Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TSK'nın 10 gün önce Suriye'nin Afrin bölgesine başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı ilişkin 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi!' çağrısı yapan Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey üyesi 11 kişi hakkında soruşturma başlattı.
Soruşturma, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama", "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama" ve "terör örgütü faaliyetlerini meşru gösterme" suçlarından yürütülecek.
İçişleri Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada TTB hakkında Afrin'e yönelik değerlendirmeleriyle ilgili olarak suç duyurusunda bulunulacağını açıklamıştı. Açıklamada, "Merkez Konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesi amacıyla dava açılmasını talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur" denilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da TTB'ye ilişkin "Bu terörist sevicilerin bugüne kadar barışa evet dediklerini duymadık" açıklamasını yapmıştı.
Afrin operasyonunun başlamasının ardından "Savaşa hayır, barış hemen şimdi!" çağrısı yapan TTB'nin açıklaması şöyle:
"Biz hekimler uyarıyoruz:
Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur.
Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir.
Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz.
Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır.
Savaşa hayır, barış hemen şimdi!"
Cumhurbaşkanı Erdoğan tepki göstermişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda TTB'nin "Savaşa hayır, barış hemen şimdi!" açıklamasını eleştirmişti. Erdoğan, operasyonun 7. gününde öldürülen terörist sayısını açıklayıp "Bundan rahatsız olan, sözde Türk Tabipleri Birliği gibi bir kesim 'savaşa hayır' diye kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin bugüne kadar barışa evet dediklerini duymadık. Bunlar bugüne kadar güneydoğuda, doğuda, vatandaşlarım şehit edildi. İçeride olan terör uygulayıcılarına yönelik en ufak açıklama duyduk mu? Duymadık" diye konuşmuştu.
TTB, Erdoğan'ın eleştirilerine 7 maddeyle yanıt vermişti.
TTB'nin açıklaması şöyle:
1. TTB Merkez Konseyi 24 Ocak 2017 çarşamba günü kamuoyuna bir açıklama yapmıştır.
"Lince davetiye"
2. Açıklamayı izleyen iki gün içerisinde tarafımıza farklı tepkiler ulaşmıştır. Açıklamamızı olumlayan ve destekleyen bir çok geri bildirimin yanında, metinde yer almayan ifadeler eklenerek hedef gösteren ve adeta bir lince davetiye çıkaran söylemler ve tehditler de söz konusudur.
3. TTB Merkez Konseyi gerek hekimlerin gerekse de vatandaşlarımızın tepkilerini dikkatle dinlemektedir.
"Askerlerle aileleri bizim de canımız"
4. Öncelikle tekrarlanması gereken TTB Merkez Konseyi'nin açıklaması halen sınır ötesinde bulunan çocuklarımızı, onların ana, baba ve yakınlarını da gözeterek, büyük bir özenle, hiçbir insana hürmetsizlik etmeyen bir uslupla kaleme alınmıştır. Orada görevli bulunan insanlar tepki gösterenler kadar bizim de canımızdır. TTB Merkez Konseyi bu anlamda kendisi hakkında yapılan çarpıtmaları reddetmektedir.
"Hekim değerleriyle"
5. TTB Merkez Konseyi bu süreçte bir hekim birliği tutumu ve sorumluluğuyla görüşlerini ifade etmiştir. Savaş, çatışma, terör operasyonu ve benzeri durumlarla ilgili hekimlik değerleri ve yıllar boyunca geliştirilen tutum bildirgeleri hiçbir farklı yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. TTB Merkez Konseyi'nin 24 Ocak tarihli açıklaması bütünüyle bu birikime sadık kalarak yapılmıştır.
"Devletin en yetkili makamları"
6. Yukarıdaki gerçeklere rağmen tepkilerin kimi provokatif saldırılara da meydan verecek çağrılara, hedef göstermelere dönüştüğünü üzülerek duyuyor, görüyor, yaşıyoruz. Son olarak devletin en yetkili makamlarının açıkladıkları görüşler kimileri için TTB Merkez Konseyi'nin hedef olarak algılanması tehlikesini de içermektedir.
"Kimseyi dışlamada"
7. TTB Merkez Konseyi bu bilgiler ışığında kamu otoritesine herkesin can güvenliğini güvence altına alacağı ve hiç kimseyi dışlamadan görüşlerini ifade edebileceği bir ortamı tesis etme görevini yerine getirme sorumluluğunu hatırlatır, bu vesileyle özgür, demokratik ve barış içerisinde bir Türkiye ve dünya özlemimizi bir kez daha paylaşırız.