Ekonomi

Türk insanı krize borçla yakalandı

Finansal kriz dünyayı çalkalarken, Türk insanı bankalardan kullandığı krediler yüzünden krize savunmasız yakalandı.

09 Ekim 2008 03:00

Türk insanı son 3 yılda, bankalardan kullandığı kredilerle tüketim çılgınlığı içine girdi ve son finansal krize de borçla yakalandı.

Vatandaş, 2001 yılında sadece 6.5 milyar YTL’lik borçla tıkanmıştı. Bugün ise toplam borç tam tamına 114.9 milyar YTL’ye yükseldi

Küresel kriz tüm dünyada topyekün resesyon kaygılarını artırırken, Türk insanında da işsiz kalma korkusu her geçen gün büyüyor. Sokakta alışverişlerin bıçak gibi kesilmesinin, restoranlara girip çıkanların sayısının bir anda düşmesinin altında da hem bu korku psikolojisi hem de aşırı borçlu pozisyonlar yatıyor.

Türk insanı şu an Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar borçlu görünüyor. Borç öyle bir düzeye yükselmiş vaziyette ki büyük dramların yaşandığı, insanların çatılara çıkıp kendini yakmaya çalıştığı, kredi kartı borcunu ödeyemediği için köprüden atlamaya kalktığı 2001 dönemini tam tamına 17’ye katladı.

2001 yılı krizinde pek çok işyeri küçülme politikası izlemiş, işsizlik bir anda hortlamıştı. Bazı firmalar da mevcut elemanların ücretlerinde indirim yapmayı teklif etmiş, işsiz kalma korkusu yaşayanlar bu teklifleri kabul etmek zorunda kalmıştı. Ancak işte bu süreç, borçların ödenememesi ve tüm ekonominin tıkanmasını da beraberinde getirmişti.

O kötü günlerde Türk insanının bankalara 6.7 milyar YTL tutarında borcu bulunuyordu. Bu borcun 4.5 milyar YTL’lik kısmı tüketici kredilerinden kaynaklı borç, 2.2 milyar YTL’lik kısmı da kredi kartlarından kaynaklı borçtu.

Bugün geldiğimiz noktada ise Türk insanının bankalara olan borcu 115 milyar YTL’ye vurmuş vaziyette. Bir başka deyişle her Türk vatandaşının bankalara ortalama bin 642 YTL borcu bulunuyor.

Ağırlık tüketici kredisinde

Borçların yapısına baktığımızda ağırlıklı olarak tüketici kredisi borcu görünüyor. 2000 ve 2001 döneminde taşıt ve konut kredilerinin dağılımı hemen hemen eşitken, son yıllarda Türk insanının konuta yatırım yapması ile birlikte konut kredilerinin tutarının taşıt kredilerinin 7-8 kat üzerine çıktığı da dikkati çekiyor.

Şu an bankalara tüketici kredisi olarak 82.7 milyar YTL borç bulunurken bunun 38 milyar YTL’lik kısmını konut kredileri oluşturuyor. Taşıt kredilerinin toplamı 5.8 milyar YTL görünüyor.

Korkutucu tablonun en iyi yanı ise dövize endeksli kredi tutarının azlığı. Dövizin uzun süredir yatay seyrine rağmen, Türk insanının dövize endeksli borçlanmaktan ısrarla kaçınması, kurların ani iniş çıkışlar yaptığı şu günlerde tehlikeyi bir derece olsa da azaltıyor.

2000 ve 2001 yıllarındaki borç yapısına baktığımızda 600 milyon YTL’nin üzerindeki konut kredilerinin üçte birinin dövize endeksli olduğu görülüyor. Ancak bugünkü yapıda 38 milyar YTL’nin üzerindeki konut kredilerinin sadece 3.3 milyar YTL’lik kısmı dövize endeksli. Taşıt kredilerinde ise dövize endeksli borçların oranı, konuttan da iyi. Şu an 5 milyar 880 milyon YTL’lik taşıt kredisi borcu bulunurken bunun sadece 223 milyon YTL’lik kısmı dövize endeksli.

Üretimde şok düşüş

Global finansal kriz, Türkiye’nin üretimini vurdu. Ağustos ayında sanayi üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 düştü. Üretimdeki düşüş Temmuz ayına oranla yüzde 8’le daha keskin oldu. Toplam sanayi üretimi, Ocak 2006’daki yüzde 5.2’lik düşüşün ardından, bu yıl Ağustos’ta ikinci ve en yüksek düşüşünü kaydetti. Üretimde son 31 ayın en kötü performansı yaşandı. Anılan 31 aylık dönemde bundan önceki üretim düşüşü ise yüzde 1 ile Aralık 2007’de yaşanmıştı.

Sanayi üretimindeki sert düşüş, imalat sanayinden kaynaklandı. İmalat sanayi toplamında yüzde 5.7’lik üretim düşüşü olurken, alt sektörlere göre bilgi işlemde yüzde 57, haberleşme cihazlarında yüzde 37, tekstilde yüzde 21.3, tıbbi, optik, hassas cihazlarda yüzde 18.7, elektrikli makinelerde yüzde 16.8, diğer ulaşım araçlarında yüzde 16.4, giyimde yüzde 13, makine ve teçhizatta yüzde 12.6, metal eşyada yüzde 10.4’le ciddi boyutlarda üretim düşüşleri yaşandığı dikkati çekti. Otomotiv fabrikalarının Ağustos ayında 2 ile 3 hafta arasında tatil yapmaları, Türkiye ihracatının lokomotifi taşıt araçları sektörünü de olumsuz etkiledi. Sanayi üretimi taşıt araçlarında yüzde 8.9 geriledi.