T24- Zaman gazetesi, dailymotion.com adlı video paylaşım sitesinde Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Komutanı Tümgeneral Muharrem Mutlu Arıkan'a ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı yayınlandığını ileri sürdü. Tümgeneral Arıkan olduğu öne sürülen şahıs, kayıtta Ergenekon soruşturması kapsamında bulunan gömülü cephanelikler ve askeri mühimmatın TSK'ya ait olduğunu söylüyor.
Göksel Genç'in Zaman gazetesinde yayımlanan (1 Temmuz 2011) haberi şöyle:
Tümgeneral Muharrem Mutlu Arıkan'ın ismi Balyoz davası kapsamında Gölcük'te çıkan belgelerle gündeme gelmişti. Vakit Gazetesi'nden Yener Dönmez'in iddiasına göre Arıkan, Genelkurmay tarafından Gölcük belgelerini medya üzerinden sulandırma faaliyetinde görevlendirilmişti. Arıkan'ın komutanı İstihbarata Karşı Koyma birimi, Genelkurmay'dan dışarıya bilgi sızdırılmasını engellemek amacıyla kurulmuştu. İşte o ses kaydı:
Bizim bilmediğimiz bir şey yok: İkinci iddianamenin ekleri hangi klasörde ne var, hepsini şimdi şey yapıyoruz. Yani bizim bilmediğimiz hiçbir şey yok içerisinde. İddianamenin içerisinde geçenleri zaten ek olarak koymuş.
Bu kadar doküman, bu kadar bilgi, belge neden toplanır? Ne bileyim işte Şener Eruygur'un bilgisayarından çıkar? Ne işi var? Niye Hurşit Tolon'un bilgisayarında durur bunlar? Niye yani? Niye bende yok da onda var?
'O belgeleri başkaları koymuş diyorsunuz' Ee kardeşim telefon görüşmelerini de mi başkaları yaptı? Senin hiç görüşmemen gereken insanlarla da görüşmüşsün yani.
Siviller bunları kullanmış: Vallahi de billahi de bunlar saf ve bunları hep kandırmış siviller. Kandırmış derken, kendi amaçları doğrultusunda kullanmışlar. Yani şimdi biz asosyal insanlar mıyız? Biz bilmiyor muyuz bir Kent Otel'e gidip bilmem ne yapıp yemek yemeyi veya bilmem nereye gidip bilmem kimle beraber oturmayı? Yaşar Büyükanıt'la ilgili ne kadar hastaneye gitmişse, bütün hastane kayıtları ne kadar işte ilaç almışsa, o ilaçlar tek tek, gün gün kayıtlar tutmuşlar. Hurşit Tolon'dan çıkıyor bunlar. Yaşar Büyükanıt'ın eşi kiminle samimiymiş? Salak, ne gerek var!
Daha neler var neler!: Bak iddianamenin eklerine bir sürü tutanak vardır. Orada 'bunların yayınlanması uygun değildir' diye biz yazmışız. O da onları tutanağa geçirmiş ve dolayısıyla onları koymamış oraya. Daha neler var da!
Önceden, bize gönderildi. 'Bunların içinde askeri bilgi var mı? Yayınlanmasına yönelik sakıncalı olduğu bilgi belge var mı' diye. Biz onların hepsini inceledik. Daha iddianame ortaya çıkmadan önce gönderdik onları. 'Bunlar kesinlikle işte devletin gizliliği ile ilgilidir. Yayınlanması sakıncalıdır' diye. Daha onlar falan girmiş değil yani iddianamenin eklerine.
Gömülü mühimmatlar konusunda uyardım: Daha önceden bunlara müdahildik. Onlara dikkat edin, şunları yapın, bak şurada silah var, bak burada mühimmat vardı. Bana cevaplar geldi, işte 'hiçbir silahımız eksik değildir, hiçbir mühimmatımız eksik değildir.' Şak diye önlerine koydum. Buyurun dedim, ben göndermişim, karşılığında bana cevap gelmiş; 'Her şeyimiz tamam. Bir sıkıntımız yok' diye.
Silahları satacaktım desene: Mustafa Dönmez falan var, adam kilit konuşmuyor. Ulan p.. de ki, 'ben bunu işte ticari maksatla yaptım, menfaat, para, silah satacaktım.' Onu da söylemiyor. Tabii, bütün bu olayların içerisinde, Ergenekon'a terör örgütü diyebilmeleri için olayın içinde şiddet ve cebir olması lazım. Bugüne kadar bunları bulamıyorlardı, ama son iki üç dalgada, bu Mustafa Dönmez'ler çıktı.