Ekonomi

TISİAD Başkanı Kılıç: Irak, bizim için çok önemli bir partner

"İki ülke arasındaki ticaretin gelişmesi için önemli çalışmalarımız var"

22 Aralık 2017 17:53

Merkezi Mersin’de bulunan Türkiye-Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TISİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nevaf Kılıç, Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacminin istenilen düzeyde olmadığını belirterek, “IŞİD sonrası iki ülke arasındaki ticarette yüzde 50 oranında bir düşüş var. Irak, bizim için çok önemli bir partner. İki ülke arasındaki ticaretin gelişmesi için önemli çalışmalarımız var” dedi.

Kılıç, Irak’ta yaşanan kaotik gelişmelerden sonra iki ülke arasındaki ticareti ve TISİAD’ın amaçları ile geleceğe dair planlarını T24’e anlattı. Kılıç’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

-TISİAD, hangi amaçlarla ve ne zaman kuruldu?

TISİAD, Türkiye’nin seçkin işadamları derneklerinden biri olarak 17 Mayıs 2012 tarihinde Mersin’de bir grup girişimci işadamı tarafından kurulan, üye profiline bulunduğu bölgenin gücünü yansıtacak şekilde büyük ölçekli kuruluşları da katarak yapısını güçlendirmiş olan bir sivil toplum örgütüdür. Türkiye- Irak ülkeleri arasında ticari sosyo-ekonomik ve kültürel ilişkilerin arttırılması, mevcut ilişkilerinin geliştirilmesi ve devamlılığın sağlanması için faaliyet göstermek en önemli misyonumuzdur. Vizyonumuz ise birkaç cümle ile şu şekilde, eğitim, sanat, iş yapma imkanları ve sosyal faaliyetlerin geniş çaplı kullanımı ile özellikle her iki toplumun ortak ilgi alanları, karşılıklı anlayış ve dostluğu geliştirecek kaliteli bir ortam yaratmaktır.

-TISİAD’ın kuruluşundan bugüne kadar ki çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Onlarca kez Irak’a gidip önemli istişarelerde bulunduk. Duhok Valisi ile görüşüp Duhok Organize Sanayi Bölgesi’ni gezdik. Erbil ve Sülemaniye’ye de ziyaretler gerçekleştirip, ikili görüşmelerde bulunduk. Irak İşadamları Birliği üyelerini Mersin’de ağırladık. İki ülke arasındaki işbirliğinin daha da güçlenmesi için Irak’ın Ankara Büyükelçisini Mersin’de ağırladık. Büyükelçi ve Başkonsolos ile birlikte Antalya, Aksaray, Gaziantep, Adana, Şırnak, Mardin ve Diyarbakır’a ziyaretlerimiz oldu. Bu yıl içerisinde Zaho Kaymakamı, Zaho Belediye Başkanı, Duhok Valisi, Duhok Belediye Başkanı, Duhok Ticaret Odası Başkanı, Erbil Valisi, Erbil Belediye Başkanı, Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Süleymaniye Valisi, Süleymaniye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve IKBY Adalet Bakanını, T.C. Erbil Başkonsolosumuzu ve Ticari Ataşemizi, Zaho İbrahim Halil Gümrükleri Başmüdürü, Habur Mülki İdare Amiri ve Habur Gümrükler Başmüdürünü ziyaret ettik.

“Irak bizim için çok önemli bir partner”

-Irak’ta IŞİD süreci ile başlayan ve daha sonra referandum meselesiyle devam eden kaotik ortam, o bölge ile ticaret yapan kesimleri nasıl etkiledi? Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?

Türkiye-Irak ticaretinde %50’ye varan bir düşüş var. Irak içindeki iç sıkıntılar sona erdiğinde inanıyorum ki ihracatımız çok daha iyi durumlara gelecek. Müteahhitlik hizmetlerinde en fazla proje aldığımız ikinci ülke Irak’tır. Türkiyeli müteahhitlerimiz yıllık 5 milyar dolardan fazla proje alıyorlar. Lojistik olarak Irak’a yıllık 700 bin sefer sayımız var. Bu da gösteriyor ki diğer tüm kapılardan yurtdışına çıkan araç sayısından daha fazla araç Irak’a geçiyor. Uluslar arası taşımacılık bizim için çok önemli. Mersin Limanı’na gelen ürünlerin büyük bir kısmı Irak’a gidiyor. Mersin, Adana, Osmaniye, Hatay, K.Maraş, G.Antep, Ş.Urfa, Diyarbakır, Mardin ve Şırnak, bu hattın tamamına yakını Irak’a çalışan firmalar. Bugün Türkiye’de 81 ilin tamamından Irak’a ihracat var. Güneydoğu Anadolu ve Doğu Akdeniz Bölgesi’nde üretilen ürünlerin yüzde 50’ye yakını Irak’a ihraç ediliyor. Irak bizim için çok önemli bir partner.

