Dünya
Deutsche Welle

Trump Alman popülistleri cesaretlendirebilir mi?

İlk bakışta Donald Trump ile onu seçim zaferinden dolayı kutlayan ‘Almanya için Alternatif’ partisi arasında benzerlikler görmek mümkün

02 Şubat 2017 17:03

İlk bakışta Donald Trump ile onu seçim zaferinden dolayı kutlayan ‘Almanya için Alternatif’ partisi arasında benzerlikler görmek mümkün. Ama bu mutluluk duygusu yerini hüsrana bırakabilir.

ABD başkanlığına seçilmesinden dolayı Donald Trump'u ilk kutlayanlardan biri de Almanya İçin Alternatif (AfD) partisiydi. Parti yönetiminin zirvesindeki eş başkanlar Frauke Petry ve Jörg Meuthen Trump'a ‘doğal müttefikleri olarak yanlarında yer aldıklarını' bildirdiler.

Bilimsel popülizm tartışmaları da bu yakınlaşmanın sürpriz olmadığını gösteriyor. Berlinli tarihçi Peter Nolte bir gazetede yayınlanan makalesinde ‘liberal ve otoriter görüşler arasındaki tartışmaların Atlantik aşırı benzerlik gösterdiğinden' söz ediyordu. Konrad Adenauer Vakfı'nın siyasi partiler araştırmacısı Karsten Grabow 2016 yazında kaleme aldığı ‘Siyası Görüş' incelemesinde ‘popülist parti programlarında ‘basit halkı' yüceltirken toplumun dışarıdan tehdit altında olduğu ve ‘yukardan' da dolandırıldığı' tezinin işlendiğine dikkat çekiyordu. Trump ile AfD'nin önde gelenlerinin söyledikleri yan yana konduğunda, paralellikler hemen göze çarpıyor.

Enternasyonal popülizmin ayak sesleri

AfD üyelerinin büyük bölümünün de Trump'a hayranlık duyduğu söylenebilir. Son aylarda ‘popülist enternasyonal' kavramının parti tabanında sıkça kullanıldığı dikkat çekiyor. Bu kavramdan, yerleşik siyasi düzenin yerini ‘küresel popülizme' bırakacağı ve Trump'ın bu geçişin önemli bir etabı olduğu anlamı çıkıyor.

Siyaset bilimcisi Hendrik Träger Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada Trump gibi AfD'nin de ‘halkın nabzını tutma' iddiasında olduğunu ve her ikisinin de milliyetçi görüşü öne çıkardığını söyledi.

Dresdenli siyaset bilimci ve Almanya için Alternatif partisi uzmanı Werner J. Patzelt Trump’ın AfD'nin iştahını kabartmasının ‘Beyaz Saray nihayet layık olduğu Başkana kavuştu' düşüncesinden kaynaklandığı görüşünde. Patzelt, ‘sadece konuşmuyor, dediğini de yapıyor. Kararname imzalamak varken neden uzlaşma arasın?' diyen popülistlerin bu durumdan memnun olduklarını' söylüyor. Trump ile AfD arasındaki yapısal benzerliğe de değinerek, ‘siyasetçilerle medya tarafından temsil edilmediğini düşünenlerin taleplerine kulak veren bir supap çıkmasına sevindiklerini' sözlerine ekliyor.

‘Trump solo artist, AfD ise heterojen bir parti'

Ancak uzmanlar Trump ile AfD arasındaki benzerliğin bu noktada sona erdiğine dikkat çekiyorlar. Patzelt, Trump sisteminin Almanya'ya kapak olamayacağını, Almanya'da güçlü siyasi partilerin ve güçlü bir parlamenter yönetim sisteminin olduğunu hatırlatıyor. Aynı zamanda AfD'nin başında bütün parti organizasyonunu kapatabilecek bir milyarderin bulunmadığı da unutulmamalı.

Aynı zamanda Alman popülistlerinin, adı marka haline gelen Trump’ın aksine heterojen bir parti olduğuna da vurgu yapan Träger, Deutsche Welle'nin sorularını yanıtlarken, "Afd'nin farklı akımların ortak paydada buluşamadıkları ama bunu hasıraltı etmeyi başardıkları bir parti olduğu unutulmamalı. Ayrıca Trump etkisi parti bünyesindeki tartışma ortamını güçlendirip bölünme tohumları da ekebilir”, dedi. Trump'ın sert çıkışlarından ürkenler olabileceği için parti kanatları arasındaki mesafenin daha da açılabileceği de Träger'in görüşleri arasında.

Werner J. Patzelt de Trump'ın Alman popülistleri üzerinde şok etkisi yaratabileceğine inanıyor ve ‘Trump hayranlığının ABD'yi duvara toslatana kadar sürebileceğini söylüyor. Ona göre Trump başarısız olursa AfD'dekiler de gemisini kurtaran kaptan kesilecekler ve Trump ile aralarında irtibat kurulmasını istemeyecekler.

‘Höcker'in Trump'tan esinlenmeye ihtiyacı yok'

Düşüncesizce uygulanacak milliyetçi Amerikan politikasının yarardan çok zarar getirmesi durumunda Almanya'daki popülistlerin temkinli çok taraflılığın Almanya'nın menfaatine olacağına kanaat getirebilecekleri de uzmanların ortak görüşü.

Hendrik Träger AfD'deki patırtıcı marjinallerin partiyi siyasi ölçüsüzlük sınırını daha düşürmeye sevk edebileceğini ve parti önde gelenlerinden Höcke'nin Trump etkisi olmadan da radikal pozisyonunu koruyacağını söylüyor ve ekliyor: "AfD'nin kaba saba ifadeleri Trump'tan öğrenmeye ihtiyacı yok. Onlar zaten bu işin ustası sayılırlar.”

© Deutsche Welle Türkçe

Kay-Alexander Scholz

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle