Gündem

Bütçe görüşmeleri | Ahmet Şık: Tabutlara sardıkları bayraklarla suçlarını gizleyip kurdukları talan düzeni sürsün istiyorlar

24 Aralık 2023 23:30

TBMM Genel Kurulunda 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri tamamlandı.

TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşimi Pazartesi günü saat 12.00'de toplanmak üzere kapattı.

2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki siyasi parti grupları ve hükümet adına son konuşmalar ve oylamalar pazartesi günü yapılacak.


TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, "Tabutlara sardıkları bayraklarla suçlarını gizleyip, şehadetler, kahramanlıklar yazanlar, kurdukları talan düzeni sürsün istiyorlar. 'Savaşa hayır' dediğinizde 'Taraf olmayan bertaraf olur' diyerek üstünüze yürüyor. Her türlü şiddeti, katliamı kınadığınızda 'Bedelsiz olmaz bu işler' diyerek parmak sallıyor. Ama saraydakiler sefa sürerken gecekondudakiler ölüyor" dedi. 

Ekonomiye değinen Gelecek Partisi vekili Özbudun, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'yi bir felakete sürüklemiştir, artık Türkiye bu uçurumdan yuvarlanmaktadır" ifadelerini kullandı. 

Kurulda söz alan  İyi Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, "Doktorlar, hemşireler ve mühendisler gibi akademisyenler de insanca yaşayabilmek adına yurt dışı arayışlarına girmişlerdir" dedi.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Bozdağ, birleşimin başında, Irak'ın kuzeyinde bölücü terör örgütü tarafından düzenlenen saldırıda şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı ve sabır diledi. Yaralı askerlere de acil şifa dileyen Bozdağ, "Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, aziz milletimizin sarsılmaz birliğine, kardeşliğine, güvenliğimize yönelik hain ve alçak terör saldırısını, bu saldırıyı yaptıran bölücü terör örgütü PKK'yı ve bu terör örgütüne destek veren herkesi, her türlü karanlık gücü ve yularını elinde tutan ülkeleri lanetliyorum" diye konuştu.

Türkiye'nin terörle mücadelesinin son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar kesintisiz devam edeceğini vurgulayan Bozdağ, hiçbir terör saldırısının Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü, milletin birliğini ve kardeşliğini, huzur, güven ve barış ortamını bozamayacağını söyledi.

DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen, Kuzey Irak'ta şehit olan 12 askerin isimlerini kürsüde okuyarak, "Hiç mi bir rezidansa takılmaz o al bayrak?" tepkisini gösterdi. 

Demokrat Partili Cemal Enginyurt, şehit için yas ilan edilmediğine dikkat çekerek, Gazze'de ölenler için 3 gün yas ilan edildi, Suudi Arabistan kralı öldü diye 3 gün yas ilan edildi. 12 askerimiz şehit oldu hala milli yas ilan etmediniz" dedi. 

Genel kurulda milletvekilleri ve parti sözcülerinin açıklamaları şöyle: 

CHP'li Başarır'dan bildiri açıklaması

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da bir kez daha terörü lanetlediklerini belirtti. Başarır, şunları söyledi:

"12 evladımızı şehit verdik. Tüm partiler açıklamasını yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi bildiri yayınladı. Bizim istediğimiz şuydu: Milli Savunma Bakanı buraya gelsin en azından Meclis'i bilgilendirsin. Biz grup olarak bunu istedik. Üzülerek söylüyorum ki bakanı yine göremiyorum. Dün aslında tartışmanın temel sebebi buydu. Biz, PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerini lanetledik ama sayın bakanda Meclis'e olan saygısından dolayı bir izahat vermeliydi."

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bütçe görüşmelerinde 

İyi Partili Fakıbaba akademisyenlerin sorunlarını aktardı 

Bugün Genel Kurul'da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine konuşan İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, şunları kaydetti:

"Bugün özellikle akademisyenlerin sorunlarından bahsetmek istiyorum. Maaşlarının yoksulluk sınırının altında oluşu ve ücretlerinde hiçbir iyileşme yapılmaması mesleğin cazibesini yitirmesine sebep olmuş ve akademiden kopuşlar başlamıştır. Doktorlar, hemşireler ve mühendisler gibi akademisyenler de insanca yaşayabilmek adına yurt dışı arayışlarına girmişlerdir.

Lise eğitimi sonrasında üniversiteyi kazanarak 4 yıllık lisans iki yıllık master, 4 yıllık doktora toplam 10 yıllık eğitimini tamamlayan daha sonrasında iki tez ve birçok yayın yapan bir öğretim görevlisi 2023 yılı itibarıyla ortalama 35-40 bin lira maaş almaktadır. Üniversite mezunu bir devlet memuru 4800 ek göstergeye sahipken aynı üniversiteden mezun akademisyen olmayı tercih etmiş bir kişinin ek göstergesi 4200'dür. Sizce bu adil mi? Ülkemize olumlu katkı sağlayan akademisyenlerin sayısı düşecek, ülke teknoloji, bilim ve ilim alanlarında geri kalmaya devam edecektir."

