Dünya

Trump'tan BM Zirvesi'nde İran çıkışı: Tüm ülkelerin izole etmesini bekliyoruz

BM Genel Kurulu'na geç kalan Trump, konuşma sırasını kaçırdı

25 Eylül 2018 20:20

ABD Başkanı Donald Trump, 73. BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada İran, Çin ve Venezuela başta olmak üzere pek çok ülkeyi hedef aldı, göçmen ve insan hakları konusundaki BM anlaşmalarında yer almayacaklarını tekrarladı. 

"İran'daki diktatörlük de bu kötü rejimlere bir örnek. Dünyaya ölüm ve yıkım getirmeyi planlıyorlar. Asla komşularına ve ulusların egemenlik hakkına saygı duymuyorlar" ifadelerini kullanan Trump, "Milyarlarca dolar İran devlet bütçesinden çıkıyor ve bunlar hiç doğru bir şekilde harcanmıyor. Kendi ceplerini dolduruyorlar ve savaş için kullanıyorlar. İran saldırgan ve yayılmacı bir politika izliyor. İşte bu yüzden benim İran'la olan nükleer anlaşmadan çekilmemi destekledi ve tekrar yaptırımları geri getirmemi desteklediler" iddiasında bulundu.

Trump, "Venezuela dahil olmak üzere her yerde sosyalizmin acı ve başarısızlık getirdiğini görüyoruz. Dünyanın bütün ülkeleri sosyalizme karşı durmalı. Maduro ve yakın çevresine yeni yaptırımlar getiriyoruz" diye konuştu.

 

-

Öte yandan Trump, konuşmasının başında  "1 yıl önce karşınıza ilk kez çıktım. Dünyamızın karşı karşıya olduğu tehditleri söylemiş ve daha parlak bir gelecek için neler  yapabileceğimizden söz etmiştim. Bugün yine BM Genel Kurulu'ndayım ve aldığımız yolu size anlatmak isterim. 2 yılda benim yönetimim çoğu yönetimin çok daha ötesine gitti ve ABD'yi ileriyi taşıdı" ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine BM Genel Kurulu'ndan gülme sesleri yükselirken Trump, "Bu tepkiyi  beklemiyordum" dedi.

Trump'ın konuşmasından satır başları şöyle:

ABD her zaman işbirliği ve bağımsızlığı ön planda tuttu. Ben burada bütün ulusların haklarına saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Amerika sizlere neye ibadet edeceğiniz, nasıl davranacağınızı söylemez. Biz sadece barış için çalışıyoruz. Singapur'dan Brüksel'e kadar ABD'yi dünyanın her yerinde temsil ettim ve bütün uluslarla dostane ilişkiler geliştirmeye çalıştım.

Dünyayı daha da zenginleştiriyoruz. ABD her zaman işbirliğini destekleyecektir. ABD hiçbir zaman nerede ne yapmanız gerektiğini söylemeyecektir. Tek isteğimiz ABD'nin egemenliğine saygı duyulması. Göreve başladığımdan beri çok güçlü ortaklıklar içine girdim. Kuzey Kore ile iletişime geçtik. Haziran'da Singapur'da Kim Jong-un ile görüştüm.

Görüşmelerimiz oldukça kıymetli geçti. Ve Kore yarımadasının nükleerden arınması konusunda ciddi adımlar attık. Güvenlik tedbirleri aldık. Nükleer testler durdu. Bazı askeri tesisler hizmetini bitirdi bile. Rehin alınan askerlerimiz salıveriliyor. Artık ABD'de huzur içindeler. Şu andan sonra yapılması gereken çok şey olmasına rağmen, Kim Jong-un'a çok teşekkür etmek istiyorum. Şu an olduğumuz nokta herkesin anlayabileceğinden çok daha iyi nokta.

Geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiğim ziyaretten sonra Körfez ülkeleri bizimle çalışarak, terörizmle daha ciddi şekilde mücadele ediyor. Yemen'deki korkunç iç savaşın son bulması için elinden geleni yapıyorlar. Nihai karar bu bölgelerdeki ülkelerin vereceği kararlardır. Bu bölgelerde Ürdün ve Mısır'la bölgesel ittifaklar kurduk. ABD'nin askeri güçleri sayesinde ve buradaki birçok ulusun işbirliğiyle, şu ana kadar kana susamış IŞİD bitmek üzere. Radikal İslami terörizmin destek bulmasını engelleyeceğiz.

