TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Kuveyt Dışişleri Bakanı ve Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Şeyh Ahmed Nasır el-Muhammed es-Sabah ile bir araya gelirken, burada yaptığı konuşmada, "Filistin'in haklılığı konusunda dünyada, İslam ülkeleri dışında da olumlu bir kamuoyu oluştu. Bölge ülkeleri de bunu doğru bir şekilde değerlendirmeli" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ziyaret düzenlediği Kuveyt’te temaslarını sürdürüyor. Şentop, Kuveyt'te, Kuveyt Dışişleri Bakanı ve Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Şeyh Ahmed Nasır el-Muhammed es-Sabah ile bir araya geldi.
Şentop burada yaptığı konuşmada, salgın sürecinin başlamasından sonra ilk resmi ziyaretini Kuveyt'e gerçekleştirdiğini, Kuveyt'in kendileri için müstesna bir yere sahip olduğunu belirtti. Geçtiğimiz yıl Türkiye ile Kuveyt arasında mutabık kalınan eylem planını anımsatan Şentop, söz konusu planın, salgın sürecinde rölantide ilerleyen ekonomik ilişkilere ivme kazandıracağını kaydetti. Türkiye ile Kuveyt arasında birçok alanda iş birliğinin ilerletilebileceğini dile getiren Şentop, bunlardan birinin de savunma sanayi olduğuna işaret etti. Şentop, Türkiye'nin savunma sanayinde yerli üretim oranının artık yüzde 70'lerin üzerine çıktığına dikkati çekti.
Sağlık alanındaki iş birliğine de değinen Şentop, Türkiye'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde sağlık alanında önemli yatırımlar yapıldığını, özellikle salgın sürecinde ülkenin bunu faydasını gördüğünü ifade etti.
Mustafa Şentop, gelinen noktada, artık güçlü sağlık altyapısı olmayan ülkeye "güçlü ülke" demenin zor olduğunu belirtti. Konuşmasında Yunus Emre Enstitüsü konusuna değinen Şentop, birçok ülkede faaliyet gösteren enstitünün kısa süre içinde Kuveyt'te de faaliyete başlamasını arzu ettiklerini, bu konuda Kuveyt tarafının da gerekli desteği vereceğine inandığını söyledi.
“Filistin meselesi yalnız bölge ülkeleri için değil, dünya barışı için önemli”
Filistin davasına dikkati çeken Şentop, bu meselenin yalnız bölge ülkeleri için değil, dünya barışı için önemli olduğunu vurguladı. Filistin'in haklılığı konusunda, İslam ülkeleri dışındaki diğer birçok ülke kamuoyunda da olumlu gelişmelerin yaşandığına dikkati çeken Şentop, bunu uluslararası hukuk bağlamında da gördüklerini kaydetti.
Şentop, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, İsrail'in Gazze'de insan haklarını ihlal eden eylemleri nedeniyle yargılanabileceği hususunda prensip kararı aldığını anımsattı. Mustafa Şentop yine bu kapsamda, BM İnsan Hakları Komitesi'nin hazırladığı raporun da önemli olduğunu vurguladı. Kuveyt'teki temasları kapsamında gazetecilerle bir araya gelen Şentop, Kuveyt'in Türkiye için özel bir yere sahip olduğuna işaret ederek, salgın sürecinin başlangıcından bu yana ilk resmi ziyaretini Kuveyt'e gerçekleştirdiğini söyledi.
“Türkiye olarak, körfez ülkelerindekileri birleştiren hususların çok daha fazla olduğu kanaatindeyiz”
Şentop daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kuveyt'in parlamenter gelenek bakımından önemli bir ülke olduğunu anımsan Şentop, Körfez ülkelerinde yaşanan ihtilaflarda Kuveyt'in üstlendiği arabulucu rolünü takdirle izlediklerini söyledi.
