18 Ocak 2025 20:45
Güncelleme: 18 Ocak 2025 21:05
Donald Trump, 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a döner dönmez hızlı bir şekilde kökten değişiklikleri hayata geçirme sözü verdi.
Bu değişimi gerçekleştirmeleri için ülkenin en güçlü pozisyonlarına aday gösterdiği isimlerinse ortak bir özelliği bulunuyor: En tepedeki kişiye bağlılık.
Fakat bu isimlerin her birinin Trump'ın politikalarını uygulamaya nasıl koyacaklarına dair kendi fikirleri bulunuyor.
Trump'ın en çok tartışılan vaatlerini uygulamaya koymak için güvendiği isimleri beş başlıkta inceledik ve uzmanlara, bu görevlerde ne kadar etkili olacabileceklerini sorduk.
Trump'ın en büyük kampanya vaatlerinden biri buydu: Sınırları korumak ve ABD'ye yasa dışı gelenleri sınır dışı etmek.
Yeni başkan ABD tarihinin en büyük sınır dışı operasyonunun hayat geçirileceği sözünü verdi. Ve anketler bu siyasete yönelik desteğin arttığını gösteriyor.
Aynı zamanda bunun nasıl hayata geçirilebileceği ve nasıl finanse edileceği henüz belli değil.
"Yasa dışı olarak ülkemize giren her yabancının ilk yaptığı şey kanunu çiğnemek oluyor"
Kristi Noem, Kongre'de dört dönem çalıştıktan sonra 2018'de Güney Dakota Valisi seçildi. Noem Covid salgını sırasında maske takma zorunluluğu ve sokağa çıkma kısıtlamalarına açık bir şekilde karşı çıkmasıyla ulusal çapta dikkat çekti.
Salgın sırasında Noem 4 Temmuz Amerikan Bağımsızlığı Günü'nü Güney Dakota eyaletindeki Rushmore Dağı Anıtı'nda Donald Trump ile birlikte kutladı.
Joe Biden'ın sınır politikalarını sert bir şekilde eleştirdi.
Noem Afgan mültecileri almayı reddeti ve eyaletinin ulusal muhafızlarını Meksika sınırına göndermeyi kabul eden ilk vali oldu.
Adaylığının ABD Senatosu tarafından onaylanması gerekiyor.
"Bu durum, bu ülkenin 11 Eylül'den beri karşı karşıya kaldığı en büyük ulusal güvenlik zaafiyeti ve bunu düzeltmemiz lazım."
Uzun yıllar boyunca sınır koruma görevlisi olarak çalıştıktan sonra, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Bürosu Direktörlüğüne getirilen eski polis memuru Tom Homan, Trump'un poster vaatlerinden biri için ideal seçim gibi duruyor.
Homan, Trump'ın birinci başkanlık dönemindeki en tartışmalı politikalarından olan, sınırı yasa dışı geçen göçmen çocukların ailelerinden ya da onlara bakan diğer yetişkinlerden ayrılmalarını başından itibaren destekledi.
Homan muhafazakar görüşlü yayın yapan televizyon programlarına düzenli şekilde yorumcu olarak katılıyor. Bu programlarda federal göç politikalarına karşı çıkan Demokrat Partili politikacılarla zıtlaşan bir profil çiziyor.
BBC'den Bernd Debusmann Jr'ın analizi: 'Baskıyı hayata geçirmek'
Anketler, pek çok seçmen için ekonominin dışında en büyük endişe kaynağının göç ve Meksika sınırı olduğunu tekrar tekrar gösterdi.
Sınır politikaları için dümene Homan ve Noem'in geçirilmesi, Trump'ın sözlerini gerçekleştirmekte ciddi olduğu izlenimini yaratıyor.
Fakat kitlesel sınır dışılar ve iş yerlerine baskınlar, işbirliği yapmayı reddeden Demokrat Parti'ye yakın eyaletlerde ve bölgelerle çatışma çıkarabilir.
Cumhuriyetçilerin elindeki, ekonomileri kısmen göçmen işçilere dayanan bazı eyaletler de kararlara karşı çıkabilir.
Ve Trump'ın ilk döneminde olduğu gibi aileler yeniden birbirlerinden ayrılırsa ya da Amerikan vatandaşı akrabalarının yanında belgesi olmayanlar sınır dışı edilirse, kamuoyunun görüşü hızla değişebilir.
Pek çok muhafazakar, ABD'nin küresel hakimiyetine, hem ekonomik hem de askeri açıdan, en büyük tehdidi Çin'in oluşturduğuna inanıyor.
