T24 / ÖZEL
ABD Başkanı Donald Trump’ın tamamı Müslüman çoğunluklu 7 ülkenin vatandaşlarına, geçerli vizeleri olsa bile 120 gün süreyle ABD’ye girme yasağı getirmesi ve bu kararı aynı gün uygulamaya koyması, ABD gümrük kapılarında büyük kaosa neden olmaya devam ediyor. Cumartesi günü New York, Massachusetts ve Virginia’da federal yargıçlar art arda verdikleri kararlarla, ABD’ye geçerli vize ile gelmiş kişilere yönelik ülkeye giriş yasağı kararını geçici sürelerle askıya almıştı. Bu konuda ilk kararı veren New York mahkemesi, ülke gümrüklerine geçerli vizeyle gelmiş kişilerin sınır dışı edilmesinin askıya alma kararının 21 Şubat’taki duruşma gününe kadar geçerli olduğuna hükmetmişti. Ancak New York mahkemesinin kararı, hâlihazırda gümrük kapılarına ulaşmış kişileri kapsıyor sadece. Virginia mahkemesi de sınır dışı kararlarını sadece 7 günlüğüne askıya aldı. Mahkemelerin duruşmalar sonunda verdiği karar belirleyici olacak.
Ancak pazar günü bazı havaalanlarında gümrük görevlilerinin mahkemelerin tedbir kararlarını uygulamaktan kaçındığı görüldü. Bu da gümrük kapılarında tutulanlara yardım için havaalanlarına adeta kamp kuran hukuk örgütleri ve politikacılarla, ABD Gümrük ve Hudut Koruma (CBP) kolluk görevlileri arasında tartışmalara neden oluyor. Mahkemelerde Trump hükümetini savunan avukatların ve federal kurumların da aslında kararın amaç ve içeriği hakkında somut ve net bir bilgiye sahip olmadıklarının ortaya çıkması kaosu daha da derinleştiriyor.
"Bugün Anayasal bir kriz yaşıyoruz"
Pazar günü öğleden sonra Virginia Dulles Havaalanına gelen dört ABD Kongre üyesi, ABD Gümrük ve Hudut Koruma (CBP) kolluk görevlilerinin, mahkeme kararlarına rağmen Trump’ın yasak koyduğu 7 ülke vatandaşı kişileri havaalanında gözaltına alıp avukatlarla görüşmelerini engellemeye devam ettiklerini açıkladı. Bu milletvekillerinden Don Beyer, Twitter hesabından, ‘’Bugün Anayasal bir kriz yaşıyoruz’’ diye yazdı. Milletvekili Jamie Raskin da, CBP yetkililerinin, ‘mahkeme kararını ugulamamayacak mısınız?’ sorularına henüz yanıt vermediklerini açıkladı.
CBP memurları, alıkoyduğu kişileri havaalanlarının uluslararası bölgesinde tutuyor ve böylece gözaltında olmadıkları gerekçesiyle bu kişilerin avukatlarla görüşmelerine engel oluyor. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliğinin başkanı Anthony Romero, halen ABD genelindeki havaalanlarında 100 ila 200 kişi arasında kişinin bu şekilde alıkonulduğunu tahmin ettiklerini belirtti. Bu kişilerin, 21 Şubat’taki duruşmaya kadar havaalanlarındaki nezarethanelerde tutulacak olması da bir başka endişe kaynağı.
Onbinlerce avukat gönüllü 24 saat çalışıyor
ABD genelinde Trump’ın kararına karşı açılan dava sayısı Pazar günü akşam saatlerinde 100’ü aştı. Çok sayıda sivil toplum organizasyonu ve onbinlerce avukat kararın uygulanmasına karşı mücadeleye aktif şekilde katılıyor. Havaalanlarında elinde ‘“Attorney — I can help (Avukat- Yardımcı Olabilirim)” pankartı ile dolaşan bireysel avukatların yanı sıra örgütler de mağdurlara gönüllü hukuk desteği sunuyor. Avukatların, boş buldukları alanda yerlerde kurdukları seyyar ofisler ilginç bir görüntü oluşturuyor. Uluslararası Mülteci Yardım Projesi (IRAP) direktörü Becca Heller, havaalanlarında alıkonulan kişilere hukuksal yardım için kendilerine katılan gönüllü olan avukat sayısının 4000 bini aştığını açıkladı. Trump’ın yasak kararına karşı en örgütlü mücadeleyi veren Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği ise onbinlerce avukatıyla havaalanlarına adeta kamp kurmuş durumda. ACLU’ya sadece bu haftasonunda 350 bin kişi, 24 milyon dolar bağışta bulundu. ACLU’nun yıllık normal online bağış geliri 4 milyon dolar civarındaydı.
"Federal hükümetin federal anayasaya
uygun davranmadığı görülüyor"
ABD’nin en büyük sendika konfederasyonu olan AFL-CIO ise bütün avukatları ile hukuk mücadelesine katılan örgütlenmelerden biri. AFL-CIO yetkilileri, üyeleri ve aktivistleri birçok havaalanında çalışma yürütüyor. Avukatlar, gruplar halinde 24 saat çalışıyor.
Avukatların en büyük mücadelesi ise alıkonulanların ‘habeas corpus (en kısa sürede yargıç karşısına çıkarılma hakkı) hakkına saygının sağlanması. Gözaltına alınanların adil bir ifadeye alınması da bir diğer çalışma alanı. Böylece sınır kapısını gelmiş vize sahibine dönüşü halinde yaşayacağı mağduriyeti paylaşma olanağı sunulması hedefleniyor.ABD Ulusal Göçmen Hukuku Merkezi yöneticisi Marielena Hincapie, ABD’nin anayasal bir kriz yaşamakta olduğunu söyleyerek, ‘’Son 48 saat büyük bir kaos. Federal hükümetin federal anayasaya uygun davranmadığı görülüyor’’ dedi. Gönüllü avukatlardan Jonathan Mulligan da bütün meslek yaşamı boyunca mevcut karar gibi bir hukuk garabetine tanık olmadığını belirterek, ‘’Belki 1800’lerde Çinlilerin sınırdışı edilmesi biraz buna benziyor’’ diye konuştu.