-Türkiye-Irak ticareti istenilen düzeyde mi? Elinizde bu konuya dair istatistiki veri var mı? Varsa bizimle paylaşır mısınız?

Şu an istenilen düzeyde değil. 2013 yılında ihracatımız 12 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılında meydana gelen iç sıkıntılardan sonra ihracatımızda düşüş başladı. 2104’te 10,8 milyar dolar, 2015’te 8,5 milyar dolar, 2016’da 7,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2017 yılının ilk 6 ayında 4,5 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleşti.

“Kardeş şehir çalışmamız var”

-TISİAD’ın 2018 için planlamasına dahil ettiği önemli projeler var mı? Varsa nelerdir, anlatır mısınız?

En önemli projemiz Irak’ın 18 vilayetinden iş adamları ve bürokratların davetli olduğu bir zirve planlıyoruz. Yine bürokratların ve iş adamlarının davetli olduğu “Güney Bağdat İş Zirvesi” planlıyoruz. TÜRKONFED ile beraber Bağdat, Erbil, Duhok iş gezisi yapmayı planlıyoruz. Diyarbakır’ın tüm iş dünyası dinamikleriyle görüşme yaptık. 100’e yakın Diyarbakırlı iş adamını Duhok ve Erbil’e götürmeyi planlıyoruz. Kardeş şehir çalışmalarımız var. Adana ve Duhok için görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah Diyarbakır ve Irak’ın önemli bir kentini de kardeş şehir yaparız. Irak’a en fazla ihracat yapan firmalara ve en fazla proje alan firmalara ödül vermeyi planlıyoruz. Irak’ın Ankara büyükelçisiyle beraber Türkiye’de ve Irak’ta şehir ziyaretlerimiz olacak.

-Son olarak TISİAD başkanı olarak Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ekonomisi 1980'den itibaren ekonomik yapısal tercihini ve yol haritasını ''İhracat, İhracat ve İhracat'' ekseni üzerinde belirlemiştir. Bu bağlamda ihracat değerleri ve süreçte ihracatın ithalatı karşılama oranları, Merkez Bankası Toplam Rezervi ile imalat sektörü kapasite kullanım oranlarının gelinen aşamaları ve yükselen trende olup olmadığına bakarak değerlendirmemizde fayda vardır. Böylelikle, makro değerlerle duruma baktığımızda son 4 yıldaki komşularımızda yaşanan olumsuzluklarla nihayetinde 15 Temmuz 2016 kalkışmasından sonraki karmaşaya rağmen sanayicimiz, imalatçımız, üreticimiz, ticaret erbabımız gayret ve direncini zorlayarak mal ve hizmet üretmiş ihracata yoğunlaşması neticesinde 2017 başından itibaren ihracatta gözle görülür bir artış olmaya başlamıştır. İhracatın ithalatı karşılama oranı da olumlu trendde ve Merkez Bankası Toplam rezervi de 100 Milyar USD altına düşmeden devam etmektedir. Ancak, ekonomide belirsizlik kaygı algısı pompalanarak ekonomiyi sarsıcı neticeleri hedefleyenlerin olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim ki bu duruma da maalesef çok üzülmekteyim. Halbuki ekonominin aktörleri olumluluk, gelecek güveni ve yoğun ticareti arar. Bu noktada bu aktörler, hemen hemen bütün illerimizin ticaret yaptığı Almanya'dan sonra ikinci en çok ihracat yaptığımız ülke olan Irak ile mevcut ihracat imkan ve kabiliyetlerini hızla geliştirip 2023 yılı hedefleri kapsamında yıllık en az 20 Milyar USD seviyesine getirilmesi için gayret ve ilişkilerin yoğunlaştırması ile mikro düzeyde Türkiye ekonomisine getireceği ivme, büyüme oranlarına da müspet etki yapacağı aşikardır. Sonuç olarak, başta mali disiplin ve istikrar anlayışı ile üretim ve dış pazar dengesi gözeten, kalite marka standartizasyonundan vazgeçmeyen, AR-GE ürün iş geliştirme odaklı firmalara destek veren yapıdaki Türkiye ekonomisi daha sağlam temellerini oluşturacaktır.