Tunaoğlu, kararın elektronik sektörünü de yoğun şekilde etkilediğini vurguladı. Sektörde maliyetin döviz ağırlıklı olduğunu hatırlatan Tunaoğlu, “Sektörde firmalar elinde döviz tutmak zorunda. Çünkü TL ile satsa da malını yerine koyabilmek için yeniden ithalat yapması gerekecek. Şimdi ne olacak, mal almak isteyen dövizi bozup TL ödeyecek, mal satan TL’yi dövize çevirip yeniden mal alacak. Böyle olunca arada bankalar kar edecek. Büyük ölçekli seri üretim yaptığımız büyük firmalara oluşan maliyetin en az yüzde 70-80’i dövize endeksli” dedi.
Kararın aceleyle alındığını belirten Tunaoğlu, “Karar firmaları yoracak, arada bankalar kazanacak. Merkez bankasını döviz rezervi etkilenmeyecek” şeklinde konuştu.
"Enflasyonu artıracak"
Gıda sektöründe faaliyet gösteren İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, kararın sadece gıda değil birçok sektörü etkileyeceğini söylerken, ticareti yavaşlatabileceği uyarısında bulundu. Piyasada TL fatura kesilirken faturanın altında dolar/ton birim fiyatının da yazıldığını, bu şekilde gerektiğinde kur farkı faturası kesildiğini hatırlatan Önel, ancak bunun şu halde mümkün olamayacağını, borcun TL olarak sabitleneceğini ifade etti. Önel, “TL fatura kesen kur riskini sırtlanacak. Firmalar da buna karşı formüller geliştirecektir. Bu da fiyatları artırarak enflasyona etki edecek” dedi.