Trump, Çin'e yönelik eleştirilerini daha çok ticaret alanına saklayarak dikkatli davransa da, dış politika ekibini Çin'e açıkça eleştirel yaklaşan isimlerden oluşturuyor ve bu kişilerin Trump'ın yüksek gümrük vergileri vaadini yerine getirmesine yardımcı olması muhtemel.
"Bu yüzyılı tanımlayacak tehdit Çin. Ve onlara karşı gelebilmek için sadece hükümetin değil tüm halkın çabalarına ihtiyacımız var."
2011'den beri Florida'yı Kongre'de temsil eden Kübalı-Amerikalı Senatör Rubio, göçmen reformunu deseklemiş ve ilk döneminde Trump'ı eleştirmiş kıdemli bir siyasetçi.
Rubio 2016'da Cumhuriyetçilerin başkan adayı olmak için yarıştığında iki isim zaman zaman hararetlenen bir rekabet içindeydi. Rubio daha sonra Trump'a desteğini açıkladı.
Son yıllarda, seçim kampanyalarında ve basına verdiği demeçlerde canhıraş bir şekilde Trump'ı savundu.
Rubio Senato'nun istihbarat ve dış ilişkiler komitelerinin bir üyesi olarak, İran, Rusya-Ukrayna savaşı ve Çin konularında sert tutumlarıyla biliniyor.
Henüz 53 yaşında, bir gün başkanlık hayali kuruyor olabilir ve Dışişleri Bakanlığı görevi ulusal çapta itibarını artırabilir.
"Otoriter rejimler, zayıflık olarak algıladıkları adımlarla cesaretlenirler. Doğruluk payı olsun ya da olmasın, bu onların algısıdır. Onlar için güç caydırıcı olur"
Askeri madalya sahibi bir özel kuvvetler gazisi olan Waltz da Rubio gibi Florida eyaletini temsil eden bir Kongre üyesi.
O da Çin'e sert çıkışlarda bulundu; ABD Kongresi'ndeki bir komitenin başkanlığını yaparken ABD'nin Pasifik Okyanusu'nda daha fazla çatışmaya hazırlanması gerektiğini savundu.
2022'de ABD'nin Pekin'deki kış olimpiyatlarını boykot etmesi çağrısında bulunan ilk Kongre üyelerinden biriydi.
Afganistan'dan çekilme de dahil olmak üzere mevcut yönetimin politikalarını eleştirdi.
ABD ordu yönetimini de, ırk ve cinsiyet çeşitliliğini, eşitlik ve kapsayıcılığı savaşma kapasitesinin önünde tuttuğunu söyleyerek topa tuttu.
BBC'den Tom Bateman'ın analizi: 'Çin siyaseti ayrıştırabilir'
İlk başkanlık döneminde Trump, Pekin ile bir ticaret savaşı başlatmış ve Covid'i "Çin virüsü" olarak adlandırmıştı.
Öte yandan Çin Devlet Başkanı Şi Jinping'in "demir yumruk" ile ülkeyi yöneten "olağanüstü" bir lider olduğunu söyleyerek ona övgüler yağdırmıştı.
Bu öngörülemezlik, ABD'nin en önemli stratejik ilişkisini yönetmeyi daha da zor hale getirebilir.
Rubio da Trump'ın ulusal istihbaratın başı için seçtiği Tulsi Gabbard ile çatışabilir.
Gabbard Rubio'nun "yeni nesil muhafazakar, savaş kışkırtan grubu temsil ettiğini" söylemişti.
Trump iki teknoloji devi, Elon Musk ile Vivek Ramaswamy'i 'Devlet Verimlilik Kurumu' (Doge) başına getirdi.
Devlet harcamalarını azaltmayı hedefleyen bu çalışma da, Trump'ın bürokrasiyi "parçalara ayırma" çabalarının kapsamında.
Musk da bu görevlendirmeyle ilgili, devlette "şok dalgaları" yaratmaya yemin etti ve iki trilyon dolarlık harcama kesintileri vaat etti.
Ramaswamy de vergilerin toplanmasından sorumlu IRS ile Eğitim Bakanlığı'nın kapatılmasını savunuyor.
Resmi bir devlet kurumu olmayan Doge'un nasıl işleyeceğiyse henüz bilinmiyor.
"Demokrasiye tehdit mi? Hayır, BÜROKRASİYE tehdit!!!"