Ahmet Eşref Fakıbaba

DEM Parti vekili Tiryaki: Açıkça "Ben bu tarikatlarla işbirliği yapıyorum deyin"

Bugün Genel Kurul'da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine konuşan DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, iktidarın eğitim politikalarını eleştirerek şunları söyledi:

"İki aylık bütçe maratonun sonuna geldik. Binlerce konuşma yapıldı. Benim katıldığım altıncı bütçe ve altı bütçenin tamamında teknik olanlar dışında hiçbir değişiklik yapılmadı. Muhalefet vekillerinin onlarca yıllık birikimlerine, müktesebatına dayanarak yaptıkları önerinin hiçbirisini ciddiye almadınız. Bu süre içerisinde hep bir hikaye anlatıyorsunuz. '21 yıldır girdiğimiz her seçimi kazanmıyoruz halk bize güveniyor' sığındığınız tek liman maalesef bu. Ben bu hikayenin edebi yanının olmadığını yalan üzerine kurulmuş saltanatı olduğunu sıralayacağım.

İki protesto etkinliğine katılan insanlara 'silahlı terör örgüt üyesi' diyerek 6 yıl hapis cezası veriyorsunuz. Yargı içerisindeki en büyük düzen hukuk değil rüşvet düzeni. Ülkede eğitim ve sağlık yerlerde sürünüyor. Sosyal güvencesi olan yurttaşların kanser ilaçlarını bile 'karşılamayacağım' diyorsunuz.

Sekizinci sınıfa gelmiş öğrencilerin yüzde 16'sı dört işlemi bilmiyor. Bu Milli Eğitim Bakanlığı'nın verisi. 16 yıl boyunca yabancı dil eğitimi veriyorsunuz, çocuklarımızın yabancı dil seviyesi 'How are you' seviyesinde. Bu kadar eğitimin durumu tam olarak bu. Buna karşı Milli Eğitim Bakanlığı tarikatlarla yaptığı protokolleri savunuyor. ‘Çocukların dağa çıkmasını engelliyoruz' diyor. Sanırsınız vakıflarla yaptığı protokoller Şırnak'ta, Hakkari'de. Bu protokoller Sakarya'da, Kocaeli'nde vakıflarla yapılan protokoller. Açıkça 'Ben bu tarikatlarla işbirliği yapıyorum deyin."

DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü TiryakiDEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki

DEVA Partili Ekmen: Hiç mi bir rezidansa takılmaz o al bayrak?

Söz alan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Kuzey Irak'ta şehit olan 12 askerin isimlerini kürsüde okudu.

Ekmen şunları söyledi:

“Dün burada dört siyasi parti grubunun imzası bulunan bir metin, tam dört kez okundu. Sonra başka bir grubumuz kendi metnini okudu. Ama ne acıdır ki 12 şehidimizin adı bir kez dahi okunmadı. Ölüm, birer sayı değildir. İstatistik hiç değildir. Her biri can evlattır, babadır, kardeştir, arkadaştır, komşudur. Ailelerin metaneti, buğulu gözlerle 'vatan sağ olsun' demeleri çok kıymetli. Ama unutulmamalı ki vatan sağ olanlarla daha güzel. Vatan kaybettikleriyle değil, yaşattıklarıyla daha güzel. Vatan özgür, müreffeh ve geleceğe güvenle bakan gençleriyle daha güzel.

Şehit haberlerinin ulaşıp bayrak takılan o evlerin fotoğraflarını görünce hangi birimizin yüreği ikinci kez parçalanmıyor ki? Hiç mi bir rezidansa takılmaz o al bayrak? Hiç mi bir villanın kapısına gitmez o kara haber? Hiç mi güvenlikli bir sitenin kapısında durmaz haberci taşıyan o ambulanslar? Yemen'den bu yana değişmez mi o kara yazgı? Nasıl yakılmıştı o ağıt hatırlayalım. 'Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir.'”

Mehmet Emin Ekmen

MHP'li Yıldız'dan yeni anayasa çağrısı 

 MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız şunları söyledi:

"Demokrasimizi daha da güçlendirmek için başta yeni bir anayasa olmak üzere yasal ve idari bir takım düzenlemeler yapılmasını gerekli görüyoruz. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun, milli ve manevi değerlerden ilham alan, bize özgü yeni bir anayasaya kavuşmalıdır. Bu milletimize ve gelecek nesillere karşı ertelenemez bir görevdir. Cumhuriyetin yüzüncü yılında Cumhuriyet’in kurucu değerlerine, milletimizin egemenlik haklarına hürmetin gereği olarak 100 maddelik anayasa önerimiz; başlangıç, genel esaslar, temel hak ve görevler, cumhuriyetin temel organları ve son hükümler şeklinde 4 kısım ve 100 maddeden oluşmaktadır.

