Agresif kişiliği helkesin malumu olan Fatih Terim, geçen hafta hem Belçikalı meslektaşı hem de bir spor yazarıyla kapışarak, formundan bir şey kaybetmediğini gösterdi! Ancak futbol tarihi, Terim'i gölgede bırakan kavga örnekleriyle dolu.
Geçtiğimiz hafta 1-1 sona eren Türkiye-Belçika maçından çok öncesinde ve mücadele sırasında yaşanan gergin olaylar gündeme damgasını vurdu. Karşılaşmadan önce Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim ile spor yazarı Osman Tanburacı arasındaki küfürlü telefon görüşmesi ve Belçika Milli Takımı teknik direktörü Kene Vandereycken'i saha kenarında Fatih Terim’e yaptığı provokatif hareketlerini İtalyanca küfürlerle devam ettirmesi milli maçı gölgede bıraktı.
Alınan beraberlikle kaçan 2 puan, medyaya yansıyan küfür dolu sözler ve ortaya atılan diğer iddialar nedeniyle Fatih Terim’e karşı bir baskı oluştu.
Tansiyonu ve gerilimi yüksek zamanlara alışkın olduğu bilinen Terim'in bu periyotta gerek bir medya mensubu, gerekse maç sırasında Belçikalı Vandereycken ile yaşadığı sert sürtüşmeler bir taktik olarak da algılanabiliyor.
Deneyimli teknik adamın, üzerinde hissettiği baskıyı hafifletmek, oyuncularını, takımını baskıdan korumak veya maç stresini azaltmak amacıyla; medya önünde veya maç esnasında bir reaksiyon, sert demeç, hakaret veya küfüre başvurması dünyada örneğine sıkça rastlanan bir taktik.
Hürriyet Spor'un haberine göre, teknik adamlar, takımlarını ve oyuncularını korumak söz konusu olunca son derece hırçın ve asabi bir tutum sergileyebiliyorlar. Genelde İngiltere'deki teknik adamların çok sık yaptığı maç öncesi (basın yoluyla) ve maç içindeki kulübeler arası karşılıklı sürtüşmeler, sahadaki oyuncuların daha hızlandırılması adına bir motivasyon taktiği olarak kullanılıyor.
2000 yılında Alman Milli Takımının başına geçen Rudi Völler. 4 yıl sürdürdüğü milli takım kariyeri boyunca birçok kez medya ile çatışmıştı, özellikle geçmişte yaşanılan başarısızlıklar neticesinde milli takım hocası ve futbolculara hakarete varacak kadar sert eleştiriler yapabilen Alman medyası, Völler’i hiç sevmedi ve sert şekilde eleştirdi.
Ünlü futbol adamı zaman zaman patlamalar yapsa da bunlardan en göze çarpanı, bir program sırasında kendisini sürekli eleştiren bir gazetenin spor muhabirine karşı olandı. Oyuncu tercihleri konusunu eleştirili bir soru halinde yönelten medya mensubuna sert çıkış yapan Völler, "Orada oturup öyle kıçından atmakla olmuyor, ben en yetenekli isimleri takama katıyorum, kolaysa sen ya da müdürlerin geçip yapsın bu işi" diyerek medya üzerindeki antipatisini artırmış, ancak Alman Futbol Federasyonu'ndan bu tutumuna karşın destek görmüştü.
Kadınlar futboldan anlamaz!
Şimdilerde Chelsea Teknik Direktörü olan Felipe Scolari de bu tip bir olayla gündeme gelmişti. Portekiz Milli Takımının başında bulunduğu dönemde ve oyun düzenini sıkça eleştiren bayan bir spor yazarının katıldığı canlı bir spor programına telefonla bağlandı. Oldukça sinirli bir şekilde sözlerine başlayan teknik adam kadınların futboldan yeteri kadar anlamadığını söyleyip verdiği tokat gibi ve ağza alınması güç hakaret dolu cevaplarla kadın spor yazarının konuşmasına fırsat bile tanımadı.
Tıpkı Türkiye-Belçika maçına benzer bir tabloda Sırbistan ile Portekiz'in 1-1 berabere kaldıktan karşılaşmanın sonlarında yaşanan kargaşada da Scolari. Sırp oyuncu Dragutinovic'e kendisini tahrik etmesi sonucu ona ettiği küfürler ve attığı yumrukla olay olmuştu. Sonuç olarak Scolari'li Portekiz, 2008 Avrupa Şampiyonası’na böyle gerilimli ortamlardan beslenerek gelmeyi başardı.
Jose Mourinho, Chelsea menajeri olduğu dönemde aldığı başarısız sonuçlarda üzerinde oluşan baskı yüzünden FA Cup çeyrek finalinde eşleştikleri ve 3-3 sona eren Tottenham maçında hakeme küfür ettiği için ceza alma riskiyle karşı karşıya gelmişti.
Devre arasında hakem Mike Riley'e Portekizce 'o.... çocuğu’ dediği TV görüntüleri ile ortaya çıkan Mourinho. kullandığı dilin kaba olduğunu kabul etti ve "Hakaret etmek istemedim. Bu sözcüğü her 15 kelimemin 10'unda kullanınm" diye kendini savundu.
Mourinho da sabıkalı
Bir diğer olay ise Şampiyonlar Liginde Devlerin Savaşı" olarak adlandırılan Chelsea-Barcelona mücadelesinde yaşanmıştı. Londra'da oynanan mücadeleyi 2-1 kazanan Barcelona turu geçti, ancak Mourinho'nun karşılaşma sırasında sık sık Rijkaard'la yan yana gelerek tansiyonu artırmaya çalışması maçın unutulmaz anlarndandı. Chelsea, DelHorno'nun yaptığı ağır faul sonrası maçı bırakıp saha kenarında Rrjkaard ile ağız dalaşına giren Mourinho, Hollandalı meslektaşına ne söylediğini karşılaşma sonunda şöyle açıkladı:
"Barcelona tiyatrolarıyla meşhur bir şehir. Messi anlaşılan boş zamanlarında bu kurslara katılmayı ihmal etmemiş. Bazı insanlar kendilerini geliştirince ne kadar hoş görüntüler ortaya çıkıyor. Ona da aynen bunları söyledim. Hakemler böyle kararlar verecekse Barcelona'ya B Takımla gideriz."
Mourirıho, aynca Sky Sports muhabirlerine de "Messi'nin pozisyonunu 200 kez gösterin. UEFA belki o zaman onu cezalandırır" diye rica da etmişti.
Rijkaard ise karşı atağa kalkmış, "Messi'nin dizlerine bakarsanız, olayı abartıp abartmadığına siz karar verebilirsiniz. Mourinho maç içinde bana gelip oyuncumu nasıl şikâyet edebiliyor? Onun takımı 90 dakika boyunca sanki çok mu centilmence hareketler ortaya koydu? Bu adam böyle açıklamaları hep yaptığı için artık önemsemiyorum" diyerek meslektaşını eleştirmişti.