Genelkurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Mehmet Erten'e madalya verilmesine ilişkin olarak bir açıklama yaptı. Açıklamada, "TSK Savaş Takdirnamesi Madalya ve Nişan Yönetmeliği gereğince, bir yıl Kuvvet Komutanlığı veya Jandarma Genel Komutanlığı görevi yapanlara TSK Şeref Madalyası verilmektedir" denildi.
Genelkurmay Başkanlığı, 34 köylünün öldürüldüğü Uludere katliamı ve iki pilotun ölümüne neden olan Türkiye’ye ait keşif uçağının Suriye tarafından düşürülmesi konusunda “komuta zafiyeti” eleştirilerine maruz kalan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’e, 28 Kasım'da madalya verildiğini doğruladı.
Genelkurmay,Taraf gazetesinin ısrarla sorduğu sorular üzerine, TSK’nın internet sitesinden dün beş maddelik bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Erten’e “TSK Şeref Madalyası” verildiği bildirildi.
Hüseyin Özkaya'nın Taraf'taki haberine göre; Genelkurmay Karargâhı’nda 28 Kasım'da yapılan törende, Erten ile birlikte Kuvvet Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı görevlerinde birer yılını dolduran Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu’ya, “TSK Şeref Madalyası”, YAŞ kararları ile Orgeneralliğe terfi eden 2. Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi’ye ise, “TSK Üstün Hizmet Madalyası”nın verildiğinin duyuruyduğu açıklamada, şunlar kaydedildi:
“TSK Savaş Takdirnamesi Madalya ve Nişan Yönetmeliği gereğince, bir yıl Kuvvet Komutanlığı veya Jandarma Genel Komutanlığı görevi yapanlara TSK Şeref Madalyası, Orgeneral ve Oramiral rütbesine terfi edenlere ise, TSK Üstün Hizmet Madalyası verilmektedir. ‘TSK Şeref Madalyası’ uygulaması 1972 yılında başlamış ve 83 Orgeneral/ Oramiral’e verilmiştir. ‘TSK Üstün Hizmet Madalyası’ uygulaması ise, 1973 yılında başlamış ve bugüne kadar 200 askerî personele verilmiştir.”
Balyoz’da ifade vermişti
TSK’nın Erten ile birlikte, Orgeneral Bekir Kalyoncu’yu da “Şeref Madalyası” ile ödüllendirmesi dikkat çekti.
Geçtiğimiz mart ayında Balyoz davası kapsamında Silivri’de tanık sıfatıyla ifade veren Kalyoncu, 5-7 Mart 2003’te 1. Ordu Komutanlığı’nca düzenlenen seminere Genelkurmay’ı temsilen katıldıklarını belirterek, gözlemci olarak katılanların tesbitlerini rapor haline getirdiklerini anlatmıştı.
Kalyoncu, seminer sonuç raporunda imzasının olduğunu hatırlatarak, “Plan semineri oyun şeklinde yapılır. Bir senaryo vardır. Senaryoya göre durum daha da kötüleştirilir. Ben herhangi bir olağanüstülük fark etmedim” demişti.
Seminerde oynanan harp oyununun tiyatro olduğunu savunan Kalyoncu, şunları kaydetmişti: “Aklınıza gelen her senaryo yazılabilir. Çeşitli enjekteler ile durum kötüleştirilerek çözüm arayışları yapılır. O tarihlerde Irak harekâtı söz konusuydu. Bize gelen tek rapor bu değildi. O zaman raporu ayrıntılı incelemedim.”