Gündem

TBMM Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Alt Komisyonu dağılıyor: Dışarıdan bir itibarsızlaştırma yaşadık

Komisyon Başkanı ve AKP Milletvekili Miroğlu, Diyarbakır Cezaevi Komisyonu’nu bitirme kararını açıkladı

17 Eylül 2017 01:08

AKP Mardin milletvekili Orhan Miroğlu, “Yüzleşme Müzesi” hayalini dile getirerek çalışmalarını başlattığı TBMM Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Alt Komisyonu’nun bitirildiğini açıkladı. Komisyonun itibarsızlaştırıldığını söyleyen Miroğlu, “Dışarıdan bir itibarsızlaştırma yaşadık bilhassa PKK çevrelerinden işte buradan bir şey çıkmaz gibi çünkü o cezaevine ait tarihi kendi özgün tarihleri gibi görüyorlar” dedi. Komisyonun devamı için ‘iklim’ vurgusuna değinen Miroğlu, “Bu iklimde daha fazlası olabilir miydi; belki olabilirdi ama bizim de koşullarımız ancak bu kadarına el verdi” diye konuştu.

TBMM’de 2015 yılında 4 siyasi partinin de destekleriyle kurulan, 2016 yılında 12 Eylül döneminin işkencelerinden geçerek hayatta kalmayı başaran tanıkları,  işkenceci bir gardiyanı dinleyen Meclis İnsan Hakları Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Alt Komisyonu kısa sürede çalışmalarını sonlandıracak. TBMM açıldıktan sonra komisyon üyeleriyle yapılacak toplantıyla kararın alınması bekleniyor. Miroğlu, Diyarbakır Cezaevi ziyaretini gerçekleştireceklerini ardından rapor yazımına geçeceklerini söyledi.

Komisyonuyla ilgili T24’ün sorularını yanıtlayan AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu’nun, açıklamaları şöyle:

AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu

“Gerçek bir yüzleşmeydi”

Diyarbakır Cezaevi’nde neler olup bittiği bir sır değil, aşağı yukarı neler olduğu bugün biliniyor. Buna rağmen biz acı şeyleri yaşamış çok sayıda insanı davet ettik, çok iyi oturumlar oldu, karşılıklı bazen duygusal anlar yaşadık ve ağladık hep beraber. Gerçek bir yüzleşmeydi. Bana göre bu yüzleşme Türkiye’de bir ilkti ve Meclis çatısı altında yapılıyor olması daha da önemliydi.

“Dışarıdan itibarsızlaştırma yaşadık”

Biraz da itibarsızlaştırıldı, dışarıdan bir itibarsızlaştırma yaşadık bilhassa PKK çevrelerinden işte buradan bir şey çıkmaz gibi çünkü o cezaevine ait tarihi kendi özgün tarihleri gibi görüyorlar. Başkalarının da burada yargılandığı başkalarını da bu tarihin bir parçası olduğu pek akıllarına gelmiyor doğrusu.

Diyarbakır Cezaevine konuşma yetkisi ve hakkı sadece kendilerinde görüyorlar. Bu bakımdan kendi medyalarında zaman zaman görüyordum bu çalışmayı önemsiz göstermek ve itibarsızlaştırmak gibi bit uttum içindeydiler biz buna rağmen sürdürdük çalışmamızı. Çok sayıda tanık dinledik, çok spesifik olarak Altan Tan’ın babasının öldürülmesi gibi bir olayı o hadiseden ceza almış gardiyanı dinledik. Hatta Altan Tan ben o oturumda olmak isterdim yani mağdur ve sorumlu fail gibi ama onu biz yapmadık üzücü bir sonuç çıkmasın diye. Altan Bey’i ayrı dinledik ama o gardiyanı ayrı dinledik.

“Bu iklimde daha fazlası olabilir miydi”?

Başlangıç için çok faydalı bir çalışma oldu bu iklimde daha fazlası olabilir miydi; belki olabilirdi ama bizim de koşullarımız ancak bu kadarına el verdi. Çok iyi bir medya çalışması yaptık. Profesyonel olarak çalışıldı, Meclis kütüphanesine girerek 1979’den 12 Eylül’e giden süreci ve 12 Eylül ‘den sonrası 1984’e kadar olan süreci inceledi. Şu anda iki cilt olarak masamda duruyor ve onu da kitaplaştıracağız. Bir ülke darbeleri yaşarken nasıl bir siyasi ve sosyal ortamdan gelip böyle bir ortamın içine yuvarlanıyor onun anlaşılmasını istedik.

“Mamak’tan PKK gibi meşgul eden bir örgüt çıkmadı”

Diyarbakır’da şunlar şunlar oldu şu kadar cinayet işlendiğinin dışına çıkıp siyasi sebepleri üzerinde durmak istedik. Mamak’ı düşündüğünüzde PKK gibi meşgul eden bir örgüt çıkmadı, çıktıysa da siyasi hayatını sürdüremedi. Diyarbakır cezaevinde farklı bir durum yaşandı ve PKK’nin kendisini organize etmede, yeni bir mücadele geliştirmede önemli bir basamak yeri oldu bu a örgüt liderleri zaman zaman söylüyorlar. Bugün biz FETÖ olayına baktığınızda da aynı şey. Gülen Grubunun 12 Eylül’ü destekleyen bir gurup olduğunu bugün herkes biliyor.

“Biz durum tespiti yaptık”

Bu çalışmanın sonucunda kimse şöyle bir şey beklemiyordu yeniden yargı süreci falan. Bu komisyonumuzun görevle içinde değil. O işin başka bir tarafı. Bir durum tespiti yaptık ve tarihe bir kayıt düştük. Rapor yazma aşamasındayız, Meclis açıldığı zaman komisyonumuzun üyeleriyle toplantı yapacağız.

 Yüzleşme Müzesi ne olacak?  

Yüzleşme müzesi komisyonu kurarken ortaya attığımız fikirdi, ben hala bunun Türkiye açısından bunun doğru bir fikir olduğu kanaatindeyim. Kamuoyu ortamı bugün yaşadığımız hadiseler bu fikrin gerçekleşmesi için ne kadar elverir mi onu bilemem ama bir müze haline gelmesi fikrinde uzlaşma olacaktır.

Komisyon nasıl kuruldu?

AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu’nun Diyarbakır 5 ‘No’lu Cezaevi ile ilgili alt komisyon kurulması önerisi, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde CHP ve HDP’nin oylarıyla 2015’in son ayında kabul edildikten sonra komisyon kolları sıvamıştı.

Komisyonun ilk toplantısında Miroğlu, “İnceleme komisyonunda klasik olarak birtakım incelemeler yapıp noktayı koyma fikriyle hareket etmeyeceğiz. Çok ayrıntılı gerekçelere sahibiz. Durum tespiti yapmaktan öte, bunu kamuoyuna taşımak ve kurumlarıyla birlikte cezaeviyle ilgili önümüzdeki dönemde oluşabilecek hafıza ve yüzleşme mekanı olarak düzenlenmesi amaçlanıyor. Bunun için hakiki yüzleşmeye ihtiyacımız var. Ben Diyarbakır Cezaevi'nin hem mağduru hem de tanığıyım. 12 Eylül'den sonra Diyarbakır Cezaevine girmiş birisi olarak belirtmeliyim ki iki yıl içinde 40'a yakın arkadaşım orada öldü. Burada işlenen faili meçhul cinayetler ve bugün gündemimizi işgal eden Kürt meselesinin neden şiddetle terör zeminine taşındığı anlamak için Diyarbakır Cezaevi ile ilgili gerçek ve samimi yüzleşmeyi gerektiriyor” demişti