IŞİD denen eli kanlı katiller bir zamanlar sahip oldukları bütün bölgelerden temizlendi ve onlara yapılan bütün destekler sona erdi. Suriye'de devam eden trajedi bizi çok üzüyor. Hala daha keder içindeyiz. Ve buradaki askeri ihtilafta gerilimi azaltmak istiyoruz.

Bu sene BM'nin burada barış sürecini yönetmesini istiyoruz. Herkesi buna davet ediyoruz ancak burada kimyasal silahlar kullanılırsa Esad rejimi tarafından, Ürdün ve bunun gibi mültecilere ev sahipliği yapan pek çok ülkeyi insanları korumaya davet ediyorum. Ürdün'de gerçekten merhamet örneği gördük. Suriye'nin yeniden inşası için yaklaşımlarını gerçekten herkese örnek göstermek istiyorum. 

“İranlı yöneticiler kendi ceplerini dolduruyor”

İran'daki diktatörlük de bu kötü rejimlere bir örnek. Dünyaya ölüm ve yıkım getirmeyi planlıyorlar. Asla komşularına ve ulusların egemenlik hakkına saygı duymuyorlar. İran yöneticileri kendi kaynaklarını kendi imkanlarını zenginleştirmek için kullanıyorlar. Milyarlarca dolar İran devlet bütçesinden çıkıyor ve bunlar hiç doğru bir şekilde harcanmıyor. Kendi ceplerini dolduruyorlar ve savaş için kullanıyorlar. İran saldırgan ve yayılmacı bir politika izliyor. İşte bu yüzden benim İran'la olan nükleer anlaşmadan çekilmemi destekledi ve tekrar yaptırımları geri getirmemi desteklediler.

Bu anlaşma 2015 yılında yapılmıştı. Bu anlaşmadan sonra İran'ın askeri bütçesi yüzde 40'dan fazla arttı. Suriye ve Yemen'de kaosa neden olundu. ABD bu çalışmada ekonomik bir yaptırım başlattı. Böylece bu ülkenin kanlı gündeminin önüne geçmeyi planlıyor. Geçtiğimiz ay yaptırımlar yürürlüğe girdi ve önümüzdeki tarihlerde daha fazlası yürürlüğe girecek. Biz ülkelerin terörü finanse etmesine izin veremeyiz. Dünyadaki hiçbir şehirde nükleer füze başlığı bulunmamalıdır. Biz bütün ülkelerden İran'ı izole etmesini bekliyoruz.

“Terörü finanse eden ülkeler zenginleşemez”

Kasım 25'ten sonra daha fazla yaptırım uygulayacağız. Bunun İran'la ham petrol ticareti yapan ülkeleri de etkileyeceğini söylemek istiyorum. Terörü finanse eden ülkeler zenginleşemez. 

İran'ın saldırganlığı devam ettikçe yaptırımlarımız devam edecek ve herkesi bu mücadelemize ortak olmaya davet ediyoruz.

“Amerika'yı sömürmelerini istemiyoruz”

İsrail'deki büyükelçiliğimiz Kudüs'e taşıdık. Burada İsrail'in egemenlik ve güvenliğine saygı duyduğumuz için attığımız bir adım. Hepimizin bildiği, tarihin bildiği olguları reddetmeye gerek olduğunu düşünüyorum. Bütün dogmalar yıllar içinde değişen şeyler. Ve ben de bu değişimin parçası oldum. Biz bunu refah için, barış için yapıyoruz. Özellikle de ticaretin karşılıklı ve adil bir şekilde yürümesini istiyoruz. Kimsenin Amerika'yı sömürmesini istemiyoruz. Şu an Amerika ticari açıdan hiç olmadığı kadar iyi durumda.

Tüm dünyadan yabancı mallar ABD'ye serbest bir şekilde geliyordu. Fakat diğer ülkeler bu hakkı bize tanımadılar. Artık hiçbir ülke ABD'den tek taraflı yararlanamayacak. Bazı ülkeler bize karşı haksız avantaj elde ettiler. Bu bağlamda yüzlerce milyar dolar ticaret açığı yaşadık. Kötü ticaret anlaşmalarından çıktık. Geçtiğimiz ay Meksika'yla çok başarılı bir anlaşma yaptık. Dünya Ticaret Örgütü'nün örgütün kurulu olduğu ilkeleri ihlal ettiğini tüm liderler kabul edecektir. Ülkelerin sahip olduğu şirketler sistemi kendi amaçları için kullanmışlardır.

