ABD Başkanı Donald Trump, Filistin-İsrail barış görüşmelerini canlandırmak için üst düzey üç ismi bölgeye gönderiyor. Heyette Trump'ın damadı Jared Kushner da var.
Beyaz Saray'dan cuma günü yapılan açıklamaya göre ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu'da yeni bir barış girişiminde bulunmaya hazırlanıyor. Açıklamada Trump'ın İsrail ve Filistinliler arasındaki barış görüşmelerini canlandırmak üzere üç üst düzey ismi bölgeye gönderme kararı aldığı belirtildi. Ziyaretin kesin tarihi açıklanmadı.
İsrail ve Filistinli yetkililerle görüşecek olan heyette Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kushner, müzakerecisi ve İsrail danışmanı Jason Greenblatt ve Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Dina Powell bulunuyor.
Beyaz Saray'ın açıklamasında, "Trump'ın Mescid-i Aksa'da yaşanan son krizden sonra durumun eski haline dönmesi ve tesis edilen sükûnetin, yönetimi devralmasından bu yana sürdürülen barış görüşmelerine devam etmek için bir fırsat olduğunu düşündüğü" belirtildi.
Üçlü heyetin İsrail ve Filistin bölgelerindeki temaslarının yanı sıra Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Ürdün ve Mısır'da da temaslarda bulunacağı kaydedildi. Açıklamada heyetin bu ülkelerdeki görüşmelerinde de barış görüşmelerine destek arayacağı ifade edildi.
Filistin'den olumlu tepki
Beyaz Saray'ın açıklaması üzerine Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas'ın Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne ziyaret haberini olumlu karşıladıklarını söyledi.
Rudeyne, Filistin tarafının "iki devletli çözümün temel olduğu bir barışa hazır" olduğunu kaydetti ve "Barışı sağlamak için Amerikan delegasyonuyla birlikte çalışmayı bekliyoruz" ifadesini kullandı.
Mescid-i Aksa krizi
Kudüs'te 14 Temmuz'da iki İsrail polisinin öldürülmesi sonrası başlayan ve Mescid-i Aksa'nın girişlerine metal dedektörler yerleştirmesi ile tırmanan protesto gösterilerinde her iki tarafta can kayıpları yaşanmıştı.
ABD ve Ürdün'ün girişimleriyle İsrail metal dedektörleri ve güvenlik kameralarını kaldırmış ve protestolar kısmen devam etse de gerilim azalmış ve hayat normale dönmüştü.
Metal dedektörlerin ve kameraların tamamen kaldırılarak durumun eski haline dönmesi İsrail içinde bazı çevreler tarafından bir yenilgi olarak değerlendirilirken, Filistinliler arasında ve Arap dünyasında zafer şeklinde nitelendirilmişti.