Başbakan olduktan sonra Türkiye’ye ilk ziyaretini gerçekleştiren Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Türkiye’nin AB üyelik sürecine tam destek verdi. Tsipras’ın mülteci krizinin ve Kıbrıs sorununun çözümünde de Ankara’nın tezlerine yakın durması dikkat çekti. Tsipras’ın bu duruşu Ankara-Atina –Brüksel hattında olumlu gelişmeler yaşanacağının işareti sayılsa da, uzmanlar “Kilit konu mülteci krizi” görüşünde birleşiyor.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, IŞİD’in Paris’te düzenlediği saldırıların ardından Avrupa’da mülteci karşıtlığının alevlendiği, Türkiye’de ise “Mültecilerin yükünü tek başına kaldıramıyoruz” seslerinin yükseldiği bir dönemde Türkiye’yi ziyaret etti. Tsipras, Suriye’deki iç savaştan kaçanları işaret eden mülteci krizinin ana gündem maddesi olduğu ziyaretinde İstanbul’da Türkiye ve Yunanistan milli futbol takımları arasında oynanan dostluk maçını izleyerek başladı. Maçta Paris saldırısında hayatını yitirenler için saygı duruşunda bulunulmasına gelen ıslıklı protesto Türk kamuoyunda büyük tepkiyle karşılansa da, Tsipras temaslarında bu konuya hiç girmemeyi tercih etti. Tsipras, İstanbul’da bir geleneği sürdürdü ve tıpkı selefleri gibi Fener Rum Patrikhanesi’ni de ziyaret etti. Ankara’da ise ilk olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu ile biraraya gelen Aleksis Tsipras, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanısıra CHP ve HDP liderleriyle de görüştü.
Görüşmelerinde mülteci krizinin çözümü için Avrupa’da Türkiye’ye ‘anahtar rol’ biçildiğini, Yunanistan’ın da mültecilerin Avrupa’ya ayak bastığı ülke konumunda olduğunu hatırlatan Tsipras, “Bu sadece Türkiye ve Yunanistan’ın sorunu değil. Krizin çözümü için Avrupa’nın ve hepimizin somut bir plana ihtiyacı var” mesajı vererek Türkiye’nin yanında olduğunu da göstermiş oldu. Öyle ki; iki ülke krizin çözümü için ‘ikili çalışma grubu’ oluşturmaya, Ege’de sahil güvenlik devriyelerinin belli prensipler doğrultusunda ortak hareket etmeye karar verdi. Tsipras’ın, Yunanistan’ın Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyeceğine, Kıbrıs sorununun da çözülmesi gerektiğine ilişkin açıklamaları da Ankara’da heyecan yarattı. Türkiye-Yunanistan İş Konseyi’nin Şubat’ta toplanması, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da yakında Yunanistan’ı ziyaret etmesi bekleniyor.
'Karşılıklı çıkarlar'
Tsipras’ın Ankara’yı heyecanlandıran açıklamalarının arkasında Avrupa’da dozunu sürekli artıran Suriyeli mülteci krizinden kaynaklanan endişeler mi var? Kriz; Türkiye ile Yunanistan’ı, Türkiye ile Avrupa’yı yakınlaştırıyor mu? Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Nail Alkan DW’nin sorularını yanıtlarken “Tsipras durup dururken böyle konuşmadı. Türkiye’ye sevimli mesajlar veriyor çünkü mülteci krizi Yunanistan için çok büyük problem. Bu problemin de bir an önce çözülmesi gerekiyor. Karşılıklı çıkarlar Tsipras’ı Türkiye’ye heyecanlı mesajlar vermeye yöneltti” diye konuştu. “Bu mesajlar belki de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfanın da açıldığının habercisi olacak” diyen Alkan, Ankara-AB hattında önümüzdeki dönemde çok yeni gelişmeler yaşanacağı öngörüsünde bulundu. Tsipras’tan önce Türkiye’ye gelen Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de, Ankara’ya ‘vize serbestliği ve AB’yle üyelik sürecinde yeni fasıl açma’ sözü verdiğini hatırlatan Alkan’a göre AB, mülteci sorununu tek başına çözemeyeceğini anladığı için Türkiye’ye yakınlaşmaya karar verdi.
