Gündem

Türk: Artık parlamentoda yokuz

DTP lideri Ahmet Türk, Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatma kararının ardından ilk basın toplantısını yaptı.

12 Aralık 2009 02:00

T24 - Demokratik Toplum Partisi lideri Ahmet Türk, Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatma kararının ardından ilk basın toplantısını yaptı. Türk, parlamentodan çekildiklerini ifade ederek, sine-i millete dönebilecekleri mesajını verdi.

Anayasa Mahkemesi DTP'yi kapattı

Anayasa Mahkemesi tarafından ‘terör odağı’ olduğu gerekçesiyle kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk, parti genel merkezi önünde bundan sonraki yol haritalarını açıkladı. Türk, ''Gurubumuz bugünden itibaren Parlamento'dan fiili olarak çekilmiştir'' dedi. DTP'li vekiller topluca Diyarbakır'a gideceklerini açıkladı.

Son kez beraberiz

Türk, parti genel merkezi önünde gazetecilere yaptığı açıklamaya, “Bugün  belki de son kez sizinle beraberiz. 2 buçuk yıldan beri birlikte çalışmalar  yaptık, düşüncelerimizi sizlerin vasıtasıyla Türkiye kamuoyuna, halkımıza  yansıtmaya çalıştık. Olabildiğince sizlerle düşüncelerimizi paylaştık. Bugün de  biraz önce ifade ettiğim gibi, bugün son basın toplantım” sözleriyle başladı.
 
Bursa'daki grizu faciası

Bursa'daki maden faciasında 19 işçinin ölümünden duyduğu üzüntüyü dile  getiren Türk, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı  diledi.
 
'Kan kanla temizlenmez'

Türkiye'nin önemli bir sürecin içinde bulunduğunu belirten Türk,  parlamentoya girdikleri ikibuçuk yıldan beri hep barışı savunduklarını söyledi.

Türk, şunları kaydetti:

“Dedelerimizin, Orta Doğu halkının her zaman kullandığı bir deyim var,  'Kan kanla temizlenmez, şiddet şiddetle temizlenmez, silah silahla temizlenmez'.  Bu akan kanın durması için mutlaka tertemiz suyu kullanmamız lazım, barışı esas  almamız lazım. Çatışmalı sürecin ortadan kaldırılması için çaba göstermemiz  lazım. DTP, bu yaşanan acıları hep yüreğinde hissetti ve bu acıların sona ermesi  için çaba gösterdi. Halkımızla barışı sağlamaya yönelik, halkları  kucaklaştırmaya, Türkiye'yi kucaklaştırmaya yönelik gerçekten çok ciddi çabalar  sarf ettik. Ama bugün bakıyoruz ki barışı isteyenler terörist ilan ediliyor.  Şiddetin durmasını isteyenler, farklı bir muameleyle karşı karşıya kalıyor.”

Bugüne kadar bütün konuşmalarda, “Silah hak arama yöntemi olmaktan  çıkmalıdır. Şiddet Türkiye'nin gündeminden çıkmalıdır” dediklerini hatırlatan  Türk, bir tek konuşmalarında “Bu iş şiddetle çözülür” sözünün bulunamayacağını  söyledi.
       
'Hukuki bir karar değil, siyasi bir karar'
        
Hep şiddetin sona ermesi için çaba gösterdiklerini ifade eden Türk, şöyle  devam etti:

“Ancak bütün bu gerçekler, bu çalışmalarımız ortadayken Anayasa  Mahkemesinin siyasi bir karar alarak, statükoyu, resmi ideolojiyi savunan bir  kararla ortaya çıkması, gerçekten inancımıza, barışa olan inancımıza, kardeşliğe  olan inancımıza, halkların bu konudaki inançlarına darbe vurmuştur. Bu hukuki bir  karar değildir, siyasi bir karardır. Bunun çok iyi görülmesi gerekiyor. Bunun  başka türlü izahı yok.”