Anayasa teklifimizde yüce divan yargılaması ve siyasi parti kapatma davalarını, yüce divan adıyla oluşan yeni bir mahkemeye verilmesi düşünülmüştür. Yüksek mahkemeler başlığı altında Sayıştay ve Yüksek Seçim Kurulu'nun statüleri yeniden açıklığa kavuşturulmuştur, yargıya ilişkin üye seçiminde Gazi Meclis'in yetkileri genişletilmiştir. Siyasetin ahlaki bir temele dayandığı, demokratik olgunluk ve uzlaşma kültürünün egemen olduğu bir siyaset anlayışını hakim kılmak hepimizin görevidir. Anayasa da yer alan temel ilkeler çerçevesinde kalmak şartıyla her siyasi partiye, teşkilat yapısını ve işleyişini belirleme hakkı tanınmalıdır.

Milletvekillerinin ve siyasi partilerin çalışmaları tüm yönleriyle etik esaslara bağlanmalı ve siyasi partiler ile parti yöneticilerinin siyasi faaliyetlerine ilişkin gelir kaynakları ve seçim harcamaları etkin bir biçimde denetlenmeli ve kamuoyunun bilgisine sunulmak için düzenleme yapılmalıdır. Siyasette kirlenmeyi tetikleyen unsurlardan biri olan siyasetin finansmanına ilişkin tartışmalar böylece son bulacaktır. Milletvekili dokunulmazlığı kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar dışında kaldırılmalıdır. Milletvekillerinin işlediği suçlar sebebiyle hazırlanmış ve Karma Komisyon'da bekleyen fezlekeler gündeme alınarak kesinlikle sonuçlandırılmalıdır.

Kamuoyu araştırma şirketleri sipariş üzerine raporlar yayınlıyor ve istediği partiyi, istediği ölçüde gösterip hasım olduğu partiyi de olduğunun çok altında gösterebiliyor. Dolaşıma sokulan sahte bilgiler, modern demokrasinin vazgeçilmez operasyon unsuru haline gelmiştir. Bu sahtekarlığa karşı bir düzenleme yapmak şarttır. Kamuoyu araştırmaları yüksek, bilimsel ve ahlaki standarda uygun olarak gerçekleştirilmeli kanun ile belirlenecek ilkelere aykırı olarak araştırma adı altında kamuoyunu bir kuruluş bir kurum, ürün, hizmet, ideoloji veya kişi hakkında olumlu ya da olumsuz yönlendirmek veya etkilemek maksadıyla yalan, yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgiler sunan kamuoyu şirketlerinin sorumlularına caydırıcı cezalar getirilmelidir.

"Meclis içtüzüğü yeni bir anlayışla ele alınmalı"

1973 yılında yürürlüğe giren TBMM İçtüzüğü'nün çeşitli maddelerinde birçok değişiklik yapılmış ve İçtüzüğün sistematiği bozulmuştur. Meclis İçtüzüğü yeni bir anlayışla ele alınmalı ve Meclis çalışmalarında kurumsal yeniliklere ihtiyaç olduğu açıktır. İçtüzük değişikliği ile gözetilmesi gereken temel ilke etkin, verimli ve kaliteli, sağlıklı bir şekilde çalışma düzeninin ortaya konulmasını sağlanması olmalıdır. Faaliyetler Genel Kurul yerine komisyonlarda şekillenmeli ve komisyon odaklı yasama süreci, yasama faaliyetlerinin kalitesini artıracaktır."

Feti Yıldız

Gelecek Partili Özbudun: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'yi bir felakete sürükledi 

Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, şunları söyledi:

"Dünkü gazetelerde belki okudunuz, çok uzun yıllardır Türkiye'de olan, üretimde bulunan yabancı şirketler artık Türkiye'yi terk etme kararı aldı. Bunlardan biri British Petrol biri Honda, diğeri Borusan daha çok şirket var, gazetelere bakarak görebilirsiniz. British Petrol 1912'de bu topraklara geldi. Bu ne anlama geliyor? Bu topraklarda Birinci Dünya Savaşı’nı gördü, İstiklal Savaşı’nı gördü, çeşitli darbeleri gördü, çok sayıda krize tanıklık etti ama Türkiye'yi terk etmedi fakat şu anda Türkiye'yi terk etme kararı aldı. Fortis’e yapacağı bir yatırımdan vazgeçti, o yatırımı Türkiye'de gerçekleştirmeyecek. Sanıyorum bu veri demetleri bize bir şey söylüyor. Nedir söylediği? 'Sizlerin oylarınızla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'yi bir felakete sürüklemiştir, artık Türkiye bu uçurumdan yuvarlanmaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de kuruldu. Bu ne demek oluyor? Bu Meclis bir yandan İstiklal Savaşı’nı sevk ve idare ederken diğer yandan modern Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu ve o Meclis’te görev yapan milletvekilleri Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarını tüm dünyada alnı açık, başı dimdik bağımsız kişiler olarak ilan etmeyi başardılar. Peki, bugün Türkiye nerede? Pasaportu değersiz hale gelmiş, vize kuyruklarında bekleyen akademisyenleri, sporcuları vize alamadıkları için ulusal arenalara çıkamayan bir ülke."

