Gezi Parkı eylemcilerinin oluşturduğu Taksim Platformu Haziran ayından itibaren İstanbul'un gelişimine, yönetimine ve geleceğine ilişkin olarak yürüttüğü çalışmalar sonucunda "İstanbul sözleşmesi"ni hazırladı. Platform, Sözleşmeyi tartışmak için toplantı çağrısında bulundu.
Mahalle derneklerinden mimalara kadar geniş kitlelerin temsilcilerini de içinde barındıran Taksim Platform'u sözleşmeyi tartışmak, yerel yönetim adaylarından beklentileri konuşmak için 14 Aralık 2013 Cumartesi saat 13:30'da İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Taşkışla kampüsünde toplanacak.
Platform tarafından hazırlanan sözleşme şöyle;
İstanbul Sözleşmesi
Bu sözleşmeyi imzalayanlar olarak İstanbul’un gelişimi, yönetimi ve geleceği ile ilgili kararlar konusunda söz ve sorumluluk sahibi olmak istiyoruz. Kentimize sahip çıkıyoruz ve İstanbul’u yönetmek için aday olanlardan da İstanbul’a sahip çıkmalarını talep ediyoruz. Kent yönetimi için seçilecek aday hangi partiden olursa olsun, aşağıda açıkladığımız temel ilkelere uygun çalışmasını sağlamak için elimizden geleni yapacağız.
· Kentler merkezden değil yerinden yönetilmelidir. Yerel yönetimlerin güçlü ve etkin kılınmaları için gereken, mali kaynaklara erişimleri başta olmak üzere, yasal ve anayasal düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekir.
· Her düzeydeki kent yönetimi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlamakla yükümlü olmalı.
· Merkezi ve yerel yönetimler kentlilerin paydaş olduklarını kabul etmeli, iletişimi güçlendirmeli ve yaşadığımız mahalle, ilçe ve ilimizle ilgili tüm kararlara gerçek anlamda katılımımızı sağlamalı.
· İstanbul, parça parça çeşitli projelerle değil, doğal, tarihi, sosyo-ekonomik, mimari ve insani tüm değer ve özelliklerini bir bütün olarak düşünen, çevre-insan dengesini merkezine alan master planlarla yönetilmeli. Master plan kararlarına uyulmalı ve düzenli aralarla kentin tüm paydaşları, uzmanlar, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin dahil olduğu katılımcı bir süreçle planlar güncellenmeli.
· Kentin bugününü ve geleceğini doğrudan ilgilendiren su havzaları, tarım alanları, denizi, ormanları, tarihi ve doğal varlıkları, tüm canlıları ve beşeri nitelikleri korunmalı İstanbul’un varlığını tehdit eden tüm projelerden vazgeçilmeli.
· Kentsel dönüşüm ve yenileme projeleri, bölgesinin sosyal, kültürel, peyzaj dokusu ve mülkiyet hakları korunarak, orada yaşayanların katılımıyla ve kimse yerinden edilmeden birer iyileştirme çalışması olarak gerçekleştirilmeli.
· Kentte yaşayan çocuk, yaşlı, yaya, bisikletli, engelli herkesin dilediği yere zamanında, tehlikesiz ve sağlıklı ulaşımı için çözümler bulunmalı.
· Farklı kimlik, dil, inanç ve kültüre sahip insanlar kendilerini güven içinde hissetmeli, her İstanbullu kendisini özgürce ifade edebilmeli ve her tür ayrımcılık ve şiddet ile mücadele edilmeli.
· Parklar, limanlar, kıyılar, meydanlar, yeşil alanlar ve askeriyeye ait alanlar gibi, hep birlikte kullandığımız ya da kullanabileceğimiz kamu mülkleri yerel yönetimlere devredilmeli, imara açılmamalı, korunarak tüm İstanbulluların dinlenme, kültür-sanat, yaratıcı ve zanaat faaliyetlerine vakfedilmeli.
· Yoksulları gözeten sosyal politikalar geliştirmeli ve uygulamalı.
· Kadınların çalışma hayatına katılımı, kamusal alanda güvenliğin sağlanması, aile içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağduru kadınların ve çocukların korunması gibi konularda, ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte önlemler alınmalı ve uygulamalar hayata geçirilmeli.
· İstanbul’u ve yaşamımızı etkileyen her türlü proje, hayata geçirilmeden önce olumlu ve olumsuz bütün etkilerinin değerlendirildiği Etki Değerlendirme çalışmaları ile ele alınmalı ve sonuçları paylaşılmalı.
· Kentliler her türlü afet riskine karşı bilinçlendirilmeli, doğacak risk ve zararın en aza indirilmesine yönelik acil eylem planları oluşturulmalı, düzenli denetimler sağlanmalı.
· Yerel yönetimler kent kültürünün yaratıcı ve çok sesli bir şekilde geliştirilmesinden sorumludur. Kentlilerin ve kâr amacı gütmeyen kurumların önereceği kamusal nitelikli projeler teşvik edilmeli, sanat eğitimi, üretimi ve sunumunun desteklenmesi amacıyla belediye bütçelerinde pay ayrılmalı.
Bu SÖZLEŞMEYE imza atan İstanbullular olarak biz, bu sözleşmenin benimsediği yönetim tarzı ve anlayışını mahalle, ilçe ve kent düzeyinde her fırsatta savunmak, takipçiliğini yapmak; yerel seçimlerde aday olacak siyasilerin bu anlayışı benimsemeleri için uğraşmak, seçilecek yöneticilerin bu zihniyete uygun olarak çalışmalarını takip etmek için elimizden geleni yapacağımızı ilan ederiz.