Habertürk yazarı Serdar Turgut, uzun süredir Türkiye'nin gündeminde olan tutuklu rahip Brunson'un son olarak ev hapsine alınması sonrası ABD'nin konuya ilişkin açıklamalarını değerlendirdi.
Trump'ın 'siyasi nedenlerle' Brunson’un serbest bırakılması mücadelesini sürdürdüğünü savunan yazar, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in ise inancı nedeniyle önem verdiğini kaydetti. Serdar Turgut, ABD'de "Trump Erdoğan" ilişkisinin engellenmeye çalışıldığını vurguladı. Bu engellemenin 'Evanjelist-neokon çemberi' yoluyla yapıldığını ifade eden yazar, Washington'da rahip Brunson meselesinin iki ülke arasındaki ilişkileri zehirleme aşamasına çoktan geldiğinin konuşulduğunu yazdı. Bu görüşün yanı sıra yazar, Trump’ın üzerindeki siyasi baskıyı aşıp Başkan Erdoğan ile birlikte sorunları da aşması için fırsat yaratılmasını savunanların da bulunduğunu belirtti.
Yazar Serdar Turgut'un "Trump'ın Türkiye açıklamasının şifreleri" başlığıyla (27 Temmuz 2018) yayımlanan yazısı şu şekilde:
"Kendisi koyu bir evanjelist olmasa da Başkan Trump kendi oy tabanı olarak gördüğü bu kitleyi memnun tutmaya çalışıyor.
Başkan Yardımcısı Mike Pence ise çok koyu bir evanjelisttir. Yanında karısı bulunmadan yabancı bir kadınla aynı odada bile bulunmadığı söylenir. O, rahip Brunson’a inancı nedeniyle önem veriyor.
Trump ise daha çok siyasi nedenlerle Brunson’un serbest bırakılması mücadelesini sürdürüyor.
Aldığım bilgilere göre Başkan Trump aslında Başkan Erdoğan ile birebir direkt ilişki kurarak iki ülke arasındaki sorunları aşmak istiyor.
Ancak Trump’ın etrafında çok güçlü olan bir evanjelist-neokon çemberi var. Onlar ellerine geçen her fırsatı kullanarak Trump’ın Erdoğan ile ilişki kurmasını engelemeye uğraşıyorlar.
Washington’daki kaynaklara göre rahip Brunson meselesini de bu çevre bu şekilde kullanıyor. Öyle ki, bu konunun iki ülke arası ilişkileri zehirleme aşamasına çoktan geldiği de söyleniyor Washington’da.
Trump’ın tweet’i bu konuya tamamen sahip çıktığını oy tabanına göstemek içindi. Ara seçimler de yaklaştığından bu Trump açısından çok önemliydi.
O sırada Senato’da
Başkan Trump tweet attığı saatte Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde Türkiye’nin uluslararası finansman kuruluşlarından kredi almasını engelleyebilecek yasa tasarısı görüşüldü ve kabul edilerek Senato Genel Kurulu'na yollandı.
Bu süreç şöyle işleyecek: Türkiye örneğin Dünya Bankası'na bir kredi veya yardım için başvurduğunda o kuruldaki Amerikan temsilcisi yönetim kurulunu bu krediye onay verilmemesi için ikna edecek. Bu bütün kuruluşlarda aynen yaşanabilecek.
Bunun komitede kabul edilmesi hemen yasalaşması anlamına gelmiyor. Yönetim bu tür yaptırımları Brunson meselesinde olduğu gibi Türkiye üzerinde baskı aracı olarak kullanmayı istiyor.
Senato Genel Kurulu’nda yasaya onay gelse dahi yönetim Türkiye ile sorunların çözümünde bir adım atılıyorsa bu yetkiyi kullandırmayacak.
Anlayacağınız Türkiye-ABD ilişkisi çok kritik bir aşamada. Burada Başkan Trump’ın üzerindeki siyasi baskıyı aşıp Başkan Erdoğan ile birlikte sorunları da aşması için fırsat yaratılmasını savunanlar da bulunuyor."