ABD Başkanı Donald Trump, muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Büyükelçiliği'nde öldürülmesinden sonra uluslararası baskıların odağında olan Suudi Arabistan'a arka çıktı. Trump, ABD'nin Suudi Arabistan ile "güçlü ortaklığına" vurgu yapan açıklamalarda bulundu.
Dün konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Trump, "Önce Amerika" (America First) stratejisi uyarınca Suudi Arabistan'ın ABD'nin güçlü bir ekonomik ortağı olduğunu belirtti. Suudi Arabistan'la olan ilişkilerde ekonomik menfaatlerin ağırlıkta olduğu mesajı veren ABD Başkanı, "Miyarlarca dolarlık savunma ihalelerinden vazgeçip bunları Rusya'ya ve Çin'e bırakacak değiliz. Benim açımdan şu net: Önce Amerika!" dedi.
"Suudi Arabistan'ın yanında olmaya devam edeceğiz" diyen Trump, bu desteğin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı cinayeti konusunda bilgisi olup olmadığından bağımsız olarak süreceğini açıkladı. Trump, "Belki biliyordu belki de bilmiyordu... CIA yoğun incelemeler yaptı. Ancak henüz nihai bir sonuca varılmadı" dedi. Trump Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkiatı CIA'in Kaşıkçı raporunun kendisine sunulup sunulmadığı ile ilgili bir açıklama yapmadı.
400 milyar dolarlık silah ticareti
Suudi Arabistan'ın ABD'den 400 milyar dolar tutarında silah sarın aldığını belirten Trump, bunun ABD'de yüz binlerce kişiye iş imkanı sağladığını söyledi. Trump, ABD'nin petrol fiyatlarının düşük seviyede tutulması ve İran'ın rolünü baskılamak için Suudi Arabistan'a yardım etmesinin de önemli olduğunu belirterek, "Onlara bağımızı koparacak olursak petrol fiyatları tavan yapar. Suudi Arabistan fiyatların düşük tutulmasına yardım ediyor" ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Trump'a destek verdi. Pompeo, "Suudi Arabistan'la tarihi bir birliğimiz var, bu Amerika'nın ulusal güvenliği için çok önemli" diye konuştu.
Cumhuriyetçilerden ve Demokratlardan tepki
Trump'ın açıklamaları Senato'da tartışmaya yol açtı. Trump'ın kendi partisi olan Cumhuriyetçilerin dış ve güvenlik politikası uzmanı Senatör Lindsey Graham, "Ahlaki sesimizi kaybedecek olursak, en önemli sermayemizi yitirmiş oluruz" diye konuştu.
Demokratlar da açıklamaya tepki gösterdi. Demokrat kanattan senatörler "Amerika'nın insan hakları konusundaki öncü rolünden geri adım atmasını" eleştirirken, Şükran Günü sonrası açıkta kalan soruların yanıtlarının yanı sıra katı yaptırımlar talep edeceklerini belirtti.
rtr,dpa,DW/BÖ,GA
© Deutsche Welle Türkçe