Serap Yazıcı Özbudun

Demokrat Partili Enginyurt: 12 askerimiz şehit oldu hala milli yas ilan etmediniz

Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt şunları söyledi:

"Acıları anlatmak zor ama acıları anlatırken yapılan yanlışları söylememek daha zor. 12 vatan evladı şehit oldu. Gazze'de ölenler için 3 gün yas ilan edildi, Suudi Arabistan kralı öldü diye 3 gün yas ilan edildi. 12 askerimiz şehit oldu hala milli yas ilan etmediniz. Edilmediği gibi Gazze'de ölenler var diye Cumhuriyetin yüzüncü yılında Cumhuriyeti kutlamayan TRT, dün akşam Metin Şentürk diye sarayın nöbetçi bir sanatçısıyla canlı yayına devam etti, türkülerine, şarkılarına devam etti. Böyle mi bu vatan evlatlarının acısını yüreğimizde yaşayacağız? TRT genel müdürüne 'dur' diyecek bir ses yok mu? Bu vatan evlatları bunu mu hak etti?

İsimler okunurken sözleşmeli er, sözleşmeli uzman çavuş. MHP'de dahil olmak üzere uzman çavuşlar, sözleşmeli er kavramı kaldırılsın dedik, demeye devam ediyoruz. Çünkü vatan savunmasının sözleşmesi olmaz. Vatan için mücadelenin sözleşmesi olmaz. Kuzey Irak'ta karlı bir havada, kancıkça bir pusuda şehit olmayı kendisine yakıştırdığımız insanları Ankara'da orduevlerine almıyoruz. Vicdanlarımız sızlamıyor mu? Kalplerimiz bu kadar mı karardı? Bu vatan evlatlarına kadroyu bile hala layık görmediysek Milli Savunma Bakanı’na sormak lazım; intikam yeminleri edene kadar bu vatan evlatlarının hakkını ve hukukunu korumayı da bilmelisiniz.

Terörle mücadelede kolunu kaybetmiş, gözünü kaybetmiş, elini kaybetmiş 20 bin vatan evladı var. Sakatlanma yüzde 40'ın altında diye gazi sayılmadılar. Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir kafa yapısı? Vatan için can vermeyi göze aldıklarından kurşun yemişler ama maalesef biz bunları MHP'nin, İYİ Parti'nin, CHP'nin ve DP'nin kanun teklifi var, 'Gazi sayalım' diyoruz ama hala görmezden gelip, nutuk atılıyor. Bu yanlışı da şiddetle reddediyorum. Dün akşam burada 4 parti bir metne imza atıyorsunuz. CHP'de kendi gerekçeleriyle kendi bir metin imzalıyor. Bu Meclis'te 4 parti mi var? 15 milletvekiliyle DEVA Parti'si, 3 milletvekiliyle DP böyle bir metne imza atmaktan onur duyar, şeref duyar. Ama siz bizi görmezden geliyorsunuz, yazıklar olsun. Bu anlayış ayrımcı bir anlayıştır, bu anlayış ötekileştiren bir anlayıştır. Biz de milletin vekiliyiz, biz de milleti temsil ediyoruz.

TBMM Başkanını, Sayın Meclis Başkanvekilinin şahsında şiddetle kınıyorum. DEVA Partisi'ni ve Demokrat Parti'yi, 18 milletvekilini yok sayan irade, irade değildir. Bu anlayış adaletli bir anlayış değildir, hukuk anlayışı değildir. Milletimizin ortak acısından bir olmayı başarabilmek için, Hacı Bektaş-i Veli'nin dediği gibi, 'Bir olmalıyız, iri olmalıyız, diri olmalıyız.' Ama bu konuda samimi olmalıyız."

Cemal Enginyurt 

İyi Partili Erhan Usta: Meclis’in bütçe hakkı gasbediliyor

Genel Kurul'da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerine konuşan İyi Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, şunları söyledi:

"Merkezi yönetim bütçesinin, 2024 bütçesinin daha doğrusu, son maddesi bu. Yaklaşık bir ay Plan Bütçe Komisyonu’nda, on beş gündür de  Genel Kurul'da bütçeyi tartışıyoruz. Yani 'Verimli bir bütçe oldu mu’ sorusunu ben aslında hani kendi kendime sormak istedim. Öyle baktığımızda, bu bütçe görüşmelerinin maalesef çok verimli olduğunu ifade etmek mümkün değil. Bunun birkaç nedeni var yani burada bir defa sayın bakanlar elbette geldiklerinde kendi faaliyetlerini anlatacaklar veya geleceğe ilişkin yapacaklarını anlatacaklar ama onlar bazen öyle bir anlattılar ki yani hakikaten 'Hangi ülkeyi tarif ediyorlar' diye insan kendi kendisine sormadan edemedi.  Elbette sürekli bir muhalefet gibi kendi kusurlarını söylemelerini beklemiyoruz ama zaman zaman, hele hele yani son iki yılda yaşadığımız ekonomik problemleri, bütçe problemlerini falan da göz önüne alınca yani bir özeleştiri yapılması gereği çok net bir şekilde ortadayken bu özeleştiri yapılmadı. Bunu sadece Sayın Mehmet Şimşek yaptı o da burada yapmadı, o da dışarıda yaptı. Yani onun dışında hiçbir bakan maalesef bu özeleştiriyi yapmadı.”

Muhalefet partilerin eleştirilerinin ve önerilerinin AKP tarafından dikkate alınmadığını belirten Usta şöyle devam etti:

"Bütçenin Genel Kurul’da zaten değişiklik olmasını beklemiyoruz ancak Plan Bütçe Komisyonu’nda bile teknik bir değişiklikten sonra bir genel müdürün başkanlığa dönüştürülmesinin dışında, hiçbir değişiklik olmadı değerli arkadaşlar. Dolayısıyla bunların olmaması tabi buradaki söylenen her şeyin çok da anlamının olmadığı gibi bir noktaya bizi maalesef götürüyor. Şimdi, maliye politikasının geneliyle ilgili Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız da buradayken birkaç değerlendirme yapmak istiyorum. Hepimizin bildiği gibi biz hep şundan şikayet ediyorduk son iki yıla kadar. Meclis’in bütçe hakkı gasbediliyor yani. Hükümet çok ciddi bir şekilde Meclis’in kendisine verdiği ödeneklerin üzerinde ödenek kullanıyordu, harcama yapıyordu, bu da Meclis’in bütçe hakkının gasbedilmesiydi. Son iki yılda şöyle veya böyle ama en azından parlamentonun hakkı hukuku açısından iyi bir şey yapıldı, ek bütçe ihtiyaçları doğdu, ek bütçeye gidildi. Tabi buradaki ek bütçeye ihtiyacın çok yüksek olması da ayrı bir şey, yani geçmiş yıllarda bu kadar değildi. Örnek olsun diye söylüyorum, 2022 yılında orijinal bütçesinin yüzde 68’i üzerinde bir harcama yapılıyor. Bunlar evet, ödenekleri var mı? Var, çünkü ek bütçe kanunuyla çok ciddi bir ödenek alınmıştı, ilave ödenek alınmıştı. Gelirler orijinal bütçede söylenenin yüzde 90’ı üzerinde gerçekleşmiş. Yani bunlar, tabi akla şu soruyu getiriyor, 2022 biraz istisnai bir yıl diyebilirsiniz, o 2021'deki o macera kararlardan sonra 2022'de her şey altüst oldu belki ama yani yine böyle olmakla birlikte sekiz aylık veriyle hadi, bu orijinal bütçeyle çok ciddi yüzde 90 sapma var ama sekiz aylık veriyle eylül ayında yapılan tahminle yıl son arasında da çok ciddi sapma var. Bunların nedenlerinin üzerine gitmek lazım. Özellikle son iki yılda, bu yıl da muhtemelen öyle bir şey olacak.

Erhan Usta

CHP'li Bingöl: Bu parlamentoda çok nitelikli bütçe görüşmeleri olurdu

Genel Kurul'da 2022 Yılı Merkez Kesin Hesap Kanunu’nun 2. maddesi üzerinde konuşan CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, şunları söyledi: 

"Bize iki perdeli bir tiyatro oynatıyorlar. Birinci perdesi Plan Bütçe Komisyonu'nda, ikinci perdesi Genel Kurul'da. Bu parlamentoda çok nitelikli bütçe görüşmeleri olurdu. AK Partili arkadaşlar diyor ya 'Bizden önce demir yolu yoktu. Bizden önce traktör yoktu, buzdolabı yoktu' diyorlar. Bende o arkadaşlara şunu hatırlatayım, vallahi sizden önce bu parlamentoda çok nitelikli bütçeler hazırlanırdı. Bir defa bütçe disiplinine sonuna kadar riayet edilirdi. Ek bütçe yapılırdı, daha bütçe çıkmamış 2 trilyondan fazla açık var. Şimdi Plan ve Bütçe’den sonra burada da bir tane değişiklik yapılmadı, aynen geçti. Tarihe çok ciddi not düşecek bir takım olayalar geçti. Bunlardan bir tanesi milletvekili arkadaşımızın hayatını kaybetmesi. O sıralara vurmak o çirkin lafları etmenin sonucunda milletvekili arkadaşımız burada son nefesini verirken dahi 'Allah'ın gazabı' diyebilecek kadar çirkinleşti bu olay.

