Sözcü yazarı Soner Yalçın, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararının altında “yaratıcı kaos” gibi büyük stratejiler aramaması gerektiğini söyleyerek, "Sözlerinin yüzde 83'ü yanlış ve yalan olan pişkin Trump'ın Kudüs'ü başkent yapacak sözü olsa da, gücü yoktur!" dedi. Trump'ın bu çıkışının İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ittifakını paramparça edeceğini söyleyen Yalçın, "Son günlerde Türkiye'de bunalan Erdoğan'a da biraz rahat nefes aldırır" ifadesini kullandı.
Soner Yalçın'ın "Yalancının siyaseti" başlığıyla (7 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Tarih: 1 Ağustos 1801.
ABD ilk Atlantik ötesi/yurt dışı savaşını Osmanlı İmparatorluğu ile yaptı: Berberi Savaşı! Osmanlı “himayesindeki” Türk korsanlar 16'ncı yüzyıldan itibaren Akdeniz ticaret yollarını kontrol altında tutuyordu. Yani, gemilerden haraç/”güvenlik vergisi” alıyorlardı! Örneğin, ABD gemileri yıllık 60 bin dolar veriyordu. Ama…
Trablusgarp Beylerbeyi Karamanlı Yusuf Paşa, İngilizlerden bağımsızlığı kazanan ABD'nin fidye miktarını artırdı.
ABD Başkanı Thomas Jefferson daha fazla haraç ödemeye taraftar değildi. Durumu yerinde tetkik etmek ve daha sonra izlenecek yolu tespit etmek için üç gemiden oluşan keşif filosunu Akdeniz'e gönderdi.
Bunun üzerine Trablusgarp Beylerbeyiliği, 10 Mayıs'ta ABD'ye savaş ilan etti ve ardından Trablusgarp'taki ABD konsolosluğunu yağmalattı. Konsolos James Cathcart ve ailesi Danimarka elçiliğine sığındı. Dikkatinizi çekerim; Osmanlı, uzaktaki beylerbeyiliğinin/eyaletinin savaş ilan etmesiyle hiç ilgili değildi. Çünkü, ABD de kim oluyordu? Zaten Osmanlı, 1830'lara kadar ABD'yi muhatap dahi almadı! Neyse. Savaş dört yıl sürdü. Pek kazananı olmadı. Ancak…
ABD her ne kadar Osmanlı ile değil de, onun uzak bir eyaletiyle savaşmış olsa da bu savaş (İngiltere'den bağımsızlığını kazandıktan sonra) kendini ispatlama ve kendine güvenme noktasında başarıyla verdiği ilk ciddi sınavı oldu. Deniz Kuvvetleri Marşı'na bile koydular bu savaşı. Ve…
ABD kolonilerinde Amerikalı olma bilincini perçinledi…
Amerikalılar Jefferson etrafında kenetlendi. Bu savaşı niye anımsattım?
Medya desteği
ABD… Önce, 23 Ekim 1995 tarihinde Senato'sundan…
Sonra, 24 Ekim 1995'te Temsilciler Meclisi'nden…
Kudüs Büyükelçiliği Yasası (Jerusalem Embassy Act of 1995) çıkardı. Yani, büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyacaktı.
Bu şu anlama geliyordu:
İsrail, Kudüs'ü 1948'de savaşla ele geçirdi. 1967 yılında ise Altı Gün Savaşı ile Doğu Kudüs'ü tamamen işgal etti. Ancak…
Birleşmiş Milletler, Doğu Kudüs'ü İsrail işgali altındaki Filistin olarak tanımladı. Bu yüzden İsrail, Kudüs'ü başkent ilan etmiş olsa da, dünya ülkelerinden destek bulamadı.
Bu sebeple…
Kudüs'te bugün hiçbir elçilik binası bulunmuyor. Diplomatik temsilcilikler İsrail'in Tel Aviv kentinde. Ama…
Yazdığım gibi ABD, 1995 yılında Kudüs'e büyükelçilik açma kararı aldı. Fakat…
Bunu 22 yıldır hiçbir başkan gerçekleştiremedi. Her altı ayda bir bu karar ertelendi. Şimdi… Donald Trump'ın bunu gerçekleştireceği söyleniyor. Kuşkusuz…
Fiziki bir durumdan bahsedilmiyor; Tel Aviv'de bin kişinin çalıştığı elçilik binasını hemen taşımak öyle kolay mı? Kudüs'e taşıyabilecekleri herhangi bir yerleşke/bina yok. Keza. Güvenlik endişelerini çözecek binayı inşa etmeleri de zaman alacaktır. O halde… Trump, Ortadoğu'yu karıştıracak bu hamleyi niye gündeme getirdi?
Çünkü, (zaten reel yüzde 27 oyla seçildiği) iktidarı sallanıyor…
Sempatik bulunmayan Trump, çıkaracağı yeni krizle, Yahudi sermayeli medyayı etrafında kenetleyeceğini sanıyor!
Konuyu açmalıyım…
Erdoğan'a nefes
Tarih: 24 Mayıs 1920.
Amerikan Senatosu, Osmanlı Devleti'nde kurulacak manda tasarısını onayladı. 23 oya karşılık 52 oyla mandacılık reddedildi. ABD, Türkiye'de başarılı olamayacağını ardı ardına gönderdiği heyet raporlarından anlamıştı. Türkiye'de yeni bir güneş doğuyordu: Mustafa Kemal Atatürk…
ABD kendince rasyonel politikalar uygulayarak 20'nci yüzyılın ikinci yarısından sonra dünya jandarması oldu. Ancak…
ABD, 18 Aralık 2011 tarihinde Irak'tan son askerini çekerek bu politikadan dönüş yapma kararı verdi. Biliyordu ki, aşırı borçlanmayla, bütçe açıklarıyla ve hâlâ atlatamadığı 2008 ekonomik kriziyle artık Atlantik ötesi savaşlara müdahale etmesi zordu.
Aynı İngilizlerin II. Dünya Savaşı'ndan sonra yaptığı gibi ABD, küresel güç olma kuvvetini ve yeteneğini kaybettiğinin farkında. Dünyada güç dengesi değişiyor. Çin ve Rusya küresel rakip olarak karşısına çıktı!
İktidarı 20 trilyon borçla devralan Trump, Ortadoğu'da yeni bir savaşı göze alabilir mi? Yanıtı şu bilgiyle vereyim:
ABD'nin 2001 yılından beri Afganistan, Irak ve diğer ülkelerde gerçekleştirdiği askeri operasyonların toplam maliyeti 1.7 trilyon dolara ulaştı. Yeni askeri müdahaleyi bütçesi kaldıramaz. Peki…
Ekonomik krizden etkilenen seçmenlerin oylarıyla seçilen Trump, bugün neden başkent sorunu çıkarmak istiyor?
Bu çıkışın altında “yaratıcı kaos” gibi büyük stratejiler aramayın! ABD, artık yeni bir hegemonya filan tesis edemez.
Sözlerinin yüzde 83'ü yanlış ve yalan olan pişkin Trump'ın Kudüs'ü başkent yapacak sözü olsa da, gücü yoktur! Yahudi medyasına göz kırpıyor.
Diğer yandan Trump bu çıkışıyla, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ittifakını paramparça eder.
Son günlerde Türkiye'de bunalan Erdoğan'a da biraz rahat nefes aldırır.