X'in, Tesla'nın ve SpaceX'in de aralarında bulunduğu çeşitli şirketlerin yöneticisi Güney Afrika doğumlu Elon Musk, dünyanın en zengin insanı.
Musk son yıllada, Covid dönemi dahil, hükümetin fazla sıkı bulduğu düzenlemelerine muhalefeti, çatışmacı sosyal medya kimliği ve X'i (o zaman Twitter) satın aldığında uyguladığı yoğun masraf azaltma programı ile tanınıyor.
Uzun süre siyasi duruşunu gizleyen Musk 2024'te Trump'ın en fazla harcama yapan destekçilerinden biri oldu. Trump'ın yeniden seçilmesi için yüz milyonlarca dolar harcadı ve gerek Trump ile beraber, gerek tek başına anahtar eyaletlerde mitingler düzenledi.
Musk devletlerin yeni teknolojiler kullanarak küçülebileceğini, daha etkili çalışabileceğini ve verimliliklerini artırabileceğini söylüyor.
"FBI 'reform' edilemez. Doğru cevap: Kapatın. Evet, başkan bunu yapabilir. Ben bunu yapacağım."
Hint-Amerikalı multi-milyoner Vivek Ramaswamy servetini biyoteknoloji girişimciliğinden kazandıktan sonra bir varlık yönetim fon şirketi kurdu.
Cumhuriyetçi Parti'nin 2024 başkan adaylığı için yarışırken, Trump'ın "Önce Amerika" gündemini benimseyeceğini söyledi.
Sonuç olarak eski başkanı desteklemek üzere adaylıktan çekilen Ramaswamy yine de seçim kampanyasındaki gündemiyle ve komplo teorilerini benimsemesiyle dikkat çekti.
Ramaswamy 2020 seçimlerinin "büyük teknoloji tarafından Trump'tan çalındığına" ve 2021 Kongre Baskını'nın "içeriden düzenlendiğine" inanıyor.
Federal devlette toplu işten çıkarmalar ve bazı birimlerin toptan kapatılması gibi agresif kesintileri savunuyor.
BBC ekonomi muhabiri Natalie Sherman'ın analizi: 'Teşekkür atamaları'
Trump'ın bu iki ataması, seçim kampanyası sırasında Musk ve Ramaswamy'den gördüğü desteğe yönelik bir teşekkür niteliğinde.
Ancak zaman içinde ne kadar fazla güç elde edecekleri görülecek.
Resmi bir kurumları yok ve Kongre kontrolünde olan devlet harcamaları konusunda yalnızca tavsiyede bulunabilirler.
Büyük kesintiler Trump'ın, sosyal güvenlik ve Medicare'e dokunmayacağı yönündeki diğer sözlerine aykırı.
Trump'ın yeni yönetiminde, mevcut düzene agresif bir şekilde meydan okuma amacıyla görevlendirilen iki isim bulunuyor.
Kennedy Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Gabbard da ulusal istihbarat yönetiminin başına getirildi.
"Aşırı işlenmiş gıdalar obezite salgınını körüklüyor. Başkan Trump'ı yeniden Beyaz Saray'a, beni de Washington'a ulaştırdığımızda, bozuk gıda sistemimizi düzelteceğiz ve Amerika'yı yeniden sağlıklı hale getireceğiz."
Robert F Kennedy Jr, avukat ve çevreci olmakla birlikte, Amerika'nın en ünlü Demokrat ailesinin de mensubu.
Tıp alanında hiçbir eğitimi bulunmasa da Kennedy'nin ABD'nin federal sağlık kurumları üzerinde geniş kapsamlı yetkisi bulunacak.
Bu kurumların arasında, Covid aşısı karşıtı olan Kennedy'nin yönetimine girecek olan, aşı onay kurumu da var.
Kennedy'nin açıkladığı hedeflerinden bazıları, örneğin su florlamasına dair söyledikleri, eksik veya yanlış bilgiler içeriyor.
Gıda sistemini ve ek maddelerin besinlerde kullanımını yakından inceleme gibi bazı diğer konularda ise toplumun daha fazla desteğine sahip.
Kennedy 2024 seçimleri için asıl olarak Demokrat Parti adayı olmak istemişti ancak sonra bağımsız olarak yarışa girmeye karar verdi.
Sonuç olarak bu kampanyadan vazgeçti ve Trump'ı destekleme kararı aldı.
Senato'nun da onayını alırsa kendisine Trump'ın kabinesinde anahtar bir rol verecek bu sıradışı ortaklık somutlaşmış olacak.
