Çeviri: Varsan Çekiç
İngiltere'nin eski Başbakanı Tony Blair, Mısır'da sokakta toplanan Mursi karşıtlarının sayısına bakıldığında, ordunun Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi devirmek dışında bir alternatiflerinin olmadığını açıkladı. İngiliz The Observer gazetesine konuşan Blair, Mısır ordusunun müdahale veya kaos gibi iki basit seçenek arasından bir seçim yaptığını belirtti.
Eski Başbakan'ın açıklaması, Mısır'da seçimlerde aldığı %51 oyla ülkenin ilk demokratik seçimle başa gelen cumhurbaşkanı olan Mursi'nin ordu tarafından devrilmesi ve ülkenin içerde anlaşmazlığa düşmesinin ardından geldi. The Observer, ABD, Rusya, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletleri'n temsilcisi olan Orta Doğu elçisi Tony Blair'in ara buluculuğunun, ordunun darbesini savunulamaz olarak gören bölgenin Müslüman nüfusu arasında kışkırtıcı gözükeceğini belirtti.
Gazete ayrıca Blair'in, dünyanın bazı endişe uyandıran bölgelerinde demokrasinin, sayısı yüksek protestolar karşısında savunulabilecek hükümetler getirmediğini düşündüğüne yer verdi. Mısır'ın bulunduğu durum hakkında Blair, "Geçici hükümetle görüşmelere başlamalı ve yeni hükümetin, özellikle ekonomi alanında yapması gereken değişikliklerde yardım etmeliyiz ki, onlar da değişimi halka iletebilsin" açıklamasını yaptı. Blair açıklamasına, "Mısır ordusunun Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi görevden almasına yönelten olaylarda ordu basit bir seçim yapmıştır: Müdahale veya kaos. Sokaklara çıkan 17 milyon insanla seçim aynı şey değildir. Ancak harika bir güç göstergesidir" diye konuştu.
Askeri darbe karşısında çekinceleri olduğunu belirten ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'in aksine Tony Blair, yapılan hamlenin doğru bir hareket olduğuna inandığını belirterek, "Ben demokrasinin güçlü bir destekçisiyim. Ancak demokratik bir hükümet, verimli bir hükümet anlamına gelmez. Günümüzde başarılması gereken nokta, istenen sonucu verebilmektir" dedi.
Mısır'da sosyal medya üzerinden organize olarak, huzursuzluklarını gösteren bir toplumun yoksayılamayacağını belirten Tony Blair, "Bu hareketler, demokrasinin 'hükümetler seçimle kararlaştırılır' geleneğinin dışında işleyen, özgür demokratik bir ruhtur. Protestolar fazlasıyla, devrimsel bir fenomen olan, sosyal medya tarafından doldurulmuştur ve ani bir krize neden oluyor. Protestolar her zaman tutarlı ya da mantıklı değildir. Protesto bir politika veya bir hükümet programının afişi değildir. Ancak hükümetlerin elinde protestoları çürütebileceği net bir delil yoksa, o zaman başları derttedir" açıklamasını yaptı. The Observer, Tony Blair'in İngiltere Başbakanı olduğu 2003 yılında, Londra'da savaşa karşı bir milyondan fazla insanın yürümesine rağmen, ülkeyi Irak Savaşı'na soktuğunu belirtti.
Tony Blair Mısır'ın "Demokrasi, protesto ve hükümet verimliliği arasındaki etkileşimin dünyada görünebilen en yeni örneği" olduğunu söyleyerek,"Demokrasi karar verecek kişiler hakkında bir karar vermenin bir yoludur, ancak karar verebilmenin temsilcisi değildir" diye konuştu. Müslüman Kardeşleri'n hükümet tarihini eleştiren Blair, "Muhalafet hareketinden, hükümet olabilmeye geçemediler. Ekonomi durgun. Hukuk ve düzen neredeyse kayboldu" dedi. Blair ayrıca batının Suriye, İran, Filistin de dahil, bölgede devreye girmede devam etmesi gerektiğini savunarak, "Bu mücadele bizim için önemli. Orada milyonlarca modern ve açık zihinli insanın olması iyi bir haberdir. Bizim onların yanında, onların müttefikleri olarak, yanlarında olduğumuzu ve bedelini onlarla birlikte ödemeye hazır olduğumuzu bilmelerine ihtiyaçları var" diye belirtti.
Mısır'ın her yerinde Mursi'nin devrilmesi ile başlayan çatışmalarda, cumartesi akşamından bu yana 36 kişi hayatını kaybetti ve düzinelerce fazlası insan yaralandı. ABD hükümeti Mısır liderini çatışmaları durdurmları için ısrar ederken, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, göstericilerin korunması için çağrıda bulundu.
Mursi yandaşlarının dün akşam Kahire'nin Nasr bölgesinde toplandığı sıralarda ordunun Facebook sayfalarından yaptıkları açıklamada, bazı ordu subaylarının Mursi'yi yeniden göreve getirmek için baskı yaptığına dair iddiaları yalanladı. Ordu açıklamada, "Bu dedikodular... ordunun içindeki güçlü bağlılığa saldırmak ve içinde bölünmelere neden olmak için açılan, yalan ve dedikodu yayma metoduna dayalı sistematik bilgi savaşı bağlamında bir teşebbüstür" sözlerine yer verdi.