"Motorize birlik gibi kendisi bile söylediğini anlamıyor"

Bir bakan buraya çıktı, gülüşerek bakanlığının bütçesini açıklıyor. Yahu motorize birlik gibi kendisi bile söylediğini anlamıyor. Hiçbirimiz bir şey anlamadık. Bir milletvekili Kürtçe bir kelime söylediğinde bununla ilgili hemen eleştiri yöneltiliyor. Vallahi o gün Meclis Başkanvekili, Osman Aşkın Bak'ın o konuşmasını çözümlemesi gerekirdi. Bir Allah'ın kulu anlamadı. İlk kez parlamento tarihinde iktidar partisi kürsüyü işgal etti. Genel Kurul salonunu boşalttı... Mehmet Şimşek geldi. Yüzüne karşı söyleyecektim bunları. Bu kürsüye geldi pembe bir tablo rakamlara boğdu ve 'ceğiz' ile 'cağız' ile 21 yıldır leyleğin ömrü lak lakla geçer misali anlattı gitti. Ne çözdün 7 ayda bir şey söyle."

Tekin Bingöl

"Muhalefet partilerinin toplum lehine, kadınlar lehine, çocuklar lehine verdiği önergeler kabul ediliyor mu?"

Bütçe teklifinin 3'üncü maddesi üzerine söz alan DEM Parti Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit şunları söyledi:

“Bütçenin hazırlık aşamasında toplumun hiçbir kesiminin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, kadınların, siyasi partilerin görüşüne başvurulmaması ve bildik ezberlerle 'Ben yaptım, olur' anlayışıyla yeniden Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edildiğini her yıl tekraren görüyoruz ki bu yıl yedincisi yapılıyor bu bütçenin. E, peki, Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiğinde tek bir cümlesi değişiyor mu? Muhalefet partilerinin toplum lehine, kadınlar lehine, çocuklar lehine verdiği önergeler kabul ediliyor mu? Hayır, edilmiyor. Orada da 'El kaldır, el indir' mantığıyla ne yazık ki mevcut teklif geçirilerek Genel Kurula geliyor ve Genel Kurulda da ne yazık ki bir seremoni olarak sürecin işletildiğini hep beraber görüyoruz.

"21 yıllık iktidardan sonra hâlâ yapacaklarını vadeden bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor"

Sayın Vedat Işıkhan kendi konuşmasında kadınlara ilişkin de istihdamda bir artış yapacaklarını ifade etti, 21 yıllık iktidardan sonra hâlâ yapacaklarını vadeden bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor. Diğer bir mesele, bütçenin büyük kalemlerinin aslında faize ayrılması ve bütçeden emekçilerin aslında çok az bir şekilde pay alması meselesi var. Bakın, yine Çalışma Bakanı Vedat Bey konuşmasında şöyle bir itirafta bulundu, dedi ki, 'Evet, bu ülkede vergi adaletsizliği var.' Ben buradan söylüyorum Sayın Bakana, Sayın Bakan, günaydın, iki bin yıl sonra, yirmi iki yıl sonra gerçekten bu ülkede bir vergi adaletsizliği olduğunu tespit etmeniz büyük bir olay Türkiye açısından.

"Beşli çete vergi vermiyor"

Neden bunu söylüyor Sayın Bakan? Çünkü artık bu üstü kapatılamaz bir hakikat, bu ülkede dolaylı vergiler KDV, ÖTV’nin yükü işçinin, emekçinin sırtında ama servetine servet katanların, yıllık ciroları yüzde 400’leri bulanlar, bankalar, işverenler, işte büyük o beşli çete denilen Makyol’u, Limak’ı ve benzeri diğer bütün firmalar ne yazık ki gerçek anlamda vergi vermiyorlar.

"MESEM’lerle Milli Eğitim Bakanlığı çocuk işçiliğini resmileştirmiş durumda"

Şimdi, Sayın Bakan okul ve sektör iş birliğinden bahsediyor yani ara eleman ihtiyacının aslında liselerden başlanarak karşılanacağını ifade ediyor. Biz söyleyelim, şu anda MESEM’lerle Milli Eğitim Bakanlığı çocuk işçiliğini resmileştirmiş durumda değerli arkadaşlar. Haftanın dört günü çocuklar atölyelere gidiyor, fabrikalara gidiyor, çalışıyorlar, haftanın bir günü okula gidiyorlar. Şimdi, Sayın Bakan da diyor, 'Bu iş birliğini artıracağız' Ne yapacaklar biliyor musunuz? OSB’lerin içine okul yapacaklar, okulu okul olmaktan çıkaracaklar ve okul-fabrika dönemine geçiş yapacaklar ve bunu da övünerek bizlere anlatıyorlar çünkü Milli Eğitim Bakanı da aynı zamanda bu okulların nasıl büyük cirolar yaptığını, ekonomiye nasıl büyük katkılar yaptığını büyük bir övünçle anlatmıştı ama aynı Milli Eğitim Bakanı şundan hiç bahsetmiyor, bu ülkede okula aç gidip gelen çocuklar olduğundan, okulda aç olduğu için bayılan çocuklar olduğundan hiç bahsetmiyor ya da işte geliyor burada, halkın kürsüsünde neyi savunuyor? Tamamen aslında 2071 tahayyülleri olan dindar ve kindar bir nesli yetiştirmenin yolunu anlatıyor."

