Gündem

Tarihi Diyarbakır surları için gelecek olan UNESCO’ya çağrı: Bundan sonraki yıkımların önüne geçin

Sivil toplum kuruluşları, Nisan'da Diyarbakır'a gelecek olan UNESCO'ya "Sadece devleti değil, STK'ları da dinleyin" çağrısı yaptı

20 Ocak 2020 11:17

Diyarbakır surları için UNESCO’dan bir heyet, nisanda Türkiye’ye gelecek. Heyet, 5 yıl önce yaşanan ‘hendek’ operasyonlarında büyük hasar gören Sur İlçesi’nde yeni yapılaşma ve projelerin uygunluğunu yerinde inceleyecek. Sivil toplum kuruluşları UNESCO'ya çağrı yaparak "Beklentimiz sadece taraf olan Türkiye’nin resmi temsilcilerini dinlemesi değil, üçüncü taraf olarak tanımladığımız mesleki örgütleri, sivil toplum örgütleri, kent dinamikleri ile de görüşme almasıdır. Sağlıklı ve objektif bir rapor hazırlanması ancak böyle sağlanabilir" dedi. 

Independent Türkçe'den Veysi Polat'ın haberine göre, tarihi Diyarbakır surları, 4 Temmuz 2015 tarihinde Almanya’nın Bonn kentinde gerçekleşen “39. UNESCO Dünya Mirası Komitesi Toplantısı”nda, Türkiye’nin 14’ncü miras alanı olarak “Dünya Mirası Listesi”ne alındı.

Fotoğraf: Independent Türkçe

Bu karardan 5 ay sonra merkez Sur İlçesi'nde PKK’nın şehir yapılanması Sivil Savunma Güçleri (YPS) üyelerinin kazdığı hendekleri kapatmak, barikatları kaldırmak amacıyla başlatılan operasyon  başladı. Operasyon sırasında birçok tescilli yapı yıkıldı, bir kısmı da ağır hasar gördü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, operasyonların tamamen sona ermesinden sonra çatışmaların yaşandığı bölgede kamulaştırmaya giderken, yıkılan yapıların yerine yeni evler inşa etti.

Bakanlık, evlerin Sur’un mimarisine uygun olarak yapıldığını taahhüt etse de basına sızan fotoğraflar, kentteki sivil toplum kuruluşlarının tepkisine neden oldu.  Bazalt kaplamalı evlerin Sur’un dokusuna uygun olmadığını belirten STK’lar, devam eden çalışmaların derhal durdurulmasını ve projenin değiştirilmesini istiyor.

"50 tarihi yapı tamamen yıkıldı" 

UNESCO’yu Türkiye’ye davet eden isimlerden biri de Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Şerefhan Aydın, UNESCO’nun sorumluluğunun sadece Diyarbakır Surları için olmadığını, Surları besleyen ve Türkiye’nin de SİT alanına dahil ettiği tampon bölgelerini de kapsadığını söyledi.

Söz konusu SİT alanı içindeki tescilli yapıların Sur’daki çatışmalarda ağır hasar gördüğünü, 50 tarihi yapının tamamen yıkıldığını ifade ederek, “O dönem 174 üye ülkeye mektup gönderip, yıkıma karşı refleksi gösterilmesi için çağrı yaptık. UNESCO işleyişi açısından bakıldığında muhatap taraf devlettir. Bundan kaynaklı taraf devlet olduğu için Türkiye’den sağlıklı, objektif bir rapor beklemek de gerçekçi değildi. 2018 Aralık ayına kadar UNESCO’nun bir refleksini görmedik. Genel Merkez ile birlikte ortak bir karar aldık. Aralık 2018’deki UNESCO toplantısı için bir deklarasyon yayınladık ve hemen akabinde İngilizce’ye çevirip UNESCO’ya gönderdik” dedi.

"Bundan sonraki yapıların yıkımını durdurabilir UNESCO"

"Aldığımız bilgilere göre UNESCO, Türkiye’den Sur’a dair 3 kez rapor istemiş. Türkiye iki kez yanıt vermiş, ama olayın gerçek boyutuna değinmemiş" diyen Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim çağrımız üzerine UNESCO, Diyarbakır’a gelip Sur’da inceleme yapmak için Türkiye’den tarih istedi. 2019 Temmuz’undaki UNESCO Genel Kurulu’nda bu karar alındı. UNESCO heyeti Nisan’da Diyarbakır’a gelip inceleme yapacak.

Bu gelişme üzerine UNESCO’ya sunulmak üzere yeni bir hazırlığa başladık. UNESCO’dan beklentimiz sadece taraf olan Türkiye’nin resmi temsilcilerini dinlemesi değil, üçüncü taraf olarak tanımladığımız mesleki örgütleri, sivil toplum örgütleri, kent dinamikleri ile de görüşme almasıdır.

Sağlıklı ve objektif bir rapor hazırlanması ancak böyle sağlanabilir. Devletin yetkileri ile alana gidip gözlem yapılacaksa da yine taraflı anlatımlarla farklı bir sonuç çıkmayacaktır. Çağrımız bu yöndedir UNESCO’ya. Bundan sonraki yapıların yıkımını durdurabilir UNESCO."

Sur’da Millet Bahçesi ve Dicle Nehri Islah Projesi ile ilgili Kültürel Miras Etki Değerlendirme Raporu’nun UNESCO’ya sunulmadan hayata geçirildiğini ifade eden Aydın, “Her iki projede de UNESCO’yu göz ardı ettiler. Konuyu yargıya taşımamız üzerine bu iki proje durduruldu. Burada Sur’un siluetini bozan duvarlar, Sur’un hemen sıfırında yapılar kazılar, arkeolojik yapı ihtimaline karşı dolgular yapıldı. Daha önce projeye onay veren Diyarbakır Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, UNESCO’nun gelişini öğrendikten sonra Çevre Şehircilik Bakanlığı’na yazı yazarak ‘projeleri bizden habersiz yaptınız’ dediler. Bunlar çelişkili durumlar” diye konuştu.

Ne olmuştu?

Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde, 2 Aralık 2015-10 Mart 2016 tarihleri arasında yaşanan çatışmalar Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerinde gerçekleşmişti. Çatışmalar nedeniyle 20 binden fazla kişi ilçeden göç etmek zorunda kalmış, Suriçi'ndeki binlerce bina tahrip olmuş, ilçeye uzun bir süre su ve elektrik verilememişti.