“Dünya Ticaret Örgütü’ndeki ülkelerin bir çoğu ilkeleri ihlal ediyor”

Sistematik olarak tekrar müzakereler içine girdik ticari anlaşmalar imzalamak için. Geçen ay ABD ve Meksika arasında tarihi adımlar atıldı. Daha dün Güney Kore Başkanı ile bir anlaşma için de konuştuk. Güney Kore ile de bir anlaşma yolda. Pek çok ulus, dünyadaki ticaret sisteminin değişmesi gerektiğinin farkında. Örneğin dünya ticaret örgütündeki ülkelerin bir çoğu ilkeleri ihlal ediyor.

“Artık eski günler geride kaldı, bunu tolere etmeyeceğiz”

Şu an ABD çelik konusunda dünya liderliğine doğru ilerlemeye çalışıyor ve 13 trilyonluk ticaret açığını kapatıyoruz yavaş yavaş. Artık eski günler geride kaldı, bunu tolere etmeyeceğiz. ABD kendi çıkarlarını koruduğu için asla özür dilemeyecek. Bildiğiniz gibi 200 milyar dolarlık yeni bir vergi duyurusu yaptık Çin’e yönelik olarak. Ve bunu değerli dostum sayın Şi de biliyor.

Çin’de pazarda yaşanan sapmalar artık tolere edebileceğimizin çok ötesinde. Ve ben yönetimim boyunca, görevde olduğum zamanlarda gösterdim ki Amerika artık kendi çıkarlarını kendi önüne koyacak.

“Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne desteğimizi çekiyoruz”

Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne desteğimizi çekiyoruz. ABD ayrıca mahkeme ve yargı sistemine de güvenini yitirmiş durumda. Şu anda her ülkenin vatandaşına eşit yaklaşması gereken BM’nin yargı organları maalesef bunu yapmıyor. Biz artık Amerika’nın egemenliğini feda etmeyeceğiz. Uluslararası kuruluşların uğruna ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz. Bütün dünyayı kendi uluslararasına sarılmaya, kendi egemenliklerine savunmaya ve vatanlarını sevmeye davet ettik. Ancak bunu diğer ülkeleri domine etmek için kullanmayı da her zaman reddettik.

“Biz petrol fiyatlarını düşürmek istiyoruz”

OPEC üyesi ülkeler dünyanın diğer ülkelerini ellerindeki petrolü kullanarak domine etmeye çalışıyor. Onları adeta ezmeye çalışıyor, biz bundan memnun değiliz. Petrol fiyatlarını yükseltmek yapılmaması gereken bir şey. Onların da bunu yapmaması gerekiyor. Biz petrol fiyatlarını düşürmek istiyoruz. Bizler artık bu korkunç fiyatları tolere etmeyeceğiz ve tek bir ülkeye bağımlı olmak hem ithalat hem ihracat için bir ülkeyi zor duruma düşürür.

“Almanya böyle devam ederse Rusya’ya bağımlı hale gelecek”

Polonya gibi Avrupa ülkeleri artık Baltık denizindeki boru hattından sonra Rusya’ya bağımlı olmaktan kurtuldu. Fakat Almanya böyle devam ederse Rusya’ya bağımlı hale gelecek. Şu anda dünyanın batısında bizler şuna kararlıyız. Bağımsızlık ve hiçbir ülkenin yayılmacı politika izlememesi bizim için çok elzem. Dolayısıyla biz hem kendi adımlarımızı atarken hem de dünyadaki ilişki ağını gözlemlerken bunu gözetlemeye çok dikkat ediyoruz.

“Biz bu kısır döngüyü yıkmalıyız”

İnsan kaçakçıları, çeteler ve uyuşturucu kaçakçıları dünyanın her yerinde yükselişte. Ve kolay zarar görebilecek halklar bundan daha çok zarar gören kişiler. İnsanlar yoksul kaldıkça bu suç ağlarına yöneliyor. Biz bu kısır döngüyü yıkmalıyız. Ve bunun yerine barış ve refah getirmeliyiz. Bu salonda bulunan bütün uluslarası göçmen politikalarını kendi çıkarlarına uygun olarak düzenlemesi gerektiğine inanıyoruz.

ABD yeni uluslararası göçmenlik sözleşmesine bu yüzden dahil olmayacak. Biz kendi vatandaşlarımızı daha ön planda tutmak durumundayız. Ve bu göçmenlik krizini atlatmak için insanlara kendi ülkelerinde refah içinde yaşayabilecek bir ortam sunmamız lazım. Şu anda bir trajediyi izliyoruz Venezuela’da. 2 milyondan fazla insan Maduro rejiminden kaçıyor ve Kübalı finansörlerinin zulmünden kaçıyor.

