Ben gençliğimde Mücadele Birliği bünyesinde bulundum, orada da Kültür Çalışmaları vardı, evlerimiz vardı.
Biri bana söylesin, parti, örgüt, cemaat ya da tarikat olup da, sohbeti bulunmasın.
Biri bana söylesin parti, örgüt, cemaat ya da tarikat olup da, daha yoğun okuduğu kitapları, bir tür kudsiyet yüklediği (lider, önder, şeyh vs gibi) simaları olmasın.
Şimdi gelelim sorunlu alana. Bu yapıların liderliği sapıttığı zaman tüm mensuplarını tepe kadrolarla birlikte olan bitenden sorumlu tutacak mıyız?
***
FETÖ konusu ilk başladığı zamanlarda Milli Güvenlik Kurulu “Legal görünümlü illegal yapı” tanımlaması yaptı. Ben dedim ki, “Bu sorunlu bir tanımlama, buradan yola çıkarsanız yarın bir kötü niyetli iktidar gelir Ak Parti’nin kapısına legal görünümlü illegal yapı” ilamını asar. Nitekim Anayasa Mahkemesi kalktı Ak Parti’yi “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” diye mahkum etti, kapatmadı belki ama hazine yardımında kısıntı yaptı.
Şimdi ne olacak? Ak Parti’ye oy veren herkes laiklik karşıtı eylemlerin odağı suçlamasından pay mı alacak?
HDP’ye oy veren herkes hakkında PKK ile iltisakı sebebiyle “Legal görünümlü illegal yapı”ya mensubiyet suçlaması mı yapacağız?
Şu “İltisak” tanımlamasına da acayip takılıyorum. “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım” etme suçlamasına da …
FETÖ’de liderlik sapıttı. Liderlik etrafındaki yüzlerce kişi kaçtı, Amerika’ya, Avrupa ülkelerine sığındı. Devlet onlara ulaşmakta zorlanıyor, çünkü Batılı ülkeler onları Türkiye’ye karşı kullanıyor.
İçerde ne oluyor? İçerde, “iltisaklı, irtibatlı” gerekçesiyle on binlerce insan cezaevine girmiş durumda, yüz binlercesi de soruşturmaya tabi kılınmış, KHK ile ihraç edilmiş bulunuyor.
FETÖ’nün gadrine uğramış Hanefi Avcı defalarca söyledi, “Bu kadar insanı içerde tutmanın ülkeye bir yararı olmaz, başka bir toplumsal yara açarsınız” diye…
Yara yok mu? Ak Parti de biliyor ki, yara var. Ak Parti’de politika yapıp da şurasında burasında “Gülen cemaati” denilen zamanlarda o yapı ile iltisakı olmayan birisi var mı?
Yazının tamamı için tıklayın