Gündem

Telekulak, AKP'yi de kızdırdı

Dinlenen telefon konuşmalarının internette ardı ardına servis edilmesine TCK'nın AKP'li mimarları da sonunda isyan etti.

07 Mart 2009 02:00

Dinlenen telefon konuşmalarının servis edilmesine TCK'nın AKP'li mimarları da isyan etti

Birileri tarafından dinlenip, birbiri ardına internet sitelerine ’servis edilen’ siyasi, asker ve işadamlarının ’özel görüşmeleri’, yasadışı dinlemelere ağır cezalar getiren TCK’nın mimarlarını da isyan ettirdi.

TCK’nın AKP’li mimarları, yasalarda eksiklik bulunmadığı, ’uygulamada sorun’ bulunduğu savunmasıyla savcıları göreve çağırıyor. Muhalefet ise, bu dinlemelerle toplumu ’sindirme ve susturma’ politikası izlendiği, bir korku imparatorluğu yaratılmaya çalışıldığı görüşünde.

Siyasilerin, işadamı ve askerlerin özel görüşmelerinin yasa dışı kayıtlarla kamuoyuna deşifre edilmesine tepkiler artıyor. Hürriyet'in haberine göre, Telefon ve ortam dinlemelerinin geldiği nokta, ceza kanununun mimarı olan AKP’lileri de isyan ettirdi. Siyasi otoritelerin görüşleri şöyle:

Savcı faili ya bulacak ya bulacak


Telekulak Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü (AKP): "Yasada belirtilen şartlara uygun dinlemeler haricinde bütün dinlemeler suç. İster ortam dinlemesi olsun, ister telefon dinlemesi. Suçu işleyenler meydanda değilse, savcılar soruşturma yapıyor. Bulamıyorsa aramaya devam edecek. Yayınlayan da yayınlatan da aynı şekilde suçludur. Bu konuşmanın özel görüşme ve hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini biliyorsa veya bilmesi muhtemelse, çoğunlukla da biliyorlardır, onun cezası var. Cezalar yeterli mi değil mi? Oturulur, tartışılır. Cezanın azlığından mı, yakalanıp ceza verilmediğinden mi bunlar oluyor? Uygulamada da bir sorun olabilir."

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu (AKP): "Bugüne kadar basın özgürlüğünü savunanlar, şimdi ’Niye yayınlanıyor’ diye tedirgin oluyorlar. 28 Şubat döneminde bunlar öylesine yayınlandı ki, kimsenin gıkı çıkmıyordu. Şimdi Ergenekon olayıyla hassasiyet kazandı. Bunlar doğru değil, kimse savunamaz. Bırakın ortam dinlemesini veya yasadışı dinlemeyi, yasal dinlemeler bile hazırlık soruşturması bitmeden yayınlanamaz. Savcılıklar gerekli görevi yapacaktır. Hem ceza boyutu hem basın hukuku boyutu var. Bu başlı başına bir ceza konumunda. Kanunları çalıştırmak lazım. Yeteri kadar düzenleme var."

Özel alan özgürlüğü evrensel değer

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya (AKP): "Türk demokrasinin en büyük sorunu saydamlıktır. Türkiye’de neyin gizli, neyin açık olması gerektiği noktasında bir düzenleme boşluğu yok, ama uygulamadan, anlayıştan kaynaklanan sorunlar var. Özel yaşamın, özel alanın gizliliği evrensel bir değerdir. Özgürlüğün temel değeridir. Ancak özelin tadını çıkaran kişi kamu ile ilgili bir takım projeler, planlar üretiyor ve bunu paylaşıyorsa, bu noktada gizlilik yerine saydamlığın tercih edilmesi gerekir."

Sindirme ve susturma politikası


CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay: "Mahkeme kararıyla dinlenmiş dahi olsa, gizli olması gereken deliller servis ediliyor. Bu servis edilme, başkanı doğrudan Başbakan tarafından atanan birimin dinlemeyi yapmasından kaynaklanıyor. Bugüne kadar tek denetim yok. Açıkçası herkes dinleniyor, herkes izleniyor, herkesin siyasi değerlendirmede bulunma şansı ortadan kalkıyor. İnsanlar deşifre ediliyor, bir sindirme politikası, suskunlaştırma politikası izleniyor. Bir dönemde evlerinin kapılarına kırmızı boya ile çarpı konulması gibi. Faşizan bir anlayıştır."

Başbakan’ın bilgisi dahilinde

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır: "Bir korku imparatorluğu kurulmaya çalışılıyor. Bu dinlemeler Başbakan’ın, hükümetin bilgisi altında yapılmaktadır. Medyaya yine hükümetin bilgisi altında servis yapılmaktadır. Çünkü Başbakan teknik dinleme diye tanımlamıştır. Teknik dinleme hukuki bir tabirdir. Demek ki Başbakan’ın haberi vardır. Gizli olması gereken bir yargı sürecinin hukuka aykırı biçimde medyaya yansıtılmasından da bilgisi olması gerekir."