HDP Başkanvekili Mithat Sancar, AKP'liler tarafından süre sınırlaması getiren öneriyi işleme almadığı gerekçesiyle bugün görüşülecek olan önerge sırasında Genel Kurul'da 'gerginlik yaşanmaması' ileri sürerek oturumu kendisini yöneteceğini söyleyen TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın kararıyla ilgili açıklama yaptı. İç Tüzük'ün grup önerisi yoluyla değiştirilmesi sonucunu doğuracak bir işlemi uygun bulmadığı için işleme koymadığına dikkat çeken Sancar, “Bu tablo bir kayyımlık tablosudur. Evet, bir kayyumluk tablosu olarak görüyorum, Parlamento'nun ruhuna ve geleneklerine uygun bulmuyorum, demokratik teamüllerin yerleşmesi çabasına da bir sekteye uğratma müdahalesi olarak yorumluyorum” dedi.
TIKLAYIN-AKP önergesi tartışılacak | İsmail Kahraman, HDP'li Mithat Sancar'ın yöneteceği oturuma kendisi çıktı!
HDP’li Sancar’ın kendisi yerine oturumu yöneten Kahraman’ın açtığı Genel Kurulda yaptığı konuşma şöyle:
"Bugün Genel Kurulu sizin yönetmeniz normal ve olağan bir durum değil; buna dair bir açıklama yapılmadan görüşmelere geçilmesini de doğru bulmadığım için kısa bir açıklama yapma ihtiyacı duydum.
Aylık nöbet çizelgesine göre, bugün Genel Kurulu benim yönetmem gerekiyordu ancak siz bir tasarrufta bulundunuz ve bizzat yönetmeye karar verdiniz; gerekçe de, dün Meclis'te yaşanan gelişmelerdi. Bunlara gerilim demeyi asla istemem çünkü bana göre ve objektif bakan insanlara göre son derece olgun, demokratik, biraz tansiyonu yüksek de olsa sakin bir görüşme günü geçirdik, önemli bir mevzuyu pek çok yönüyle tartıştık. Ben de demokratik teamüllere, İç Tüzük'e ve parlamentoculuğun ruhuna uygun davranmak için elimden geleni yaptım. Bir konuda farklı bir yorumum vardı ve bu yoruma göre de takdir yetkimi kullanarak bir öneriyi işleme koymadım.
Sizin bugün Meclisi bizzat yönetme isteğinizin, tasarrufunuzun gerekçesinin de bu olduğunu anlıyoruz. Doğrusu, böyle bir tasarrufun sizden gelmesini, Meclis Başkanından gelmesini hiç de doğru bulmadığımı bir kez daha vurgulamak istiyorum çünkü bu durum, Meclisin iradesine de, milleti temsil etme nosyonuna da, halkın temsili organı olma işlevine de uygun düşmüyor.
Sonuçta, bir teamül vardır ve bu teamüle göre de başkan vekilleri sırayla yönetirler. Benim dün yaptığım işlemlerde herhangi bir hukuksuzluk olduğunu -tekrar söyleyeyim- düşünmüyorum. Bu bir tartışmaydı, bu tartışma Parlamentonun kendi usulleri içinde devam eder ve bir sonuca bağlanırdı ama bu şekilde bir müdahale, çoğunluk yetkisini kullanarak keyfî bir tasarrufta bulunma anlamına geliyor. Bugün oluşan görüntü, Türkiye'nin bir süredir ciddi sıkıntı çektiği tablolardan birini andırıyor Sayın Başkan. Ben şahsı asla hedef almam, sadece tabloyu yorumlamaya, değerlendirmeye çalışırım. Bu tablo bir kayyumluk tablosudur. Evet, bir kayyumluk tablosu olarak görüyorum, Parlamentonun ruhuna ve geleneklerine uygun bulmuyorum, demokratik teamüllerin yerleşmesi çabasına da bir sekteye uğratma müdahalesi olarak yorumluyorum.
İç Tüzük'ün size bu yetkiyi verdiğini elbette biliyorum. Ben bu yetkiyi kullanma gerekçelerinizi doğru bulmadığımı söyledim; bu tasarrufu doğru bulmadığımı söyledim. Hukuka aykırı bir işlem yaptığınızı da iddia etmiyorum Sayın Başkan. Bu tasarrufun kullanılma şeklini doğru bulmadığımın altını tekrar çizeyim.
Diğer ifadem ise yaptığınız işlemin bir kayyum tayin işlemi değil oluşan tablonun bir kayyımlık görüntüsü oluşturduğunu söyledim. Kullandığım sözcükleri son derece dikkatle seçiyorum. Elbette dünkü konu bugün yine tartışılacaktır. Ben o tartışmaya yeniden girmek istemiyorum. Bir cümleyle tutumumu tekrar kamuoyunun ve Genel Kurulun bilgisine takdim etmek istiyorum. Ben İç Tüzük'ün grup önerisi yoluyla değiştirilmesi sonucunu doğuracak bir işlemi İç Tüzük'e uygun bulmadığım için işleme koymadım. Eğer böyle bir tasarruf işleme konursa bundan sonra yaşayacağımız sıkıntıların büyük olacağını tekrar hatırlatayım. Çünkü İç Tüzük'ü Anayasa'nın altında, kanunların üstünde sayılan bir metni grup önerisi yoluyla, basit çoğunlukla, diğer usul kuralları atlanarak değiştirmek, hem hukukumuz açısından hem siyasi geleneklerimiz açısından çok ciddi sıkıntılara yol açacaktır; bunun önüne geçmek istedim, o nedenle de takdir yetkimi bu yönde kullandım."