T24- Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Temsilciliği ile Boğaziçi Üniversitesi tarafından yapılan vergi araştırması Türkiye'deki vergi sisteminin çarpıklığını gözler önüne serdi. Araştırmaya göre, toplanan vergiler içerisinde dolaylı vergilerin payı yüzde 65 ile en yüksek ülkelerin başında gelen Türkiye'de en fakir yüzde 5'lik kesimin vergi yükü, en zengin yüzde 5'lik kesimin vergi yükünden iki kat fazla.
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ünal Zenginobuz yönetiminde Prof. Fikret Adaman, Çağrı Savcı ve Emre Tokgöz ile Koç Üniversitesinden Fatoş Gökşen tarafından geçen yıl yapılan “Vergi Temsiliyet ve Demokrasi İlişkisi Üzerine Türkiye'de vatandaşların algıları” araştırması dün açıklandı.
Tüketim üzerinden alınan ve çok yüksek boyuta varmış dolaylı vergileri kimlerin ödediğini sayısal olarak gün ışığına çıkmarmak amacıyla gerçekleştirilen araştırmada Türkiye'deki vergi sistemi anlatılırken, vergi yükünün dağılımı ve gelir gruplarına göre tüketim vergilerinin yükü değerlendirildi. Araştırmada ayrıca Türkiye genelinde 2 bin 400 kişiyle yapılan vergi anketinin sonuçlarına da yer verildi.
Araştırma sonucunda en dikkat çeken nokta 2001 mali krizinin etkilerinden kurtulmak ve bütçe açıklarını kapatmada son 10 yılda harcamaların kısılması yerine vergilerin artırılmasına ağırlık verilmesi oldu. 2001 yılında yüzde 53 düzeyinde olan tüketim üzerinden alınan vergilerin toplam vergelere oranının düzenli olarak arttığı ve bu güne gelindiğinde yüzde 65 düzeylerine çıktığı belirtildi.
Araştırmada, şu görüşlere yer verildi:
* Özellikle akaryakıt, motorlu taşıtlar ve ilitişim gibi tüketimin yanı sıra ara malı olarak üretimi de etkileyen mallar üzerinden alınan çok yüksek vergiler, hem tüketicilerin hem üreticilerin faaliyetlerini kayıt dışına kaçırma eğilimlerini artırmakta, hatta belirli mallarda kaçakçılığın hortladığı görülmektedir.
* Tüketim vergilerinin özellikle düşük gelirli vatandaşları çok fazla etkileyen en olumsuz yönü gelir düzeyi ne olursa olsun tüketicilerin aynı miktar veya oranda vergi ödemesidir.
* Toplam vergi hasılatının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranına göre, toplam vergi yükü OECD ülkeleri içinden Meksika'dan sonraki en düşük olan ülke Türkiye.
* Dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payı itibariyle Türkiye Meksika ile birlikte en yüksek orana sahip.
* Türkiye için sorun tüketim üzerinde çok vergi toplamaktan ziyade, gelir üzerinde çok az vergi toplamak olduğu görülmektedir.
Araştırma sonuçlarında ortaya çıkan bulguların özeti şöyle:
* Türkiye’de devletin topladığı vergiler toplam gelire oranla başka ülkelerle karşılaştırıldığında çok yüksek olmamakla beraber, son yirmi yılda ciddi oranda arttı. 1990 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) %15’i kadar olan vergiler bugün GSYİH’nın %25’i düzeyine geldi.
Bu artışta en önemli pay tüketim vergilerine ait. Vergilerin üçte ikisi KDV, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Özel İletişim Vergisi (ÖİV) gibi tüketim üzerindeki vergilerden toplanmakta. Bu oranla Türkiye vergi toplarken tüketime en fazla yüklenen ülkelerin başında yer almakta.
Tüketim vergilerine çok yüklenilmesinin bir nedeni, toplanabilen gelir vergisinin düşük kalmasıdır.
Tüketim vergilerinin yüksekliği dar gelirlileri daha fazla vurmakta, vergilerin yükü daha fazla dar gelirlilerce hissedilmekte ve zaten bozuk olan gelir dağılımının daha da bozulmasına neden olmakta.
Tüketim vergileri her gelirdeki insan için aynı oranda olduğundan, gelirinin çok daha büyük bir kısmını harcayan dar gelirli, tüketim vergileri yoluyla gelirinin daha büyük bir kısmını vergi olarak ödemektedir. Daha çok geliri olanın daha yüksek oranda vergi ödediği gelir vergisi de yeterince toplanamayınca vergi sistemi gelir dağılımını düzeltici değil bozucu yönde işlev görmektedir.
Tüketim üzerindeki toplam vergilerin gelire oranı %20’lik gelir dilimleri bazında incelendiğinde bu oranın en zengin %20’lik dilimden en fakir %20’lik gruba gittikçe arttığı görülmektedir.
En fakir %5’lik grubun tüketim vergisi yükünün tüm yıllarda en zengin %5’lik kesimin yükünün 2 katından fazla olduğu gözlenmektedir. Bu durum Türkiye’deki tüketim vergisi sisteminin yarattığı çarpıklığı ortaya koymaktadır.
Türkiye’de gelir dağılımını tüketim vergileri içinde görece ağırlığı daha fazla olan KDV sistemi bozmakta, ÖTV sistemi orta gelirlileri kısmen korumakta, gelir vergisinin yeterince toplanamaması ise bu vergilerin gelir dağılımını düzeltici etkisini sınırlı tutmaktadır. KDV’de geliri düşük kesimlerin tüketimine yönelik olarak temel ihtiyaç maddelerinde %1 ve %8’lik düşük oranlar uygulanıyor olsa da, gelirinin tamamını tüketen ve hatta borçlanarak gelirinden daha fazla tüketim yapan geliri düşük hanehalkı gruplarının KDV yükü zengin gelir gruplarından daha fazla olmaktadır.