“Sosyalizm ve komünizm yalnızca yolsuzluk, çürümüşlük ve yoksulluk getirdi”

Bugün sosyalizm, petrol zengini ülkeleri batırdı, ekonomilerini çökmüş bir hale getirdi. Şu anda sosyalizm ve komünizm yalnızca yolsuzluk, çürümüşlük ve yoksulluk getirdi. Ve baskı yapan rejimler getirdi. En sonunda da kendi halklarına sefalet içinde bir yaşam getirdi. Bu yüzden burada demokrasinin Venezuela’ya tekrar getirilmesini umut ediyoruz.

"Buradan Maduro'ya sesleniyorum"

Burada Maduro’nun kendisine de sesleniyorum, yakın danışmanlarına da sesleniyorum. Hatta onların aileleri dahil bütün halkın daha iyi bir yaşam yaşayabilmesi için çalışıyoruz. Siz, bizlerin her yaptığına kötü gözle bakmadığınız sürece biz yardım etmeye de hazırız. Dolayısıyla buradan konu yardıma gelmişken; Amerika artık sadece kendi dostlarına ve saygısını hak edenlere yardımlarını gerçekleştirecek. Herkes artık Amerika’dan hak ettiğini alacak.

"BM'nin potansiyeli muazzam"

ABD, BM’yi daha verimli, daha efektif ve daha hesap verebilir yapmak için elinden geleni yapıyor. Hep söylediğim gibi BM’nin potansiyeli muazzam. Ve müzakerecilerimize de söylediğim gibi artık BM Barış Birlikleri’nin sadece yüzde 25’ini biz karşılayacağız. Çünkü bu bizim üzerimizde ağır bir yük olmuştu. Artık Amerika’nın kaynaklarını daha güzel, daha verimli bir şekilde tahsis edeceğiz. Ancak bunu yaparsak BM’nin en büyük idealini gerçekleştirebiliriz. Korkmadan, cesurca, barışa ulaşmaya çalışmalıyız.

Genel Kurul'a geç kaldı, konuşma sırasını kaçırdı!

ABD Başkanı Donald Trump, BM Genel Kurulu'nda konuşma yapacağı saatte salonda olamadı. Geç kalan Trump konuşma sırasını kaçırdı. Bunun üzerine liderlerin konuşma sırası değiştirilerek Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno'nun hitabı öne alındı. 

Trump daha önce de İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'i 15 dakika bekletmesiyle eleştirilmişti.

Genel Kurul konuşması öncesi İran mesajı

BM Genel Kurulu'ndaki konuşması öncesi kısa bir açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump İran'a mesaj gönderdi. 

İran'la görüşmek için sabırsızlandığını belirten Trump şunları söyledi: 

"Tutumlarını değiştirmeyene kadar onlarla görüşmeyeceğim. Ancak bu olacak. Başka şansları olduğunu düşünmüyorum. İran'la iyi ilişkilere sahip olmak için sabırsızlanıyorum ancak bu hemen olmayacak."

BM Genel Kurulu Guterres'în konuşmasıyla başladı

Genel Kurul, BM Genel Sekreteri Guterres'in konuşmasıyla açıldı. Guterres konuşmasında, "Suriye'de Yemen'de savaşlara son veremeyişimize öfke yağıyor. Arakanlılar sefalet içinde sürgünde ve adalet istiyor" ifadelerini kullandı.

BM Genel Sekreteri Guterres, dünya liderlerlerine en çok ihtiyaç duyulan bu dönemde uluslararası işbirliği ve BM'de reform çağrısı yaptı.

Bu yılki teması "Birleşmiş Milletler’i Tüm İnsanlarla İlgili Kılmak: Barışçıl, Adil ve Sürdürülebilir Toplumlar için Küresel Liderlik ve Ortak Sorumluluklar'' olarak belirlenen BM 73. Genel Kurulu görüşmelerinde Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil ediyor. 

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Genel Kurul'a hitabının ardından, geleneksel olarak ilk konuşmayı Brezilya'nın temsilcisi yapacak. İkinci konuşmayı ise ev sahibi ABD Başkanı Donald Trump yapacaktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Genel Kurul'a dördüncü konuşmacı olarak hitap edecek.  Birleşmiş Milletler 73. Genel Kurul çalışmalarına katılmak üzere New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genel Kurula hitap etmek üzere 1’inci cadde üzerinde bulunan BM Genel Merkezi’ne giriş yaptı.