Özel Dosya

TESEV: Anayasa önerileri geleceği kurmuyor, sorunlara çözüm arıyor

Hukukçu Mehmet Uçum: Şu an yeni anayasa, sivil anayasa yapım süreci hala başlamamıştır. Dahası yeni anayasa nasıl kanunlaşacak? Bu hala belirsiz

27 Mart 2013 13:27

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), "Nasıl Bir Anayasaya Doğru Gidiyoruz?" başlıklı raporunu açıkladı. TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, çözüm sürecini desteklediklerini belirterek, "TESEV olarak tümüyle arkasında duruyor ve başarıya ulaşmasını temenni ediyoruz. Bu vesileyle Türkiye sivil toplumunun tüm unsurlarını barış sürecine ve bu sürecin siyasi sorumluluğunu taşıyanlara desteğimiz tamdır" dedi. Hukukçu Mehmet Uçum ise "Uzlaşma Komisyonu'nda şu an yeni anayasa çalışması yoktur. 1982 Anayasası nasıl revize edilir bunun çalışması vardır" dedi

TESEV Demokratikleşme Programı, yeni anayasa taslağının hazırlandığı bu dönemde siyasi partilerin tekliflerinin detaylı bir şekilde incelendiği, yeni anayasa yapım çalışmaları (www.anayasaizleme.org) çerçevesinde yayımladığı "Nasıl Bir Anayasaya Doğru Gidiyoruz?" başlıklı üçüncü raporunu açıkladı.

TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, TESEV Demokratikleşme Programı Direktörü Özge Genç, TESEV Danışmanı Etyen Mahçupyan, ve Hukukçu Mehmet Uçum'un katıldığı panelde, yeni anayasa bağlamında barış görüşmelerine ilşikin değerlendirilmeler yapıldı.

Çalışmada siyasi partilerin şu ana kadar basına ve kamuoyunun bilgisine yansımış olan anayasa teklifleri incelendi ve anayasa yapım sürecinde oluşturabilecekleri olası iş birlikleri ve senaryolar ele alındı.

AKP, BDP, CHP ve MHP’nin yeni anayasa başlıkları altında sunduğu öneriler arasında yeni anayasa yapımını kolaylaştıran ve zorlaştıran faktörlere dikkat çekildi.

Türkiye’nin mevcut koşullarının hangi anayasa senaryolarını zorunlu kıldığı irdelenerek, sürecin siyasi aktörlerinin yaklaşımları mercek altına alındı. Önerilerin yeni anayasa taslaklarında yer aldığı şekliyle yeterli olup olmadığı konusunda görüşler öne sürüldü.

Rapor, kurumları demokratikleştiren, çoğulculuk ilkesine dayalı, devlet-vatandaş ilişkilerini birey temelli yeniden düzenleyen "yeni bir anayasa reformunun eşiğinde miyiz" sorusuna da cevap arıyor.

TESEV, en son Kasım 2012’de "Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler" çalışmasını kamuoyuyla paylaşmıştı. TESEV, ikinci izleme raporunda sivil toplum örgütlerinin yeni anayasa sürecine katkı sunmak üzere hazırladığı görüşlerinin tespit ve değerlendirmesini yapmıştı.

 

Rapordan notlar

 

TESEV'in hazırladığı raporda şu noktalar dikkat çekti:

-Genel değerlendirme açısından, siyasi partilerin anayasa önerilerinin pek çoğu sınıfta kalmaktadır. Yine genel değerlendirme açısından, bu ölçütlerin referans alınıp alınmaması bir yana, partiler mevcut uygulamadaki sorunlarımızı kısmen kontrol altına alacak önerilerle yetinmektedir. Hemen hemen hiçbiri gelecekte karşılaşılabilecek durumlara ilişkin kavrayıcı ve kapsayıcı bir yaklaşım sunamamaktadır.

-Yeni anayasa taslağına yansıyacak olan önerilerin geleceğimizi kurmaktan ziyade günümüzün sorunlarına çözüm araması, geçmişimizle hesaplaşmaya yönelik önerilerin pek az parti tarafından gündeme getirilmesi, gelecek vurgusunun hemen hemen hiçbir parti önerisinde yer almaması dikkat çekicidir.

-Bugün önerilerden anlaşıldığı üzere, parlamentonun yaptığı anayasa, mevcut koşullarda ve halihazırdaki şekliyle, yeni olmadığı gibi sivil bir anayasa da değil. Sivil anayasa demek sadece ordunun içinde olmadığı bir anayasa yapmak demek değil, yapımı ve içeriği bakımında birey esaslı, çoğulcu, müzakereci bir siyasi sistemin kurulmasını sağlayan bir anayasa demek

 

Can Paker: Çözüm sürecini destekliyoruz

 

TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, çözüm sürecini desteklediklerini belirterek, "TESEV olarak tümüyle arkasında duruyor ve başarıya ulaşmasını temenni ediyoruz. Bu vesileyle Türkiye sivil toplumunun tüm unsurlarını barış sürecine ve bu sürecin siyasi sorumluluğunu taşıyanlara desteğimiz tamdır" dedi.

Yeni anayasa bağlamında barış görüşmelerini değerlendiren TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, şöyle konuştu:

"TESEV 2005 yılından beri Kürt meselesi alanında meselenin siyasi düzlemde ele alınmasının zor olduğu dönemlerde çalışmıştır. TESEV’in Kürt Meselesi alanındaki çalışmaları şu alanlara odaklanmıştır:

Yerinden edilme/zorunlu göç ve Kürt toplumunu muhatap alan geçiş dönemi adaleti; Kürt sorununun şiddetten arındırılmasına ilişkin tespitler ve görüşler;.konunun siyasi tarafları ile bir araya gelinerek hazırlanan siyasi ve yasal çözüm önerileri, konunun siyasi tarafları ile bir araya gelinerek hazırlanan siyasi ve yasal çözüm önerileri...Tüm kamuoyu ile paylaşılan bu çalışmalar çözüm sürecine yol göstermeye devam edecektir."

