Gündem

TÜRGEV: İddialar linç kampanyası, Bilal Erdoğan ile gurur duyuyoruz

TÜRGEV: Vakfımıza karşı yürütülen bu karalama kampanyalarına karşı haklarımızı yasal yollardan takip edeceğimizi kamuoyuyla paylaşırız

07 Ocak 2014 19:20

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da yöneticileri arasında olduğu ve adı yolsuzluk soruşturmasına karışan Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’ndan (TÜRGEV) iddialara yönelik yapılan açıklamada “Siyasete yönelik karalama kampanyasının, linç girişiminin bir parçası olarak yapılan saldırılar, vakfımızdan hareketle bir yerlere ulaşmayı hedeflemiş kara, ve  maksatlı iftiralardır. Sayın Başbakanımızın kıymetli evlatlarının hayra hizmet eden vakfımız bünyesinde sosyal hizmetlerimizde bizlerle birlikte olmasından onur ve gurur duyuyoruz” denildi.

Türkiye 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla sarsılırken, iddiaların hedefindeki kurumlardan biri de TÜRGEV’di.

Soruşturma dosyasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da yöneticileri arasında bulunduğu TÜRGEV’e, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine konan İran asıllı Azeri işadamı Reza Zerrab ve Fatih Belediyesi’nin de isminin geçtiği bazı imar usulsüzlüğü suçları isnat ediliyor.

TÜRGEV’in bu iddialarla açıklamasının tam metni şöyle:

Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) 1996 yılında Türk Medeni Kanunu’na göre kurulmuş olup vakıf senedinde belirtilen amaçlar doğrultusunda ülkemiz gençliğine hizmet vermektedir. 18 yıldır yüksek öğrenim gören binlerce kız öğrencimizin eğitimine katkıda bulunan TÜRGEV,  halen 2000’in üzerinde öğrenciye hizmet vermeye devam etmektedir. Öğrencilere burs veren, en iyi şartlarda barınma hizmeti sağlayan vakfımız, ayrıca da şehit yakını ve yetim öğrencilerimize destek olmakta; burs ve ücretsiz barınma hizmetleri sağlamaktadır.

Vakfımız yurt işletmeciliği yaparken asla kar amacı gütmemektedir. Hizmetlerde kâr değil, sosyal hizmet amaçlanmaktadır. Vakfımızın çalışan personeli dışında ne yönetim ne denetim kurulu ve ne de genel kurul üyeleri vakıftan hiçbir ücret almamaktadır. Yapılan tüm çalışmalar “gönüllülük” esasına göre ve “gençliğimize hizmet” gayesiyle yapılmaktadır.

Son günlerde vakfımızın, asılsız itham ve iftiralarla karalama kampanyasına hedef yapılması, bizleri üzdüğü kadar vakfımıza yıllardan beri gönül vermiş ve maddi manevi, desteğini esirgemeyen hayırsever insanlarımızı da incitmektedir.

Vakfımıza yönelik bu asılsız iddialara karşı aşağıdaki bilgilendirmenin yapılması zaruri olmuştur.

1) Bir taşınmaza ilişkin imar tadilatı talebini gayrimeşru bir talep gibi göstermek hukuka ve iyi niyet kurallarına aykırıdır. Zira 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca hukuken her taşınmaz sahibi imar planlarında tadilat talep etme hakkına sahiptir. Belediyelerin bu talepler üzerine yapacağı iş ve işlemler de yine İmar mevzuatında gösterilmiştir. Taşınmazın niteliği gereği böyle bir talep zaruri olursa yasal talep hakkımızı her zaman kullanırız.

2)  5393 sayılı Belediye Kanununun;

14.maddesinin 1/(a) fıkrasında ; Belediyenin, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; .. “gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım”… hizmetlerini yapacağı veya yaptıracağı;

15.maddesinin (h) bendinde; Belediyenin “Mahallî müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde taşınmaz almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesis etmek” yetkisine sahip olduğu;

18.maddesinin (e) bendinde; belediye meclisinin “ Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın  kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı  geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek”  yetkisine sahip olduğu;

75/c maddesinde ise; Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda;  “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan  dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir.”

Hükümlerine yer verilmiştir.

Vakfımız “vergi muafiyeti tanınmış” kamuya yararlı vakıf statüsünde olup yukarıda açıklanan yasal mevzuat çerçevesinde Belediyelerle ortak sosyal proje kapsamında “yükseköğrenim öğrenci yurdu yapımı veya işletmesi” hususlarında taşınmaz tahsisi taleplerinde bulunmuş ve bir kısım belediyelerle de bu ortak sosyal projeleri gerçekleştirmiştir. Kamuya yararlı vakıf ve derneklere taşınmaz tahsisi  hangi siyasi partiye mensup olursa olsun birçok belediye tarafından yapıla gelen yararlı bir uygulamadır. Bu sayede vakıf ve dernekler de kamu hizmetlerine katkı sağlamaktadır. Nitekim unutulmamalıdır ki; tahsisi yapılan bu taşınmazların mülkiyet hakkı yine belediyelere aittir.

Fatih Belediyesine ait  Mevlanakapı’da yer alan taşınmazın yükseköğrenim kız öğrenci yurdu olarak işletilmesi amacıyla Vakfımıza tahsisi (yurt kapasitesinin %20’sinin Belediyenin göndereceği ihtiyaçlı öğrencilere  kullandırılması şartıyla) Kanuna uygun olarak Belediye Meclisi kararıyla yapılmıştır. Kaldı ki Fatih Belediyesinin farklı yönetim dönemlerinde de bu çeşit uygulamaların yapıldığı araştırıldığında rahatlıkla görülebilir.