Anayasa Mahkemesi'nin kararını fazla tartışmak istemediğini belirten  Türk, siyasi yasak getirilen Leyla Zana'nın bu partinin kurucusu olmadığını,  destek amacıyla partiye kayıt olduğunu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının uyarısı  üzerine ise kaydının hemen silindiğini ve ayrıldığını anlattı. Zana'nın partinin  hiçbir siyasi tartışmasına katılmadığını ifade eden Türk, “Ama kararda  bakıyoruz, kapatma nedenlerinden biri Leyla Zana gösterilmiştir. Hiçbir siyasi  çalışması olmamış, hiçbir parti meclisine katılmamış, parti adına hiçbir  çalışmanın içinde olmamıştır. Bu örnek bile, 'Titizlikle inceledik' diyen Anayasa  Mahkemesinin ne kadar titiz davrandığını kamuoyunun vicdanına havale ediyorum”  diye konuştu.
       
'Demokratik siyaseti sürdüreceğiz'

“Demokratik siyaset devam edecek. Siyaset boşluk kabul etmez”  ifadelerini kullanan Ahmet Türk, siyasetin yüceliğine inandıkları, parlamentoyu  bir çözüm yeri gördükleri için bugüne kadar siyaset yaptıklarını kaydetti. Türk,  “Bundan sonra da elbette ki o demokratik siyaseti sürdüreceğiz” dedi.

“Artık Türkiye halkının da bazı şeyleri görmesi gerektiğini” söyleyen  Türk, şöyle devam etti:

“(Ergenekon terör örgütünün avukatıyım) diyenler, Ergenekon terör  örgütünün davalarına girip takip edenler, sonuna kadar savunanlar hakkında bu  ülkede Yargıtay Başsavcısı dava açmıyor. Ama barışı isteyenlerle ilgili davalar  açıyor. (Türk halkının öfkesini görecekler) diyenler, adeta halkları karşı  karşıya getirmek için mesaj verenler hakkında, savcılar, Yargıtay Cumhuriyet  Başsavcısı, Milliyetçi Hareket Partisi gibi bir partiyle bunları çok açık bir  şekilde dile getiren partilerle ilgili dava açmıyor. Ama meşruiyeti savunan, Kürt  halkının özgür, eşit geleceği üzerinde siyaset yapan, halkların özgürleşmesi,  çağdaş demokrasinin Türkiye'ye yerleşmesi için çaba gösterenler, demokrasiyi esas  alanlar, statükocuya karşı çıkanlar, tekçi zihniyeti mahkum edenler, toplumsal  realiteyi dile getirenler bugün bu ülkede bölücü. Bu ülkenin demokrasi  taleplerini tehlikeli gören bir mantıkla karşı karşıyayız.”

Türk, demokratik siyasetin önemini gördüklerini kaydederek, “Mantıklar  ne kadar ötekileştirici olursa olsun, bu ülke mutlaka bir gün barışını  sağlayacaktır. Halkların ortak mücadelesi, demokrasiyi savunanları ortak  refleksi, bu tekçi zihniyeti ortadan kaldıracaktır” dedi.

“Bu mücadeleyi sürdürürken, Türkiye'de demokrasi isteyenlerin,  ezilenlerin, demokrasi için bedel ödemeye hazır olanların, etnik kimliği ne  olursa olsun, Türkiye yurttaşları olarak, bir gün bu yanlış, inkarcı,  asimilasyoncu zihniyete 'dur' diyeceklerine inandığını” söyleyen Türk, bugün,  her dönemden daha acı bir durumla karşı karşıya bulunulduğunu ve bunun  önlemlerinin alınması gerektiğini dile getirdi.
       
'Türkiye'yi adeta felaketi sürüklemekte'
        
Demokrasiyi savunanların, ortak bir mücadele alanını geliştirmesi  gerektiğini ifade eden Türk, “Biz bugünü, kurtuluşun yolu, aklın, mantığın  ortaya çıkacağı gün olarak değerlendiriyoruz. Türkiye halkı, artık ortak aklı ve  mantığı ortaya koymak zorundadır” dedi.

