-''TANKIN KARŞISINA İLK BEN ÇIKACAĞIM'' BERLİN (A.A) - 21.09.2010 - Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Sivil-asker ilişkilerinin demokratik temele oturtulmasını istiyoruz. Eğer bir darbe olursa tankın karşısına ilk ben çıkacağım'' dedi. Berlin'deki Friedrich Ebert Vakfında ''Türkiye ve Gerçekleri'' konulu bir konferans veren Kılıçdaroğlu, konuşmasında, Türkiye'de Adalet Bakanı istemeden savcılığa karşı soruşturma açılamadığını belirterek, hükümetin reform olarak tanıttığı çoğu şeyin reformla bir ilgisi olmadığını savundu. AB'nin tüm ilerleme raporlarında Türkiye'deki yargının bağımsız olmadığı şeklinde ifadelerin yer aldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, bu konuda Türk hükümetine karşı suskun kaldığı gerekçesi ile AB ülkelerini de eleştirdi. ''Sivil-asker ilişkilerinin demokratik temele oturtulmasını istiyoruz. Eğer bir darbe olursa tankın karşısına ilk ben çıkacağım'' diyen Kılıçdaroğlu, baskıcı sivil bir hükümetin diktacı bir rejimden farkı olmadığını, kendilerinin demokrasi, saydamlık, kadın-erkek eşitliği, kültürel ve dini özgürlükler istediğini söyledi. Türkiye'de bütçenin de saydam olmadığını, böylece insanların sorgulama haklarının elinden alındığını ifade eden Kılıçdaroğlu, gelir dağılımının dengeli olmadığı bir ülkenin uçuruma sürükleneceğini, bu nedenle bölgeler arasındaki farklılıkların da giderilmesini istediklerini kaydetti. AB ile ilgilendiklerini, kendilerini Avrupa'nın bir parçası olarak gördüklerini belirten Kılıçdaroğlu, Avrupa'da olan hak ve özgürlüklerin Türkiye'de de olmasını istediklerini, bireysel toplumda yaşayan özgür bireyler yaratılması çabası içinde olduklarını ve hiç kimsenin Türkiye'yi Avrupa'dan dışlamaya hakkı olmadığına inandıklarını söyledi. -''TÜRKİYE ÖRNEK TEŞKİL EDEBİLİR''- Konuşmasının ardından izleyicilerden gelen soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Brüksel'de büro açma nedenlerinin sorulması üzerine bunun amacının Avrupalılara ilk ağızdan CHP'nin Türkiye-AB ilişkileri konusundaki görüşlerini aktarmak olduğunu ve bugüne kadar hiç bir AB uyum yasasına karşı çıkmadıklarını söyledi. AB'nin enerji kaynaklarına yakın olmayı istemesi durumunda Türkiye'yi dışlayamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'de her ne kadar ''aksayan bir demokrasi olsa da'' modern çehresi ile Türkiye'nin Ortadoğu'daki pek çok ülkeye örnek teşkil edebileceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki referandumun da saydam yapılmadığını ve pek çok insanın bir telefon görüşmesi ile görevinden alınabildiğini, bu nedenle demokratik hak ve özgürlükleri geliştiren bir anayasa istediklerini kaydederek, hazırlayacakları anayasa taslağının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edileceğini savundu. Türkiye'nin İran ile yakınlaşmasından dolayı siyasi ekseninin kaydığı şeklinde Avrupa'da yapılan tartışmalar ile ilgili olarak da Kılıçdaroğlu, bu konunun Türkiye'de tartışılmadığını ancak hükümetin tutumunun bu konudaki görüşleri körüklediğini kaydetti. -''DİNİN İSTİSMAR EDİLMESİ''- Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en önemli sorununun dinin istismar edilmesi olduğunu savunarak, iktidara geldikleri takdirde ilk yapacakları işin siyasi ahlak yasasını çıkartmak olacağını, halka yönelik baskıları ortadan kaldıracaklarını belirtti. CHP'nin neden halka inemediğini soran bir izleyiciye Kılıçdaroğlu, CHP'nin bunu önceleri çok iyi başardığını ancak daha sonra rahatlayarak gevşediği yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de din istismarının ve etnik köken anlayışının ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun başarılması için de eğitimin şart olduğunu ifade etti. Bu tabloyu 12 Eylül darbesinin yarattığını, Türkiye'de yoksulluğun ve inançların sömürüldüğünü, bunun Türk siyasetinin çıkmazı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, Avrupa'nın etik değerlerini her zaman savunduklarını, bunları doğru kabul ettiklerini ve bunların Türkiye'de de uygulanabilmesi için Avrupa ülkelerinden destek beklediklerini sözlerine ekledi.