"Trump başkomutanımızdan beklediğimiz cesareti ortaya koydu. Savaşı son çare olarak görerek barış arayışında düşmanlarla, diktatörlerle, müttefiklerle ve ortaklarla buluşacak cesareti gösterdi."
Irak'ta tıbbi bir birimde görev alan eski asker Gabbard, düzenli olarak ABD'nin dış politikasına karşı çıktı.
2017'de Demokrat Parti'den seçilmiş kongre üyesiyken, o zaman Suriye'nin cumhurbaşkanı olan Beşar Esad ile görüşmüş ve bu Esad'ı ölümcül kimyasal silahlar kullanmakla suçlayan ABD istihbaratına dair şüpheler oluşturmuştu.
Beş yıl sonra Rusya Ukrayna'yı işgal ettiğinde ise NATO'yu suçlamış ve Ukrayna'da ABD'nin fonladığı biyolojik laboratuvarlar olduğu yönündeki Kremlin iddiasına destek vermişti.
Bir dönem solcu siyasetçi ve 2020 başkan adayı Bernie Sanders destekçisi olan Gabbard'ın Trump saflarına geçişi sıra dışı bir siyasi yolculuk anlamına gelebilir.
Ancak kurum ve Amerikan müdahaleciliğine karşıt açıklamaları bu süreçte tutarlı kaldı.
BBC'den Mike Wendling'in analizi: 'Bomba ekibini dizginlemek'
Kennedy ve Gabbard, Trump'ın bürokratik "derin devleti" parçalara ayırma planının en büyük destekçileri arasında yer alıyor.
İki isim de sık sık komplo teorilerine açıklamalarında yer veriyor.
Ancak bomba ekibi, kontrolleri güç yardımcılar olabilir.
Kennedy'nin gıda ve tarım sektöründe daha sıkı kontroller istemesi Trump'ın hükümeti parçalara ayırma gündemiyle çatışabilir.
Amerikan müdahaleciliğine sert şekilde karşı çıkan Gabbard ise, örneğin İran'a karşı bu gücü kullanmaktan hiç çekinmeyen bir başkan için çalışıyor olacak.
Trump'ın temel vaatleri arasında Amerikalıların işlerini korumak yer alıyordu. Bu ticaret ve vergi başlıkları için atamalarını yaptı.
Çin, Kanada ve Meksika gibi başlıca ticaret ortaklarından ithal edilecek ürünlere getirilmesi muhtemel ek vergileri bu isimler yönetecek.
"Kazan-kazan durumu… Biz vergilerden bir sürü para kazanacağız, ama daha önemlisi herkes bizimle pazarlık yapacak."
Ticaret Bakanı olarak atanan Lutnick, Cantor Fitzgerald isimli finans kuruluşunun CEO'su.
Kendisini milyarder yapan şirketini 11 Eylül saldırılarında 658 çalışanını kaybettikten sonra yeniden inşa etti.
Trump'ın seçim kampanyasına yaptığı yüklü bağışlar sayesinde geçiş ekibinin eş başkanı olmaya hak kazandı. Bu görevi kapsamında yeni hükümette yer alacak binlerce kişinin seçiminde rol oynayacak.
Lutnick, Trump'ın ekonomiye dair planlarını açıkça destekliyor.
Bunlardan bazıları, kripto para birimlerine yönelik düzenlemelerin ve gelir vergisinin ortadan kaldırılması ve ek vergiler.
Özellikle ek vergiler konusunda, içinden geldiği özel sektörün bakışından ayrılıyor.
"Vergilerin gücünü kullanarak Amerikalı ailelerin ve işyerlerinin yaşamlarını iyileştirmekten korkmamalıyız."
Bir başka finansçı Bessent'in ataması, Wall Street'teki birçok kişi tarafından temkinli bir bakışla güven veren bir atama olarak görülmüştü.
Bessent'in geçmişinde, Demokrat Parti'nin en ünlü ve cömert bağışçılarından milyarder iş adamı George Soros'la bağlantılar da yer alıyor.
Ancak Bessent artık tamamen muhafazakar tarafa geçti. Bütçe kesintilerini, düzenlemelerin gevşetilmesini ve ABD'nin petrol üretimi için yatırım artırmasını savunuyor.
Trump'ın ek ithalat vergisi çağrılarını desteklese de, Lutnick gibi Bessent de Trump'ın vergileri, ABD için gelir kaynağı değil müzakere aracı olarak gördüğünü düşünüyor.
© Tüm hakları saklıdır.