 

'Kürt meselesinin çözümü artık siyasetin elindedir'

 

"Girişimleri vesilesiyle tarafların Türkiye için çok olumlu bir süreci başlattıklarını ve yürütmekte olduklarını düşünüyoruz. Karşılamaya yönelik atılacak adımlar konusunda destek olmaya devam edeceğiz. Bu adımlar, sadece Kürt vatandaşların değil, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaç duyduğu koşulları gerçekleştirecek; demokratik kurumlar altında, tüm farklı kimliklerin özgürce yaşadığı bir Türkiye yaratacaktır. Siyasal düzlemde çözüme doğru ilerleyen bu sürecin TESEV olarak tümüyle arkasında duruyor ve başarıya ulaşmasını temenni ediyoruz. Bu vesileyle Türkiye sivil toplumunun tüm unsurlarını barış sürecine ve bu sürecin siyasi sorumluluğunu taşıyanlara desteğimiz tamdır."

TESEV olarak çözüm sürecini koşulsuz bir şekilde destekledikleri belirten Paker, "Türkiye'nin yeni ve sivil bir anayasaya yakın zamanda kavuşacağına inanıyoruz." dedi.

 

Mehmet Uçum: Şu an anayasa çalışması yapılmıyor

 

Hukukçu Mehmet Uçum "Uzlaşma Komisyonu'nda şu an yeni anayasa çalışması yoktur. 1982 Anayasası nasıl revize edilir bunun çalışması vardır" dedi.

Uçum sözlerine şöyle devam etti:

"Sivil anayasa diyoruz hep. TR'de bundan anlaşılan şu: siyasilerin egemen olduğu süreçte yapılan anayasa. Oysa Sivil anayasa toplumun taleplerini dikkate alan, toplumu ve bireyi merkeze alan bir anayasadır. Ancak komisyona yapılan öneriler 60 bin civarında. Hiçbir siyasi parti bu önerileri dikkate almadı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu parti siyasetleri üzerinden, götürdü çalışmaları. Toplumu, halkı, kendi seçmenlerini referans almadı.

Uçum, vatandaşlık tanımları mevzusunda sözlerine şöyle 0devam etti: Hiç bir partinin vatandaşlık vizyonu yok. Sadece devletle ilişki bağlamında ele alınıyor.Yurt edinme hakkı ve içinde yaşanacak kültürü seçme hakkı: Sınırların kalktığı bugün bunlar da vatandaşlık tanımının bir parçası olmalı.

Eşitlik meselesiyle ilgili olarak, telafi edici haklar çok önemli. Özellikle kadınlar için bu haklar anayasaya girmeli.

Anadilde yaşama hakkında en ileri BDP, diğer partilerin de bu konuda daha ileri düşünmesi, bunun önemini anlaması gerek.

Hak ve özgürlükler konusunda hiçbir parti, BDP dahil, hak ve özgürlükler tanınmamalı demiyor. Oysa hak ve özgürlükleri siz nasıl tanmlarsınız? İnsanın maddi ve manevi gelişimini sağlayan tüm haklar ve bu hakların güvence altına alınması. Anayasada yapılması gereken budur.

Yürütme neden başkanlık ve neden parlementer sistem tartışması yapmıyor? Olması gereken tartışma: Egemenliğin kullanımı hangi sistemde daha etkin olur. Ama bu tartışması maalesef hiç bir partide yok. Egemenlik toplumun, halkın, bireyin... Toplumu halkı bireyi daha etkin devreye sokacak sistem hangisi? Bunun tartışılması gerek. Tekrar şunu söylemek istiyorum: Şu an yeni anayasa, sivil anayasa yapım süreci hala başlamamıştır. Dahası yeni anayasa nasıl kanunlaşacak? Bu hala belirsiz. Dolayısıyla hala biz yeni anayasa çalışmasına başlamadık diye bitireyim."

 

Mahçupyan: Kılıçdaroğlu'nun başarısızlığı Öcalan'ın yolunu açtı

 

TESEV toplantısında konuşan Etyen Mahçupyan, "Bu yeni anayasayı AkParti ve CHP bir arada yapacak düşüncesi vardı. CHP'nin daha yenilikçi olmasını gerektirecekti bu süreç. Ancak CHP son 1,5 yıllık dönemde bir mücadele alanında döndü ve yenilikçi bir kimliğe bürünemediği açıkça belli oldu" dedi.

Mahçupyan şunları söyledi:

"AK Parti iktidara geldiğinde karşısında olan ve hala süren meseleler: vesayet meselesi, Kürt meselesi, Meşruiyet sorunu. AKP  referandum sonrası her üç problemi yeni anayasa ile çözmeye karar verdi. Bu yeni anayasayı AkParti ve CHP bir arada yapacak düşüncesi vardı. CHP'nin daha yenilikçi olmasını gerektirecekti bu süreç. Ancak CHP son 1,5 yıllık dönemde bir mücadele alanında döndü ve yenilikçi bir kimliğe bürünemediği açıkça belli oldu. Bu da AK Parti'nin yaklaşımını değiştirmesine yol açtı. [AkParti açısından] Kılıçdaroğlu'nun başarısızlığı Öcalan'ın yolunu açtı. Büyük resme bakınca tüm partiler arasında BDP en ilerici, en özgürlükçü en adaletli maddeleri öneriyor. Böyle bir BDP ile reform yapmak isteyen AK Parti (en azından vesayet sistemi üzerinden)... Yeni bir anayasada muhtemel işbirliği."