Hülya Karabağlı
ANKARA
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun 12 Eylül Alt Komisyonu, ‘darbecilerin’ tarifini yaptı. Komisyona göre, darbeci, hepimizin yakından bildiği, gündelik hayatta örneğini çokça gördüğümüz bir kişiliğe sahip. En öne çıkan özelliği, her şeyi kendisinin bildiğini, toplumun güdülmesi gereken bir sürü olduğunu düşünüyor. Darbeciler, ülkenin nasıl kurtulacağının yegâne reçetesinin kendi kafalarının içinde olduğuna inanıyor ve güce tapıyorlar. “her şeyi ben bilirim” havaları, toplumu küçümseyen tavırları onları sevimsiz, ruhsuz yapıyor. Şüpheci ve vicdansızlar. Herkesten kendilerine karşı oldukları konusunda şüpheleniyorlar. Şüphelerini yatıştırmak için olmadık zulümlere başvuruyorlar, asla suçluluk ve vicdan azabı duymuyorlar. Zulümlerini hep meşru görüyorlar.
Komisyonun kapsamlı raporunda, ‘darbeci zihniyetin’ ayrıntılı tarifi yapıldı. Rapor şöyle.
‘Demokrasi ve toplum düşmanı ideolojik fanatikler ‘
-Zihniyet dünyalarındaki benzerliğin yanı sıra bu ruhsal yapı tüm darbeciler silsilesinde görülür. Darbeci kişiliğin kendine ve güce tapınan ben bilirimciliği, şüpheciliği ve despotluğu, tüm darbeciler için söz konusudur. Hepsi de toplumu küçümseme, aşağılama, çocuk olarak algılama konusunda hemfikirdirler. Darbecilerin tamamı, dar kafalı, demokrasi ve toplum düşmanı ideolojik fanatiklerdir.
‘Darbe planları için gençlerin birbirini öldürmelerinde beis görmezler’
-Böyle bir zihniyet dünyasına ve ruhsal yapısına sahip kimselerin darbe koşullarını hazırlamak için toplumu kendini yönetmekten aciz, fitne fesat yuvası; demokratik yollardan seçilmiş halkın temsilcilerini kişisel çıkarları için her şeye yeltenecek koltuk sevdalıları olarak göstermek için ellerinden geleni yapacakları açıktır. Eğer darbe planları için gençlerin provokasyonlarla birbirlerini öldürmeleri gerekiyorsa bunda da bir beis görülmeyecektir.
‘Darbeciyi tanımak için kafa yapısını tanımak lazım’
Türkiye bir süredir darbeci-vesayetçi zihniyetle yüzleşiyor. Vesayetçi-darbeci zihniyetle yüzleşmenin ilk şartı, bu zihniyete sahip olan kafa yapısını iyi tanımaktır. Bunun için de “darbeciler ne düşünür de darbe girişiminde bulunur? Darbecinin ruh dünyası nedir?” sorularına cevap verilmesi gerekir. Bu sorulara verilen cevaplar bir bakıma, vakti zamanında darbecilere boyun eğmiş, hatta darbecilere alkış tutmuş kitleleri de içlerindeki despotik zihniyetle karşı karşıya bırakmak, onların zihinlerinin demokratik dönüşümüne hizmet etmektir.
Önemli olan darbeci zihniyeti ve kişiliği tanımaktır zira darbeci zihniyet her zaman tüm toplumlar da şöyle ya da böyle vardır ama toplum demokrasi konusunda bilinçli ve kendisine güvenli olduğu için onların iktidar olmasına izin vermez. Özellikle ekonomik krizler ve savaşlar sırasında darbecilere fırsat doğabilir, gücü ele geçirdiklerinde toplumdüşmanlıklarını uygulamaya koyabilirler. 1929 bunalımından sonra hemen tüm Avrupa’da darbeci zihniyet iktidara geldi, Nazi ve faşist iktidarlar, demokrasiyle iş başına gelmiş gibi görünmelerine rağmen uygulamaları darbeci zihniyetin ürünüydü. Avrupa’da Nazi işgalleri sırasında değişik ülkelerdeki işbirlikçi iktidarlar, darbeciydiler… Uzun lafın kısası, darbecilik tehlikesi her zaman vardır ve farklı kılıklarda her zaman karşımıza çıkabilir; tehlikenin farkında olmalı darbeci zihniyeti iyi tanımalıyız…
Darbeci zihniyeti tanırsak, onların olağan demokratik bir işleyişte havsalaların alamayacağı faaliyetleri nasıl icra etme hevesi ve cesareti bulduklarını da kolayca görebiliriz.