3) Milli Eğitim Vakfına (MEV) ait Şehzadebaşı’ndaki bir taşınmazın, Vakfımız tarafından baskı ile satın alınmak istendiğine dair iddia da tamamen asılsız ve çirkin bir iddiadır. MEV’nın sayın yetkililerine sorularak bu iddianın gerçekdışı olduğu rahatlıkla anlaşılabilir idi. Ancak böyle yapılmadan vakfımıza yönelik çirkin ithamlar yapılmıştır.

4) Bir kısım özel şirketlerin TÜRGEV’e inşaat ve onarımlarda bedelsiz iş yaptığı iddiaları da maksatlı ve karalamaya yöneliktir. Zira, yürürlükteki mevzuata göre faaliyet gösteren tüm vakıf ve dernekler, ayni ve nakdi bağış ve yardım kabul etme yetkisine sahiptir. Herhangi bir vakıf veya dernek kendisine bedelsiz inşaat veya bakım onarım yapacak olan özel ya da tüzel kişilerin usul ve yasalara uygun bu bağış ve yardımlarını kabul edebilir. Vakfımıza da bu anlamda ayni bağış ve yardım olarak inşaat yapan tüzel kişiler elbette olmuştur. Ancak vakfımız, sahip olduğu binaların çoğunu, bedeli mukabilinde yaptırmıştır. Yapılan tüm bağış ve yardımların, vakıf tüzel kişiliğine ait olduğu da bilinmelidir. Bu gerçeği çarpıtmak, altında başka şeyler aramak, esasen Milletimizin hayırseverlik duygularına  yapılan haksız bir saldırıdır.

5) Mevcut Kanun ve Yönetmeliklere göre; Maliye Hazinesi’ne ait arsa ve araziler tarım, turizm, sanayi, eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel amaçlı yatırım yapan şirket ya da kamuya yararlı dernekler ile  vergi muafiyeti tanınmış vakıflara belirli şartlar altında uzun süreli kiralama veya irtifak hakkı ya da intifa hakkı tesisi suretiyle tahsis edilmektedir. Bu anlamda, ülkemizdeki birçok eğitim kurumu, Özel Vakıf Üniversiteleri maliye hazinesine ait taşınmazlar üzerine tahsis yoluyla yapılmıştır. Yine unutulmamalıdır ki; bu taşınmazların mülkiyeti hazineye ait olarak kalmaktadır. Ayrıca bu taşınmazlar üzerine yapılan yapılarda 4706 sayılı Kanun gereğince “İrtifak hakkı veya kullanma izni süresinin sonunda”  maliye hazinesine kalmaktadır.

Vakfımız da öğrenci yurdu yapmak için, Maliye Hazinesine ait taşınmazlardan 4706 sayılı Kanuna uygun şekilde tahsis talebinde bulunmuştur. Bunlardan bir kısmı kabul edilmiş bir kısmı taşınmazın niteliği gereği kabul edilmemiştir. Hiçbir kurumdan, mevzuatın dışında bir talepte bulunulmamıştır.

Netice olarak şunu arz etmek isteriz ki;

Siyasete yönelik karalama kampanyasının, linç girişiminin bir parçası olarak yapılan saldırılar, vakfımızdan hareketle bir yerlere ulaşmayı hedeflemiş kara, ve  maksatlı iftiralardır.

Yönetim Kurulu üyemiz, Sayın Bilal Erdoğan’ın ve bir kısım Genel Kurul üyelerimizin isimlerinden hareketle Vakfımıza yönelik karalama ve linç kampanyalarını kınıyoruz ve asılsız iddiaları kabul etmiyoruz.

Sayın Başbakanımızın kıymetli evlatlarının hayra hizmet eden vakfımız bünyesinde sosyal hizmetlerimizde bizlerle birlikte olmasından onur ve gurur duyuyoruz.

“Çamur at izi kalsın” anlayışı ile hayır kurumlarını karalamak, bu tür hayır kurumlarına yapılmış ve dahası milletimizin ihtiyaç sahibi evlatlarına yapılmış en büyük haksızlıktır. İnsanlarımızın yardımseverlik duygularına çamur atmak, sosyal dayanışma duygularına yapılan haksız bir saldırıdır.

Ayrıca; Vakfımızın her türlü gelir ve giderleri kayıt altında olup faaliyetleri ve kayıtları mevzuat gereği birçok resmi kurum tarafından denetlenmektedir. Bugüne kadar yapılan denetimlerde her hangi bir eksiklik veya mevzuata aykırılık tespit edilmemiştir.

Biz TÜRGEV ailesi olarak; ülkemizin gençliğine hizmet ediyoruz. Biliyoruz ki gençliğini ihmal eden toplumlar geleceğini de ihmal etmiş olur.

Bu şuur ve inançla, pozitif ayrımcılık yapıyoruz ve yüksek öğrenim yapan kız öğrencilerimizin daha iyi şartlarda barınma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle onların milli ve manevi değerlere bağlı, vatan ve milletini seven,  geleceğin Türkiye’sini inşa edecek nesiller olarak yetişmeleri için, üzerimize düşen her türlü çalışmayı yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın…

Vakfımıza karşı yürütülen bu karalama kampanyalarına karşı haklarımızı yasal yollardan takip edeceğimizi kamuoyuyla paylaşırız.

Bu vesileyle; vakfımıza 18 yıldan beri maddi ve manevi destek veren aziz milletimizin hayırsever evlatlarına en kalbi şükranlarımızı sunmayı bir borç biliriz.

Aziz milletimizin bilgisine saygıyla arz ederiz.