Toplu taşıma aracında 17 yaşındaki genç kıza cinsel istismarda bulunan A.A’ya 'Çocuğun cinsel istismarı' suçundan 8 yıl hapis cezası verildi.
Evrensel'den Cansu Pişkin'in haberine göre, geçtiğimiz yıl 29 Aralık’ta İstanbul Bahçelievler’de metroya binen 17 yaşındaki genç kız, evli ve 2 çocuk babası olan 36 yaşındaki A.A’nın cinsel saldırısına uğramıştı. Esenler Otogar İstasyonundan Bağcılar tarafına giden metroya aktarma yapan genç kız ile aynı vagona binerek istismara devam eden sanık, Bağcılar İstasyonunda inen genç kızı takip etmişti. Genç kız, kendisini takip eden A.A’yı yolda gördüğü güvenlik kuvvetlerine şikayet ederek yakalatmıştı. İstismara maruz bırakılan genç kızın şikayeti üzerine tutuklanan A.A. hakkında “Çocuğun cinsel istismarı” suçundan dava açılmıştı. Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesinde 3 Nisan’da görülen davanın karar duruşmasında mahkeme, istismar davalarında emsal bir karara imza atarak sanık A.A. hakkında 8 yıl hapis cezasına hükmetti.
Duruşma Savcısı Ercan Gövler esas hakkındaki mütalaasında, “Suç atması için nedeni olmayan mağdurun samimi beyanları ve dosya kapsamından” sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğunu belirterek cezalandırılmasını talep etti. Sanık A.A esas hakkındaki savunmasında, olay günü özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı Marmara Üniversitesindeki iş yerinden ayrılıp bir arkadaşıyla birlikte metro istasyonuna gittiğini anlattı. Olay günü havanın yağışlı olduğunu ifade eden A.A, elinde şemsiye olduğunu, metronun kalabalık olması sebebiyle elindeki şemsiyenin iradesi dışında temas etmiş olabileceğini savunarak hakkındaki suçlamayı reddetti. Sanığın avukatı da mağdurun beyanları dışında somut bir delil olmadığını savunarak A.A’nın beraatini talep etti. Kararını açıklayan mahkeme, sanık A.A’nın suçu işlediğinin sabit olduğuna ve mağdurun yaşı itibariyle meydana gelen ve gelebilecek zarar tehlikesinin ağırlığını göz önüne alarak 8 yıl hapsine hükmetti.
Genç kızın avukatı Dilan Caymazer mahkemenin kararını Evrensel'e değerlendirdi. Caymazer, “Ülkemizde ne yazık ki birçok kadın ve çocuk adli süreçte bir takım zorluklar yaşamaları ve gördükleri toplumsal baskı sebebiyle şikayetlerinden vazgeçmek zorunda kalmaktadırlar. Ancak bu tür emsal kararlar ülkemiz ve hukuk sistemi için umut verici ve yüreklendirici kararlardır. Aynı şekilde toplumumuzda bahse konu suçu işlemek konusunda eğilimi olan bireyler açısından da çok büyük bir caydırıcı etkiye sahiptir. Hem bir kadın olarak hem hukuk mücadelesi içerisinde yer alan bir birey olarak böylesine kararlar ile karsılaşmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum” dedi.