Şentop, "Biz de Türkiye olarak, bölgede yaşayan insanları birleştiren hususların çok daha fazla olduğu kanaatindeyiz. İhtilaf olarak ortaya konulan hususların ise daha az ve ehemmiyetsiz olduğu görüşündeyiz" diye konuştu.
Bölgedeki sorunları, bölgede yaşayan halkların ve onların yöneticilerinin ele alması gerektiğine dikkati çeken Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bölgedeki sorunları bölgedeki ülkeler çözmeli. Bölge dışındaki ülkelere bel bağlamanın, onların eliyle bölgemizin sorunlarını çözmeye çalışmanın, bölgeye barış değil, aksine kan ve gözyaşı getirdiğini hepimiz müşahede ettik. Devletler kendi halklarına güvenmeliler, halklarının çıkarlarını üstün tutmalılar. Kendi çıkarlarını, başkalarının talep ve arzularının üstünde tutmalılar. Halklarına güvenmeliler. Türkiye, başından beri bu tutum içindedir. Bölge dışındaki ülkelerin emel ve arzularına göre hareket etmekle bir yere varılamayacak."
Mustafa Şentop, Türkiye'nin dış politikasının temelinin, ilkesel ve insanı esas alan temeller olduğunu ifade etti. İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği’nin (İSİPAB) içinde daimi Filistin Komitesi bulunduğunu anımsatan Şentop, bu komitenin yılda en az bir kere toplandığını söyledi. Filistin Daimi Komitesi'nin bu yıl İstanbul'da toplanmasını arzu ettiklerini belirten Şentop, "İnşallah Eylül ayı içinde bu toplantımızı yapacağız, davetini duyuracağız" bilgisini paylaştı.
“Tarih boyunca dünyanın merkezi Orta Doğu olmuştur”
Mustafa Şentop, 20. yüzyılda, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan uluslararası paradigmanın iki kutuplu bir dünya anlayışı olduğuna işaret ederek, "O zaman ülkelerin işleri kolaydı; her olayla ilgili olarak bir politika belirlemeniz gerekmiyordu. Tabi olduğunuz kutup, blok nasıl hareket ediyorsa siz de ona uyardınız. Artık böyle bir dünya kalmadı. Yeni bir dünya kuruluyor. Tarih boyunca bu dünyanın merkezi Orta Doğu olmuştur. Bütün olaylar buradan şekillenmiş, savaş-barış bu bölgede belirlenmiş" ifadelerini kullandı.
Özellikle enerji kaynakları bağlamında Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelere dikkati çeken Şentop, "Bazı Avrupa ülkeleri, Doğu Akdeniz ile ilgili görüşlerini sunuyorlar. Batı Akdeniz'de varlığını sürdüren ülkelerin, Doğu Akdeniz ile ilgili bu anlamda ahkam kesmesini garip buluyorum. Türkiye, menfaat ve çıkarlarına halel getirecek işlere asla müsaade etmez" dedi.
“Eskiden bazı ülkelerin sadece hakları, bazı ülkelerin ise sadece mükellefiyetleri vardı”
Şentop, ramazan ayında İsrail'in saldırıları sonucunda Filistin'de yaşananlar üzerine dünyanın birçok ülkesinden tepki gösterildiğini hatırlattı. Filistin'in haklılığı konusunda, dünyada, İslam ülkeleri dışında da olumlu bir kamuoyu oluştuğunun altını çizen Şentop, bölge ülkelerinin de bunu doğru bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin dış politika ilkelerine değinen Şentop, "Eskiden dünyada şöyle bir anlayış vardı: Bazı ülkelerin sadece hakları, bazı ülkelerin ise sadece mükellefiyetleri vardı. Bazı ülkeler, 'Bütün haklar bizim, sizlerin ise uymaları gereken kurallar var' anlayışında idi. Biz diyoruz ki bütün ülkelerin hakları ve mükellefiyetleri vardır. Herkes hukuka uyacak, hakkına razı olacak" sözlerini kaydetti. (İHA)