Gülüstan Kılıç Koçyiğit

"Yine gencecik bedenler toprağa düştü"

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, bütçe görüşmelerinde söz alarak şunları söyledi: 

"Meclis iç tüzüğünün anti demokratikliği nedeniyle nadiren kullanabildiğimiz bu kürsüde bugün bütçe üzerinde konuşacaktım. Ama şiddetin çözüm değil sorunun kendisi olduğunu görmemekte ısrar nedeniyle yine gencecik bedenler toprağa düştü. Yoksul evlerini yine ölümün ateşiyle saran şehit haberleri ardı ardına geldi. Hayatını kaybedenlerin acılı ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Hasan Bitmez’in ailesi ve sevenleri ile Saadet Partisi camiasına da sabır diliyorum.

"Çocuklar terörist olmasınlar diye cemaatlere veriyoruz diyecek arsızlığı anlatacaktım"

Sadece din tüccarlığınızı değil vatan millet tüccarlığınızı, herkesi terörist ilan eden bu ajitasyonun yeni kabine sözcüsü olan atanmışın Milli Eğitim Bakanı sıfatıyla karşımıza çıktığını söyleyecektim. Eski suç ortağınız Gülen Cemaati’nin FETÖ’ye dönüşmesinin müsebbibi olan sizlerin, laikliğe son verme gayesiyle çocukları teslim ettiğiniz o tarikat ve cemaatleri, hücre hücre devletin her kademesine yerleştirip, darbe yaptıklarında 'FETÖ' demenizi sonra da karşımıza çıkıp, 'Çocuklar terörist olmasınlar diye cemaatlere veriyoruz' diyecek arsızlığı anlatacaktım. Bir milletvekilinin anadiliyle yaptığı selamlamaya 'Ya bize küfür ediliyorsa' diye mukabele eden ve 'Dinde zorlama yoktur' diyen sizlerin dilde de zorlama olamayacağını öğrenmesi gerektiğini, Parlamento çatısı altında bile insanlara bir dili zorunlu kılarken anadillerini yasak ya da seçmeli hale getirmenin adalet olmadığını anlatacaktım. Kürtlerin Kürt olma talebini bir ihlal, cesaretini ise bir suç olarak gören sizlerin, ana diliyle konuşulmasından değil, bir toplumun haysiyetini temsil eden bu duruştan rahatsız olduğunuzu söyleyecektim. Bu ülkede yaşayan tüm halkların kurtuluşu ve akan kanı durdurarak barışı hâkim kılacak olanın istismar ettiğiniz dilinizdeki İslam ve hamasi bir milliyetçilikle bezeli şiddette ısrar değil, eşitlik olduğunu söyleyecektim.

"Devlet soygununun faturası gençlerin canıyla ödetiliyor"

Herkesin devletin sahibi olabildiği bir egemenlik ortaklığı ve eşitlik. Bunu görmemekte ısrar ederek ya da bilirken bilmiyormuş gibi yaparak şiddet dilinin siyasetçi generalliğine soyunanların talimatları ve tehditleri yüzünden bitmeyen savaşlara durmayan ölümlere çokça tanık olundu. Şiddeti çözüm diye sunarak yoksul çocuğunun kanı üzerinden yapılan siyasetin, devlet soygununun faturası gençlerin canıyla/kanıyla ödetiliyor. Barışı savunmayı kolay sananların, başkalarının hayatları üzerinde bu kadar kolay ölümcül ahkamlar kesmesi elbette tesadüf değil. Gençler ölüp halk kaybederken, silahı tutan ve birbirini kırdıranlar bu yüzden her zaman kazanıyor. Şiddetle gücünü var ettiğini sananlar, sürekli öldürmekten, yok etmekten bahsediyor ve bununla gururlanıyorlar. Tabutlara sardıkları bayraklarla suçlarını gizleyip, şehadetler, kahramanlıklar yazanlar, kurdukları talan düzeni sürsün istiyorlar. 'Savaşa hayır' dediğinizde 'Taraf olmayan bertaraf olur' diyerek üstünüze yürüyor. Her türlü şiddeti, katliamı kınadığınızda 'Bedelsiz olmaz bu işler' diyerek parmak sallıyor. Ama saraydakiler sefa sürerken gecekondudakiler ölüyor. Yoksul ailelerin omuzlarındaki tabutların sorumluluğu hepimizin üzerinde. Yan yana durarak, barış isteyerek güçleneceğimiz yerde şiddeti çözüm görenlerin nefretine yenik düşüyoruz, can veriyoruz. Savaşın, katliamların korkak birer seyircisine dönüştürüldüğümüz kanın kanla yıkandığı bir bedele mahkûm değiliz.