Parlamentonun yapısını bildiklerini ifade eden Türk, şöyle konuştu:

“Parlamentonun bu anlayışı Türkiye'yi adeta felakete sürüklemektedir.  Diyaloğun olmadığı bir parlamento, sorunların çözümüne, tartışılmasına tahammül  etmeyen bir parlamento var bu ülkede. Yazıktır, bu ülkenin insanına yazıktır.  Kürt'e yazıktır, Türk'e yazıktır. Gelin, bu mantıktan kurtulun diyoruz. Türkiye  için bir şans yaratalım, barış için bir şans yaratalım, kardeşlik için bir şans  yaratalım. Yapmayın, diyoruz. Bütün bu koşullara rağmen, bu haksızlıklara rağmen,  bu ötekileştirici politikalara rağmen, buradan çağrı yapıyorum. Bu ülkedeki  sorunları görmezden gelemezsiniz. Tarih sizi yargılar, halkların vicdanı sizi  yargılar. Lütfen, daha fazla kaosa, bir çatışmaya, bir iç çatışmaya götürmeyin  Türkiye'yi. Gelin, bir araya gelin. Tartışın, konuşun. Bu halkların öncülüğünü  yapın. Bu halkların taleplerini anlayın, içselleştirin, diyoruz. Biz bin yıldır  bu ülkede birlikte yaşadık. Acımasız politikalar, yanlışlıklar, adeta  insanlarımızda birbirine güvenmeyi zedelemiş, ötekileştirmiş. Bunu artık görün ve  bunun tedbirlerini alın. Bu, Türkiye'nin geleceği için çok önemli. Demokrasi için  çok önemli.”
       
'AKP demokrasiyi katletti'

Anayasa Mahkemesinin kararının siyasi olduğu iddiasını tekrarlayan Türk,  “(Halkın iradesini yok sayamazsınız) diyen, Anayasa Mahkemesi'ni en ağır  eleştiren AKP hükümeti ve partisi, onu tartışırken daha sonra DTP'nin  kapatılmayla karşı karşıya kaldığı süreçte suskun, sessiz kaldı. Partinin  kapatılmasından rant sağlayacağına inandı, demokrasiyi katletti. AKP, kendisi  için demokrat parti” ifadelerini kullandı.

'Grubumuz Meclis'ten fiili olarak çekildi'

Anayasa Mahkemesinin kararının hukuki gerekçelerine girmek istemediğini  söyleyen Türk, kararın tartışılacağını ifade etti.

Türk, “Demokratik siyaseti önemsiyoruz. Bu konuda arkadaşlarım  kararlılıklarını çok açık ifade ettiler. Grubumuz fiili olarak parlamentodan  çekilmiştir, çalışmalara katılmayacaktır. Ama umut ediyorum ki herkes bugünü  yarını, geleceği yeniden düşünür. Geçmişte aldığımız kararımızın arkasındayız ama  tabii bu ülkede dostlarımız, demokrasi mücadelesi veren insanımız var. Her şeyi  daha geniş paylaşacağız” diye konuştu.

İstifalarını verecekler mi?

Öte yandan, Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, partiye girişlerinde DTP'li bazı  milletvekilleri tarafından kapıda alkışlarla karşılandı.

Türk'ün açıklamalarının ardından bir grup partili, Türkçe ve Kürtçe slogan attı.

Bu sırada Bağımsız Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, “İstifalarınızı  TBMM'ye ne zaman sunacaksınız?” sorusuna “Zamanı gelince” yanıtını verdi.

Bağımsız Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da partiye gelişinde, Ahmet Türk için, “O bizim devamlı eş başkanımız. Kararlarla değişmez” dedi.

Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ise “Türkiye'nin bir virajı  alamadığını” öne sürerek, “Demokrasi susturan değil, konuşturan ve açan bir  rejimdir” diye konuştu.