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen’e göre de mülteci krizinin bir an önce sonuçlanması Yunanistan açısından da kritik önem taşıyor. Ülgen, DW’nin “Tsipras bu yüzden mi Türkiye’ye olumlu mesajlar verdi” sorusunu yanıtlarken “Evet” dedi ve ekledi: “Tsipras’ın Türkiye ziyareti; mülteci krizinin çözümü için Türkiye ile AB arasında son dönemde yürütülen diplomatik trafiğin bir parçası. Ay sonunda da Türkiye-AB zirvesi yapılacak. Türkiye ile Avrupa’nın mülteci krizinin çözümü için bir karar vermesi gerekiyor artık. Bu noktada; Yunanistan’ın da büyük beklentileri var. Tsipras; mali zorluklar içindeki ülkesini krizlerden korumak istiyor.” Ülgen, bu yorumunun yanısıra Tsipras’ın Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen bir ‘siyasi aile’den geldiğine de dikkat çekti. “Kıbrıs konusunda bu yüzden çözüm istiyor, Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemek, bu yoldaki engelleri kaldırmaktan yana tavır koyuyor. Bu nedenle önümüzdeki süreçte Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde olumlu gelişmeler beklemek çok mümkün. Bu gelişmeler, Türkiye-AB ilişkilerini de olumlu yönde etkileyecektir” dedi. Ülgen’e göre bu olası gelişmeleri etkileyecek bir sorun var, o da: Paris’teki IŞİD saldırılarını ile birlikte başlayan ve tüm Avrupa’yı saran terör tehdidi. “Saldırıların ardından Avrupa’da, sığınmacı karşıtı hareket yükselişe geçti” diyen Ülgen, AB’nin bu yüzden müllteci krizini bir an önce somut bir plana dayandırması ve Türkiye’yle anlaşması gerektiğini belirtti.
'AB iyi hesap yapmalı'
AB, mülteci krizinin çözümü için Ankara’nın da kabul edeceği bir somut planı gecikmeksizin geliştirebilecek mi? Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Murat Erdoğan, DW’nin sorusunu yanıtlarken böylesi bir planın geliştirilmesinin hayati önemde olduğunu belirtirken, Ege Denizi’nde önlem almanın da çözüm olmayacağına dikkat çekti. Erdoğan, “Bugüne kadar denizi sağlam geçenlerin sayısı 600 bin. Denizde ölenlerin sayısı 3 bin. Ve bu hesabı mülteciler her gün yapıyor ve –geçme şansım yüksek. Ölümü göze alabilirim. Çünkü düzenli bir gelirimin olacağı hayat istiyorum- diyor. Avrupa’nın da iyi hesaplar yapması gerekiyor” uyarısında bulundu.
Almanya’nın Türkiye’de mülteciler için kayıt merkezleri oluşturulmasını, Avrupa’ya geçecek mültecilerin de oradan seçilmesini önerdiğini hatırlatan Murat Erdoğan, “Böylesi bir durumda, mülteciler kayıt merkezlerine akın edecek Avrupa’ya geçmek için. Peki; seçilemeyen mülteciler ne olacak? Avrupa’nın mülteci krizi konusunda iyi hesaplamalar yapmadığı ortada. Mültecilerin Almanya’ya yıllık maliyeti 30 milyar Euro ama Türkiye’ye 3 milyar Euro verilmesi hesaplanıyor. Ve görülüyor ki; bu hesaplar ortaya somut bir çözüm çıkarmıyor. Tsipras da bunları kastediyor” değerlendirmesini yaptı. Erdoğan “Mültecilerin Avrupa ülkelerine entegrasyonuna dönük de çalışmalar yapılmalı. Para hesaplarıyla bu sorunun çözülemeyeceği ortaya çıktı” dedi.