"Hayatla, kanla bedel ödemek istemiyoruz"

Artık hayatla, kanla bedel ödemek istemiyoruz. Bedel ödenecekse barış için, eşitlik için, özgürlük ve demokrasi için ödenecek. Bunun gerçekleşmesi için ihtiyacımız olan tek şey cesaretli olmak. Tarihin yükünden, bu tarihi çarpıtan tek tip devlet ezberinden, bu ezberle kirletilen zihinlere sahip toplumsal hafızadan, linççi kalabalığının çıkardığı gürültüden azade düşünebilme cesareti. Güçten, güçlüden korkmama cesareti. Zalimin değil mazlumun yanında durma cesareti. Firavun karşısında Musa olabilme, hakikati, doğruyu ve hakkı söyleme cesareti. Çünkü hakikate kendinizden daha fazla saygı duymayı yitirdiğinizde, zalimin karşısında korkak olmayı tercih ettiğinizde elinizde kalacak tek şey utanç olur. Anlamını, haysiyetini ve taşıdığı umudu utanca ezdiren bir hayat ise insana sadece yüktür. Çaresiz kalışımızdan utanmanın ağırlığından kurtulmanın tek bir yolu var barış demekte ısrar etmek."

Ahmet Şık 

"TİP adına bu kürsüye ‘Haddinizi bilin’ demeye geldik"

Birleşimin son konuşmasını yapan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, şunları söyledi:

"Bütçenin sonuna geldik 5 dakikada bütçe anlatmam mümkün değil, şöyle yaptım yıllar sonra baktığımızda ‘Akılda ne kalır’ diye sordum. Bir milletvekilinin gerçekleri söylerken kalp krizi geçirdiği ve hayatını kaybettiği, tutanaklara göre AKP grubunun ‘Oh olsun’ dediği… Başka bir milletvekilinin sevgili Can Atalay’ın esir tutulduğu bütçe görüşülürken bile burada olmadığı iktidarın buna da ‘oh’ dediği… Yıllar sonra bakıldığında sadece ve sadece bu iktidarın  şımarıklığı ve hadsizliği gözükür. İşte tam da bu nedenle TİP adına bu kürsüye ‘Haddinizi bilin’ demeye geldik. Buraya çıkıp da milyonlarca emekçinin alın terinden alınan parayı ‘İstediğim patrona aktarırım, istediğim tarikatlara veririm’ diyenleri uyarıyorum, haddinizi bilin.

"Siz bu halkın acılarını kullanarak iktidar oldunuz"

Sayın iktidar vekilleri, siz bu halkın acılarını kullanarak iktidar oldunuz. Denize düşen yılana sarılır sözü hiç söylenmese sizin için söylenirdi. Sizin şımarıklığınızın temel nedeni bu seçim sonuçları. Kenan Evren sizin gibi 52 değil yüzde 92 almıştı. Bugün adını hayırla anan bir kişi göremezsiniz. Hitler’in haritası sizinkinden daha fazla kapsamış dünyada adını anan bir kişi görmezsiniz. Siz bile Kenan Evren’in eteğinde büyüyen siz bile sözde ona karşı çıkmak zorunda kaldınız. O yüzden şımarmayın yüzde 52 aldınız diye gerçekler değişmez. Siz zengini seven yoksulu ezen bir iktidarsınız. Siz, ‘Dindar ve kindar nesil yaratacağız’ dediniz uyuşturucu kaçakçısını Yeşilay Başkanı yaptınız. Siz, ‘Ahlak, erdem dediniz’ insanlar depremde ölürken çadır satacak kadar alçalan birini başkan yaptınız."

Erkan Baş

Bütçe görüşmelerinin ardından gündem yoğun: Çalışan emekliye 5 bin lira; İsveç’in NATO’ya katılımı

Genel Kurulda, 11 Aralık'ta başlayan bütçe görüşmeleri, yarınki son gün görüşmelerinin ardından sona erecek. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Genel Kurulda oylanacak. Bütçe görüşmelerinin ardından Genel Kurul, 26 Aralık Salı günü çalışan emeklilere bir defaya mahsus 5 bin lira ödenmesi ile ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin yarım kalan görüşmelerine devam edecek.

Genel Kurul, bütçe görüşmelerinden önce 43 maddesi kabul edilen 86 maddelik teklifin diğer maddelerini ele alacak.

Ayrıca TBMM Dışişleri Komisyonu, Komisyon Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Fuat Oktay başkanlığında 26 Aralık Salı günü toplanacak. Komisyon, uluslararası anlaşmaların uygun bulunmasına dair kanun tekliflerini ve İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifini görüşecek.

Salı ve çarşamba günleri Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin, grup toplantıları yapılacak.