Gündem

Türban için kimse kazandım-kaybettim diyemiyecek

Sencer Ayata, türban konusunda kimsenin ‘kazandım’ ya da ‘kaybettim’ demeyeceği bir formül konusunda çalıştıklarını söyledi.

25 Ağustos 2010 03:00

T24 - CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Sencer Ayata, türban konusunda kimsenin ‘kazandım’ ya da ‘kaybettim’ demeyeceği bir formül konusunda çalıştıklarını, bağlama şekli üzerinde uzlaşılabileceğini söyledi.


Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer'in "Uzlaşmayla çözülü" başlığıyla yayımlanan (25 Ağsutos 2010) yazısı şöyle:




Uzlaşmayla çözülür


CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Sencer Ayata, üniversitelerdeki türban yasağı konusunda başlattıkları çalışmayı referandumdan sonra 1 ay içinde tamamlayarak CHP yönetimine ileteceklerini açıkladı. Bu konuda din adamlarıyla ve milletvekilleriyle de görüştüğünü anlatan Ayata, konunun iyi niyetle uzlaşma aranması durumunda toplumun farklı kesimlerinin “baş örtme şekli üzerinde mutabakat sağlayabileceği”ni belirterek “İki tarafın da güçlü iddiaları var. Bulunacak uzlaşma her iki tarafa da ‘kaybettim’ dedirtmemeli” diye konuştu.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun türban meselesini partisinin uzlaşma ile çözeceğini açıklamasının ardından gözler parti içinde bu konuda çalışma yürüten Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Ayata’ya çevrildi. Ayata Cumhuriyet’e türban konusuna bakışını ve yürüttükleri çalışmanın ayrıntılarını şu sözlerle aktardı:




Siyasal kimliğe çevirme eğilimi fazla


Türkiye’de köylerde ve kasabalarda çoğunluk hâlâ geleneksel baş bağlama tarzlarını sürdürüyor. Türban farklı bir stil. Türban tarzı baş bağlama kentlerde giderek çoğaldı. Daha genç, daha eğitimli bir kesim bu tarzı benimsedi. Bu modaya uyanların çoğunluğu doğrudan bir siyasi kimlik vurgusu yapmıyor. Nitekim son dönemde ben CHP mitinglerinde bile bu tarz baş bağlayanların giderek çoğaldığını gözlüyorum. Bir de türban tarzı baş bağlamada kullanılan renkler, bağlama tarzı ve beraberinde kullanılan giysiler itibarıyla çok büyük bir çeşitlilik var. Bu farklılığı ve toplumsal çeşitliliği iyi anlamamız gerekiyor. Bir grup için ise türban sadece bir dini veya kültürel kimlik değil. Yani İslamcı kimlik sembolü olarak bağlılık ön planda. Bunu siyasal kimliğe çevirme eğilimi daha fazla üniversitede.




Din ve vicdan özgürlüğü


Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğü, dini ibadet üzerinde bir engel var mı diye sorulduğunda bir tek konu üzerinde duruluyor. Türban veya başörtüsü sorunu. Toplumda ve kamu alanlarında bir kısıtlama söz konusu değil. Üniversitelerdeki kısıtlama tartışılıyor. Birçok kimse ve aile fazla sorun yapmadan kabulleniyor üniversitelerdeki durumu ama bazıları kabullenmiyor. Aslında yine kendimizi aldatmayalım. Fiili olarak birçok üniversitede yasak uygulanmıyor. Diğerleri için ise hukuki bir durum var. Burada hassasiyetle üzerinde durulması gereken önemli konular var. Biri din ve vicdan özgürlüğü. Yani başını örtenlerin bunu dini inançları gereği yaptıkları. Siyasi niyet yok demiyorum ama bir an için aramayalım, böyle bir boyutu var. İkincisi eğitim hakkı konusu. Şu veya bu şekilde üniversiteye giremeyen kız çocukları eğitimden geri kalıyor. Bunlar baskı altında tutuluyor olabilir, ısrarlı davranmaları için teşvik görüyor olabilirler. Ama sonuçta eğitim olanağından yararlanmamış oluyorlar.




Saçın tamamen kapatılması şart değil


Çözüm üretmek istenirse ara yollar bulunabilir, uzlaşmanın çeşitli yöntemleri olabilir. Hatta başı örtme şeklinde ya da şekil çeşitlemesinde bile mutabakat sağlanabilir. Bizim geleneksel baş bağlama tarzlarımızda saçın tamamen kapatılması şart değil. Bir uzlaşma olsa taraflar diyebilir ki “Biz başın örtülmesine ‘evet’ diyelim, ama siz de o bizim bir şekilde daha bir siyasi kimlik gibi algıladığımız görüntüden vazgeçin.” Ama şu anda kazanan hepsini almak istiyor. Bu sorun ancak uzlaşmayla çözülür. O uzlaşmayı da CHP iktidarı sağlayabilir.




Din adamlarıyla görüşüyorum


Ben yurtdışındaki bilimsel toplantılarda yüzlerce kez anlattım. Anadolu’da işçi, çiftçi kadınların saçları bazen gözükebiliyor. Saçı hiç göstermeden kapanma, örtme acaba İslamiyetin bir koşulu mu? Bu konuda din adamlarının görüşleri de alınabilir. Parti Meclisimizde ülkemizin önde gelen din adamları da var. Onlarla da bu konuda görüş sahibi, milletvekillerimizle de görüşüyorum ve görüşeceğim.




Ekimde hazırlarız


Bilim Platformu olarak hazırlayacağımız çalışma akademik bir çalışma olacak. Referandumdan sonra bir ay içinde sonuçlandırırız. Nihai kararı genel başkan ve parti meclisi verecektir.